Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) başkenti Washington DC merkezli politik analiz dergisi Foreign Policy (FP), başkanlık koltuğunu Donald Trump'a bırakmaya hazırlanan Barack Obama'nın 8 yıllık görev süresince izlediği dış politikadaki insan hakları karnesi hakkında bir analiz yayımladı. Kenneth Roth imzalı analizde, Türkiye'yle ilgili gelişmelere iki bölümde yer verildi. Kennet Roth, Beyaz Saray'ı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerine yeterli ilgi göstermemekle eleştirdi.
"Suriye'yle meşgulken
Türkiye'ye az ilgi gösterdi"
FP'deki analizde 15 Temmuz'un ardından yaşanan gelişmelere ilişkin olarak şu ifadelere yer verildi:
"Obama yönetiminin Suriye’yle meşgul olması, 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminin ardından bağımsız medyanın susturulduğu, gazetecilerin hapse atıldığı, hâkimlerin, öğretmenlerin, sivil memurların, Kürt belediye başkanlarının ve politik aktivistlerin işten çıkarıldığı ya da tutuklandığı Türkiye’de insan haklarındaki dramatik kötüye gidişe az ilgi göstermesine neden oldu."
"ABD Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin muhalifleri silahlandırmasına izin verdi"
Analizin Suriye bölümünde Türkiye'nin çatışmaların ilk aşamalarında muhalif grupları silahlandırdığı söylenerek şu iafadelere yer verildi:
"Obama’nın Suriye rejiminin zulümlerine tepkisi tereddütlü ve etkisiz oldu. Çatışmaların ilk aşamasında müttefikleri Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin bazıları son derece kötü eğilimli muhalif grupları silahlandırmasına izin verdi. Suriye ordusu Obama'nın kimyasal silah kullanımına ilişkin 'kırmızı çizgiyi' aştığında, ABD hükümeti kimyasal silah cephaneliğinin kaldırılmasına yardım etti. Ancak Suriye Hava Kuvvetleri varil bombalarıyla klorin atmaya devam ederken bunun da yetersiz olduğu ortaya çıktı. Klorun meşru kullanımı göz önüne alındığında, mülkiyeti yasaklanmış değildi ancak bir silah olarak kullanımı Kimyasal Silahlar Sözleşmesini ihlal ediyordu. Obama yönetimi, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırımlar konusunda baskı yaptı ancak Rusya tarafından engellenince vazgeçti ve daha sert yaptırımlar uygulama konusunda Kongre’deki çabaları zayıflatmaya çalıştı."