Gündem

Fotoğrafı gözünün önünden ayırmıyor!

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan Yurtkuran, cezaevi günlerini anlattı.

01 Eylül 2009 03:00

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan Yurtkuran'ın Bernay ile cezaevindeyken çektirdiği fotoğraflar ortaya çıktı.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan ve by-pass ameliyatı olduktan hemen sonra tahliye edilen Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'ın, Silivri Cezaevi'nde beraber kaldığı Ondokuz Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay ile cezaevindeyken çektirdiği fotoğraflar ortaya çıktı. Bernay ve Yurtkuran demir parmaklıkların ardından poz verirken, ikilinin birlikte volta atarken fotoğraf çektirdikleri de görüldü. Habertürk'e konuşan Yurtkuran, "Artık mücadelemin asıl amacı, yaşayıp, beraat ettiğimi görebilme düşüncesi. Dava bir gün sonuçlanırsa beraat edeceğime adım gibi eminim. Ama işte o kadar yaşayabilmek önemli" dedi.Ergenekon soruşturması kapsamında 17 Nisan günü tutuklanarak cezaevine konulan ve 25 Haziran günü by-pass ameliyatı olduktan hemen sonra tahliye edilen ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Vekili ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, kendisi gibi tutuklanıp tahliye edilen Ondokuz Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay ile cezaevindeyken çektirdiği fotoğrafı gözünün önünden ayırmıyor.

Birlikte volta bile atmışlar

Rektör Yurtkuran, tedavi gördüğü İstanbul Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden taburcu edildikten sonra Temmuz ayı başında Bursa'daki evine geldi. Tam olarak sağlığına kavuşamayan ve genelde ziyaretçi bile kabul etmeyen Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'la eşi Prof. Dr. Merih Yurtkuran yakından ilgileniyor. Cezaevinde geçirdiği 74 günü hiç unutmadığını belirten Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Silivri 4 Nolu Cezaevi'nin 13-7 koğuşundaki en yakın dert ortağının Ondokuz Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay olduğunu söyledi. Toplam 70 metrekare olan koğuşta 07.30-19.30 saatleri arasında açık olan havalandırmasında ellerinde tespihle volta atan Yurtkuran ile Bernay'ın birlikte çektirdiği fotoğraflar basına sızdı.

Rahatsızlığım giderek arttı

Rahatsızlığı iyice artınca ilk olarak cezaevinin revirine çıkarıldığını anlatan Mustafa Yurtkuran, "Buradan da Silivri Devlet Hastanesi'ne sevk edildim. İki gün boyunca burada tetkiklerim sürdü. Daha sonra buradan da Haseki Hastanesi Üroloji ve Kardiyoloji bölümlerine sevkim yapıldı. Burada yapılan efor testleri bozuk ve tahlillerde yüzde yüz ölüm riski taşıdığım ortaya çıkınca kanser tedavisi için üroloji servisine yatırıldım. Ardından doktorlar acil ameliyat kararı aldı" ifadelerini kullandı.

Sevincimi gözlerimle belli ettim


Yurtkuran, "Bu kararın ardından bu kez de Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildim. Hemen ertesi sabah ameliyata alınacağım bildirildi. Ameliyattan çıktığımda ise tahliye edildiğimi öğrendim. Bu haberi bana astsubay verdi. Daha sonra ailem geldi. Sevincime ortak oldular ama ben sadece bu sevincimi gözlerimle belli ediyordum" diye konuştu.

Beraat edeceğim ama o kadar yaşayabilmek önemli

Cezaevi günlerinin çok zor geçtiğini anlatan Yurtkuran, şimdiki hedefini ise, "Ciddi sağlık sorumlarıma rağmen, artık mücadelemin asıl amacı, yaşayıp, beraat ettiğimi görebilme düşüncesi. Tek hedefim budur. Bunun dışında başka bir hedefim yok. Yüzde yüz inanıyorum, dava bir gün sonuçlanırsa beraat edeceğime adım gibi eminim. Ama işte o kadar yaşayabilmek önemli" şeklinde konuştu.