Yaşam

Fok Badem'i hatırlayan var mı?

'O günden sonra ağır depresyona girdi Badem. Kıyıda günlerce inlediğini gördüler. Sonra da birden çekti gitti. Nisandan beri tek emare yok'

10 Aralık 2012 11:21

 

Bir zamanlar sıkça gazetelerde boy gösteriyordu Fok balığı Badem, insanların ilgisi nedeniyle dengesi bozuldu, ölü doğum yaptı ve artık yok. Radikal gazetesi yazarı Pınar Öğünç, Badem'in dramını yazdı.
İşte o yazıdan bir bölüm;
Üç gün önce Samandağ’da, Türkiye’de 90 civarında olduğu tahmin edilen, nesli tehlikedeki Akdeniz foklarından biri ölü bulundu. Ölüm nedeni nekropside ortaya çıkar ama zıpkın yarasına benzer izler var.
Fok Badem’i hatırlar mısınız? Şimdi nerede biliyor musunuz? Sonu, başı kadar ilgiye mahzar olamayan, insanlığa dair öğretici, memleket hakikatleri açısından ziyadesiyle düşündürücü bir hikâye bu.
2006’nın sonunda Didim’de yaralı bulunduğunda kimse ne yapılması gerektiğini bilmiyordu. 
... 
Hortumla beslenirken insan yüzü görmemesi gerekirken, görmek ne kelime, başı okşandı. Her altını pisleyişi sonrası uzun uzun yıkandı. Daha bebekken gördüğü yüzlerce insan arasında takım elbiseli resmi erkan da vardı. Basbayağı resmi heyetler havuzunu ziyaret etti çünkü. 
Dört ay, üç hafta sonra iyileşip bir de gürbüzleşen Badem, Datça’dan bırakıldı. 
...
Sahil Güvenlik ısrarla uyarıcı anonslar yaptıysa da şöyle şeyler oldu: Sevenleri tarafından Badem’e pilav yedirildi, ağzına börek tıkıldı. Ölü balık bile yiyemezken, istavrit tava verildi. Şapka takıldı, sarmaş dolaş yüzlerce fotoğrafı çekildi. Kıyıda kendisiyle el ense güreş tutan adamlar oldu. ‘Badem, Datça’da Bayram’la yakalandı’ tipi asparagas fok magazini yapıldı. Ha bir de, heykeli dikildi.
\
Bu arada o da şezlonglarda yattı, teknelere çıkıp dinlendi, sahilde plaj havlularına uzandı. Aslında vahşi bir hayvandı ve ayarları bozulmuştu. Uyarınca ‘sevme hakkımız elimizden alınamaz’ diyenleri içgüdüleriyle cevapladığı, düpedüz saldırdığı da oluyordu. Badem’e taş da atıldı, sırtında sopa da kırıldı. Seviyorsan, uzak duracaksın; insanlık için büyük bir sınavdı bu, verilemedi. Fazla sevgiden maraz doğdu.
En son Karaca’daki Deniz Canlıları Rehabilitasyon Merkezi’ndeki havuzuna gelip gidiyordu Badem. Hamileymiş; ama yavrusu ölü doğdu. Neden? Bir rant meselesi ve bürokrasi çıkmazı nedeniyle önce çevreyi kirlettiği gerekçesiyle canlı balık yemesi yasaklandı, sonra o merkezden çıkılmak durumunda kalındı. Yavru, karnında beslenememiş yeterince.
O günden sonra ağır depresyona girdi Badem. Kıyıda günlerce inlediğini gördüler. Sonra da birden çekti gitti. Nisandan beri tek emare yok. Yunanistan’da yeni bir hayat kurmuş da olabilir, ölmüş de; belki bir mağarada yalnız yaşlanıyor. Hatırlanmayan eski star’lar; arabesk şarkıların, acıklı romanların kahramanları gibi.
(SAD-AFAG’tan Cem Orkun Kıraç, Ozan Veryeri, Harun Güçlüsoy, İrfan Yıldırım, Avni Gök, Ceyhun Ekinci ve Yalçın Savaş, Badem için çok emek sarfetti. Sonra 2011’de doğaya salınan foklar Dilara ve Tina’ya, aldıkları bu dersle yaklaştılar. Onlar mutlu, Badem meçhul.)