Gündem

'Füze kalkanı değil, erken uyarı sistemi'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Malatya Kürecik'te kurulacak NATO füze savunma mimarisindeki erken...

05 Ekim 2011 03:00

T24 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Malatya Kürecik'te kurulacak NATO füze savunma mimarisindeki erken uyarı radarının, ''füze kalkanı'' değil, ''erken uyarı sistemi'' olduğunu belirterek, ''Vatandaşlarımız müsterih olsun, gerekli her türlü koruyucu tedbir alınmıştır'' dedi. 

TBMM Genel Kurulunda, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Kürecik'te kurulacak radar sistemine ilişkin gündemdışı söz aldı. 

Ağbaba, füze kalkanının, ''Türkiye'nin geleceğini tehdit ettiğini'' ileri sürerek, böyle bir karar alınırken, milletvekillerinin, muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin haberi olmadığını söyledi. Habersiz bir şekilde imzaya alınmasının ''kara leke'' olduğunu iddia eden Ağbaba, ''Niçin füze kalkanının Türkiye'de kurulması kabul edilmiştir?'' diye sordu.

Ağbaba, füze kalkanının Malatya'da kurulmasına yönelik endişelerinin bulunduğunu ifade ederek, füze kalkanının, insan ve çevre sağlığına olumsuz etkilerine işaret etti.

Hükümetin komşularla sıfır politikasının ''bir aldatmaca'' olduğunu ileri süren Ağbaba, Hükümetin, ülkeyi ateşe attığını savundu.


'Ulusal güvenlik meselesi'

Gündemdışı konuşmaya Hükümet adına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yanıt verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bugün, bu konuyu da içeren, dış politikadaki hassas hususları paylaştığını anlatan Davutoğlu, ''Bu mesele ulusal güvenlik meselesidir. Ciddiyetle ele alınması, polemik konusu yapılmaması gereken bir uluslararası güvenlik meselesidir. Bugün Kılıçdaroğlu'na verdiğim bilgiler, Hükümetin de elindeki bilgilerdir'' dedi.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ve kendi hükümetlerinin birinci önceliğini, ''ülkenin, vatandaşların ve torunlarının, güvenliğini sarsılmaz şekilde garanti altına almak'' şeklinde açıklayan Davutoğlu, ''Nükleer teknoloji, balistik füze teknolojisi öylesine hızlı gelişiyor ki bırakın tek tek ülkeleri, küçük grupların elinde bulunması halinde bile çok büyük risk potansiyeli oluşuyor. Önümüzdeki kısa dönemde balistik füze teknolojisinin en az 30 ülkede ve belki çok sayıda devlet dışı aktörlerin elinde olacağına dair bilimsel analizler var'' diye konuştu. 

Davutoğlu, görevlerinin, ülkenin bütünlüğünü ve gelecek nesilleri koruyacak önlemleri almak olduğunu belirterek, bunun da iki yolu bulunduğunu söyledi. Davutoğlu, birincisinin, ulusal füze savunma sistemlerini geliştirmek olduğunu kaydederek, bununla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerekli talimatı verdiğini, Savunma Sanayii Müsteşarlığının, bu konuda her türlü çalışmayı yapacağını bildirdi.

İkincisinin ise NATO ittifak sistemi içinde gerekli önlemlerin alınması olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''NATO ittifakı geçen Kasım ayında yeni stratejik konsept geliştirdi. Türkiye de buna etkin katkı sağladı. Bu konsept öngörülemeyen, ileride öngörülebilecek bütün tehditlere karşı NATO ülkelerinin bütünlüğünü savunma konusunda, yeni bir stratejik çerçeve oluşturdu. Bu çerçevedeki konulardan biri de sadece konvensiyonel savunma değil, balistik füze tehdidine karşı NATO ülkelerinin nasıl savunulacağı konusu. Herkes elindeki katkıları yaparak, bütün ülkelerin savunmasını teminat altına alma konusunda prensip kararı alındı. Biz, o toplantıda çok net bazı ilkeler beyan ettik. Bir, yeni savunma konseptinin herhangi bir komşu ülkeye karşı olmaması gerektiğini söyledik. Böyle bir tanımlama olmaması için diplomatik olarak yapılabilecek her türlü faaliyeti yaptık. Hiçbir NATO konsept kağıdında, herhangi bir komşu ülkenin ismi geçmemiştir.''


'Dar siyasi çıkarlara alet etme'

Konuşmasına CHP milletvekillerinin tepsi göstermesi üzerine Davutoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'nun, bu anlaşmanın imzalandığı gün, ''Şahsi görüşüm, füze kalkan kararı olumlu, Türkiye bakımdan yerinde bir karar'' açıklamasında bulunduğunu söyledi.

Loğoğlu, bu açıklamayı yaparken, bir başka milletvekilinin ''İsrail kalkanı'' demesinin saptırma, ulusal güvenlik meselelerini, küçük, dar siyasi çıkarlara alet etmek, Malatyalıları kışkırtmak olduğunu belirten Davutoğlu, ''Buna izin vermeyiz'' dedi.

