Gündem
BBC Türkçe

FT: Yeni sultanın buruk zaferi

İngiltere'de yayınlanan Financial Times (FT) gazetesi, referandumdan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istediği kadar güçlü bir zafer elde edemediğini öne sürerken, bundan sonrasında da çatışmacı tutumunu devam ettirmesinin beklendiğini söylüyor.

18 Nisan 2017 13:27

İngiltere'de yayınlanan Financial Times (FT) gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Pazar günü yapılan anayasa değişikliği referandumundan istediği kadar güçlü bir zafer elde edemediğini ve bu nedenle de tasfiyeleri sonlandırmak ya da Kürtlerle barış sürecini yeniden başlatmak gibi adımlar atmasının beklenmediğini söylüyor.

FT'ye göre ayrıca, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirip yeni bir çerçeveye oturtması gerekiyor ancak Erdoğan idam cezasını geri getirerek, ikili ilişkilerin "fişini kendisi çekebilir."

Gazetenin 'Yeni sultanın acı zaferi' başlıklı başyazısında, "Erdoğan reform değil kavga vaat ediyor" deniyor ve şu yorumlara yer veriliyor:

"Pazar günkü referandumda Türkiye'deki seçmenlerin önüne gelen pusulada herhangi bir soru yoktu. Sadece 'Evet' ve 'Hayır' seçenekleri vardı.

"Ancak Erdoğan'ın az farkla elde ettiği ve yoğun itirazlara neden olan zaferi, Türkiye için bir dönüm noktası.

"Anayasa değişiklikleri Cumhurbaşkanı'nı modern çağ sultanı haline getirecek. Denetimden uzak yürütme yetkilerine sahip olacak Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin kurumlarını kendisine tabi kılmak için her türlü fırsata erişecek.

"Ama Erdoğan arzu ettiği güçlü zaferi elde edemedi. Resmi olmayan sonuçlar referandumu çok az farkla kazandığını gösteriyor. Ankara ve İstanbul'da, hatta AKP'nin kalesi olarak nitelenen yerlerde 'Hayır' kazandı.

"Çatışmaların gölgesinde yaşamlarını sürdüren Kürtlerin de büyük kısmı anayasa değişikliğine 'Hayır' dedi.

"Muhalefet partileri, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) büyük tartışma yaratan mühürsüz pusulaları geçerli sayma kararı sonrası oyların yeniden sayılmasını talep ediyor.

"Hükümet tarafından atanmış YSK üyelerinin sonuçları geri çevirmesi oldukça düşük bir ihtimal.

"Ancak referandum son derece adaletsiz bir biçimde yürütülen kampanya dönemi nedeniyle zaten lekelenmişti.

"Erdoğan'ın bu şartlar altında elde ettiği galibiyet, uzlaşmacı bir çizgiye yöneliş, tasfiyelerin bitirilmesi, Kürtlerle barış sürecine geri dönüş veya uzun süredir rafa kaldırılmış olan ekonomik reformların hayata geçirilmesi anlamında fazla umut barındırmıyor.

"Tam tersine Erdoğan, kutuplaştırma taktiklerinin ve milliyetçi oylara oynama stratejisinin sonuç verdiğini düşünecektir. Olağanüstü hâlin devamı için girişimlerin başlatılması da sinyallerin bu yönde olduğunu gösteriyor.

"Erdoğan'ın 2019'da ya da daha erken bir seçim daha kazanması gerekecek. Uzlaşmadan ziyade, çatışmayı yoluna gitmeye devam etmesi olası.

"Bu da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ndeki ortaklarının içine düştüğü ikilemi derinleştiriyor.

"Brüksel'den gelen ilk tepkiler temkinliydi. Ankara'ya yeni sisteme geçişten önce toplumsal mutabakat arama çağrıları yapıldı. Ancak yapılacak anayasa değişikliklerinin hiçbirisi AB'ye üyelik kriterleriyle uyuşmuyor.

"Türkiye'nin AB adaylığı her zaman bir hayale daha yakındı. Ama artık tam bir komediye dönüştü. Erdoğan, idam cezasını geri getirerek fişi kendisi çekebilir.

"Eğer Erdoğan harekete geçmezse AB liderlerinin inisiyatifi ele alıp adım atması olası.

"Ancak AB'nin Türkiye'yle olan ticaret, güvenlik ve göç anlaşmalarının yeni bir çerçeveye oturtulması gerekecek.

"Ayrıca referandumda 'Hayır' diyen Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 50'lik bölümünü de terk etmemeliler.

"Brüksel ve Ankara arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasını güncelleyerek daha yakın ekonomik ilişkiler kurmak mümkün.

"Ancak Türkiye'deki yargı sistemi tamamen ele geçirilmişken, ülkedeki insan hakları ihlâlleri konusunda AB, Ankara'nın hesap vermesini sağlamak durumunda.

"Türkiye'nin Batı ile ilişkileri her zaman sıkıntılı oldu. Ancak uzun yıllar süren gecikmelere ve ötelemelere rağmen umut hep vardı. Artık bu umut sönmüş durumda.

"Bu tablo Türkiye için bir trajedi. Erdoğan reform ya da kalkınma değil kavga vaat ediyor. Sonuçlar aynı zamanda nüfusunun çoğunluğu Müslüman ülkeler için de demokrasiye indirilmiş ciddi bir darbe. Dünyanın referandumlara bel bağlamış despotizme doğru yürüyüşünde bir adım daha atıldı."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir