CHP ve MHP tarafından çatı adayı olarak Cumhurbaşkanlığına aday gösterilen eski İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun eşi Füsun İhsanoğlu eşi ile nasıl tanıştıklarını anlattı. Füsun İhsanoğlu, babası aracılığıyla Ekmeleddin İhsanoğlu ile tanıştığını belirterek, “Eşim o an için ‘Ahu gözleriyle kalbimi çaldı’ der hâlâ” dedi.
Hürriyet gazetesinden Zeynep Miraç’ın konuştuğu Füsun İhsanoğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda neler yapacağını anlattı. Füsun İhsanoğlu şunları söyledi:
Dedeniz Niyazi Ünal Alcılı eski DP milletvekili. Ailenizde siyaset nasıl karşılanıyordu? Özellikle de 27 Mayıs darbesini yaşadıktan sonra?
Annem Ülker Bilgiç, söylediğiniz gibi Demokrat Parti Yozgat Milletvekili ve Ağır Ceza Hâkimi Niyazi Ünal Alcılı’nın kızıdır. Babam Prof. Dr. Emin Bilgiç ise Kültür Bakanlığı Müsteşarı ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi dekanıydı. Dolayısıyla siyasete yabancı olmayan bir ailede dünyaya geldim. Dedemin birinci dönem DP milletvekili olduğu dönemleri yaşım gereği çok net olarak anımsayamasam da, yine DP milletvekili olan büyük amcam Said Bilgiç ve Adalet Partisi milletvekili olan küçük amcam Saadettin Bilgiç vasıtasıyla ailemiz uzun seneler boyunca aktif siyasetin içerisinde yer aldı. Dolayısıyla siyasi tartışmaların, görüşmelerin eksik olmadığı bir ortamda, siyaset dünyasından önemli şahısları tanıyarak büyüdük.
Nasıl bir aileydi sizinki? Çocukluğunuzdan en çok hangi resimler var hafızanızda?
26 Aralık 1951’de Ankara’da doğdum. İlkokula kadarki çocukluğum, dedeciğimin Kavaklıdere’de yer alan ve bahçesinde her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği bahçeli evinde geçti. Daha sonrasında Ankara’da ailemize ait apartmana geçtik ve bu geniş ailede 10 kuzenimle birlikte büyüdüm. Gelenek ve göreneklerini muhafaza eden, aynı zamanda çağdaş dünya görüşüne sahip bireylerden oluşan bir ailede yetiştiğimi söyleyebilirim.
‘Ekmeleddin Bey ile babam sayesinde tanıştım’
Ekmeleddin Bey ile Ankara’da tanışmışsınız. Tanışma hikâyeniz nasıl?
Rahmetli babam 1968’de Hititler konusunda bir konferans vermek üzere geldiği Kahire’de Ekmeleddin Bey ile tanışmış, onun refakatinde geçirdiği seyahatin ardından yine Ekmeleddin Bey tarafından Ankara’ya uğurlanmıştı. Ekmeleddin Bey 1970’te yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmüştü. Ben o sırada Eczacılık Fakültesi birinci sınıfta okuyordum. Babam onu ve annesini akşam yemeğine davet etmişti. İlk kez o akşam kendisini gördüm. Eşim o an için “Ahu gözleriyle kalbimi çaldı” der hâlâ. 1971’de evlendik ve bu mutlu evliliğimizde üç oğlumuz oldu.
Genç yaşta evlenmişsiniz. Evlendikten sonra mesleğinize devam etme fırsatınız oldu mu?
Evet, Ankara Doğumevi Hormon Laboratuvarı ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Doğum Bölümü Hormon Laboratuvarı’nda eczacılık yaptım.
‘Özel kalem müdürü disipliniyle çalıştım’
Hayatın sürprizlerle dolu olduğu malum... Benim için dönüm noktasıdır dediğiniz bir olay, an var mı?
1975 yılı ortalarında hipotiroidi hastalığım teşhis edildi. 1976’nın ortalarına doğru vücudum normale dönse de maalesef hastalığın ağır etkileri nedeniyle o dönemleri sıkıntılı geçirdim. Hastalığımın teşhisinin konmasını hayatımın çok önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum. Hastalığın tespiti ve tedavi süreçlerinden sonra Allah’a şükürler olsun ki evlat sahibi olabildim.
Eşinizin İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliği sırasında siz de yoğun olarak çalıştınız.