İkinci ilkelerinin, Türkiye'nin nükleer güvenlik şemsiyesi altına alınması olduğunu dile getiren Bakan Davutoğlu, şunları söyledi:

''Dünyanın hangi köşesinden gelirse gelsin Türkiye'nin bütün topraklarının ilkesel pozisyonumuzdur, bunun temin edilmesini şart koştuk. 1 yılı aşkın teknik çalışmalarla, bununla ilgili gerekli teminatlar alındı. Bu, füze kalkanı değil, Türkiye'ye bir tek füze yerleştirilecek değil, bu bir erken uyarı sistemidir. Bu erken uyarı sistemi Türkiye'de değil, başka bir ülkede olması halinde Türkiye topraklarının sadece Marmara Bölgesi koruma altına giriyor. Türkiye'de en optimum nokta, Genelkurmay, MİT ve teknik bütün heyetlerle tespit edilerek bu sonuca ulaşıldı.''


'Sürecin her aşamasında müdahil olacak'

Davutoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin(TSK) görevlendirdiği yetkin subayların, bu güvenlik sistemini denetleyebilmesinin de sağlandığını, bu radar sisteminin, tümüyle TSK'nın denetimine açık olduğunu bildirdi. 

Bir saldırı olması halinde, otomatik olarak işleyen devrelerde, her aşamada Türkiye'nin diplomatik ve askeri müdahalesinin olacağını vurgulayan Davutoğlu, ''NATO üyesiyiz, NATO Konseyi'nde daimi temsilcimiz var. Alınan her kararda, yetkilendirmeyi daimi temsilcimizin de içinde bulunduğu heyet yapacak'' dedi. 

Davutoğlu, Türkiye'den habersiz, Türkiye'nin denetimi dışında bir sürecin devreye girmesinin söz konusu olmadığını bildirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Hiçbir ülkeye bilgi aktarılması da bu anlamda söz konusu değil. Eskişehir'deki NATO Koordinasyon Merkezi, bu radar üssüyle daimi temas halinde olacak. Almanya'daki NATO karargahındaki komutanımızla da temas halinde olacak.

Bizim için ulusal güvenliğimizi riske edecek herhangi bir adım atılması veya daha önce NATO Konseyi'nin aldığı kararlar dışına çıkılması durumunda, sürecin her aşamasında Türkiye müdahil olabilecektir. Önlemlere rağmen prensiplerin dışına çıkılması durumunda anlaşma 2 yıl süreyle kısıtlanmıştır. Türkiye, tek taraflı fesih yetkisine de sahiptir, Türkiye'nin ulusal çıkarları korunmuştur. Çevresel etki bakımından bütün kurumlarımız çalıştı, lokasyon buna göre tespit edildi.

Bu sistem caydırıcı bir sistemdir, ümit ederiz ki böyle bir sistem caydırıcı etki yapar, hiçbir zaman bu sistemi kullanma ihtiyacı gerekmez. Türkiye bu radar sistemine evsahipliği yapmamış olsaydı, başka bir ülkede, komşu ülkelerde olsaydı, o ülkelere yönelik bir saldırıda serpinti riskimiz şu ankinden çok daha fazla olurdu.

Güvenlik kurumları, Dışişleri, Genelkurmay Başkanlığı, MİT, bilimsel kurumlar 10 aydır bu konuyu çalışıyor. Vatandaşlarımız müsterih olsun, gerekli her türlü koruyucu tedbir alınmıştır.''


'Hükümet doğruları konuşsun'

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun ardından, ''sataşma'' olduğu gerekçesiyle söz alan CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, Davutoğlu'nun, Malatya'da kurulacak tesis hakkında söylediklerini yanlış aktardığını ifade etti.

Füze savunma sisteminin mantığı ile Malatya'da kurulması planlanan radar tesisinin mantığının birbirinden farklı olduğunu ileri süren Loğoğlu, füze savunma sisteminin alınan bir karar gereği NATO ülkelerince kabul edildiğini anlattı. Loğoğlu, NATO kararları çerçevesinde kabul edilen füze savunma sisteminin ülkenin savunması açısından yararlı olduğunu söyledi. 

Malatya'da kurulacak radar tesisinin amaçları bakımından çok farklı bir noktada olduğunu ifade eden Loğoğlu, ''Radar sistemi bir NATO tesisi değildir. Bu, Türkiye ve ABD arasında ikili bir mutabakat zaptına göre faaliyet gösterecek radar tesisidir. Amerikan yetkilileri, bu tesisten toplanacak istihbaratın İsrail ile paylaşılacağını ismen söylemişlerdir. Sayın Başbakan, 'bu açıklama düzeltilecek' dedi. ABD'den bugüne kadar gelen bir düzeltme yoktur. Hükümet doğruları konuşsun. İsrail ile ilişkiler alabildiğince gerilirken, sistemin bu İran'a karşı İsrail'i korumak için kurulduğunu kamuoyundan saklamaya çalışıyorlar'' diye konuştu.

Loğoğlu'nun konuşmasının ardından bazı CHP'li milletvekilleri, Davutoğlu'na yönelik olarak, ''Bakan Loğoğlu'ndan özür dilesin'' diye bağırdıkları duyuldu.