Evet, eşimin diplomatik görevleri süresince düzenlenen tüm davet ve etkinliklerde adeta bir özel kalem müdürü disipliniyle hizmetler sunmaya gayret ettim.
Sizin için öncelikli olan konular neydi? O dönemde neler yaptınız?
O dönemde teşkilat tarihinde ilk kez kadın sorunları ele alındı. Bu benim için müthiş bir fırsattı, zira kadınların sorunları en çok ilgilenmek istediğim alanların başında geliyordu. Teşkilatın kadın sorunlarını konu alan ilk kongresi Türkiye’de yapıldı. Kadınların eğitim, istihdam ve toplumsal yaşama katılım konularının teşkilata üye 57 ülkede ele alınması konusunda çalışmalar yürüttük. Ayrıca kültürel tanıtım faaliyetleri de gerçekleştirdik. Bunlardan biri Suudi Arabistan’da düzenlenen ve tezhip, hat, ebru gibi geleneksel sanatlarımızın tanıtıldığı Olgunlaşma Enstitüsü Defilesi’ydi. Bir diğer etkinliğimizde de Türk folklor zenginliklerini tanıtmış ve dönemin birçok devlet adamının eşlerini ağırlamıştık. Tüm bunların yanında dokuz yıl boyunca Türkiye ile İslam dünyasının diğer ülkeleri arasında eşimle birlikte köprü vazifesi görecek çalışmalar yürüttük.
Sorumluluklarınızın yanında sizi mutlu edenler neler?
Kitap okumayı, özellikle de tarih ve siyasi tarih alanında yazılmış eserleri okumayı çok seviyorum. İç mimari, dekorasyon, yemek ve sofra düzeninin yanı sıra dikiş dikmek de ilgi alanlarım arasında yer alıyor.
Eşinizin Çankaya adaylığı herkes için sürprizdi. Siz bu öneriyi duyduğunuzda ne düşündünüz? Hayatınızın bu denli bir değişime uğraması ihtimaline nasıl yaklaştınız?
Eşimin adaylığı kesinleştiğinde uzun ve zorlu bir görevden yeni çıkmıştık. Ailemi ve memleketimi çok özlemiştim. Bu onur verici görev hiç kuşkusuz benim de kadın, aile, eğitim ve sağlık alanlarına yönelik ağlar kurup, bu alandaki sorunların giderilebilmesine yönelik çalışmalar yapmama olanak tanıyacak. Dolayısıyla son derece mutlu, gururlu ve heyecanlı olduğumu ifade etmek isterim.
‘Çankaya’da önceliğim kadın sorunları olacak’
Çankaya, kadın, aile, eğitim ve sağlık alanlarındaki sorunların giderilmesine yönelik çalışmama olanak tanıyacak.
Ekmeleddin Bey cumhurbaşkanı seçilirse, Çankaya’nın yeni yaşam biçimiyle ilgili nasıl planlarınız var?
Halihazırda sürmekte olan bir seçim süreci bulunuyor. Dolayısıyla bu konulara eğilmek için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Her şeyin hayırlısını temenni ediyorum.
Aklınızda mutlaka yapmak istedikleriniz sıralıdır...
Kadınlara uygulanan şiddet, genç kızlarımızın küçük yaşta evlendirilmesi ve elbette ki eğitim sorunlarına odaklanacağım. Kadınların mutlak surette eğitime katılmaları gerektiğini düşünüyorum. Zira annelerin ve yetiştirecekleri nesillerin adil ve iyi eğitim almaları toplumun gelişim seviyesine sınırsız katkılar sunabilir.
Önceliğiniz kadın sorunları olacak o halde...
Eşimin görevi vesilesiyle çok sayıda ülkeyi ziyaret ettim. Gittiğim her ülkede kadınların ne kadar özverili ve ne kadar çalışkan olduklarına şahsen tanıklık etme fırsatı buldum. Bu alanda en önemli unsur iletişim. İnsanların sorunlarını yerinde görmek, onları dinlemek zorundasınız. Akıcı İngilizcemin birçok farklı ülkede kadınların sorunlarına eğilmemde bana büyük fayda sağladığını düşünüyorum. Kurulacak köprüler, eğitim ve işbirliği vasıtasıyla kadınların toplumsal yaşamdaki yerleri çok daha ileri bir noktaya gelebilir.