Yaşam

Finlandiya'da master yaparken IŞİD'e katılan ODTÜ mezunu fizikçi: Raşid Tuğral

NASA'nın açtığı yarışmalara katılan, National Geographic için fotoğraflar çeken bir gencin astrofizikçilikten IŞİD savaşçısına dönüşümü...

26 Aralık 2016 16:21

IŞİD'e katılan ve geçen yıl Suriye'de öldürülen ODTÜ mezunu astrofizikçi Raşid Tuğral'ın hikâyesinin detayları ortaya çıktı.ABD hükümetince finanse edilen "Voice of America" (Amerika'nın Sesi) tarafından yayımlanan "IŞİD'in tuzağına düşüş" başlıklı habere göre, 2014 yılında ODTÜ Fizik Bölümü'nden mezun olan Tuğral, aynı sene Finlandiya'nın Jyvaskyla Ünivesitesi'nde Fizik Bölümü'nde yüksek lisans öğrenimine başladı.

2 Ocak 2015'te Finlandiya'nın Oulu Tren İstasyonu’ndan Türkiye'ye doğru yola çıkan Tuğral, IŞİD'e katılmadan önce Ankara'daki evine gitti ve ailesine 10 Ocak gecesini ODTÜ'lü arkadaşlarıyla birlikte geçireceğini söyledi. Ardından Suriye'ye giden Tuğral, Ağustos 2015'teki bir çatışmada 27 yaşındayken öldürüldü.

"Raşid'in hayatı ve ölümü, IŞİD'in yanıltıcı ideolojisine kapılan genç Müslümanlardan oluşan kayıp neslin tipik bir örneğini oluşturuyor" ifadesini kullanan Amerika'nın Sesi, Suriye'de öldürülen IŞİD'linin geçmişteki sosyal medya paylaşımlarını taradı; okul arkadaşları, tanıdıkları ve babası dahil diğer haber kaynaklarıyla konuştu.

Haberde Ankara'nın Sincan ilçesinde büyüyen Tuğral'ın, Türk edebiyatı üzerine doktora derecesi bulunan babasının lise öğretmeni, ağabeyinin bilgisayar mühendisi ve besteci, amcasının ise matematik profesörü olduğu hatırlatıldı.

ODTÜ'de astronomi ve fotoğrafçılık alanlarına duyduğu ilgiyle tanınan Tuğrul, üniversitedeki Astronomi Topluluğu'na üye oldu. Bu grubun başındaki Utku Borataç ile yakın arkadaşlık kurdu. Tuğral'la birlikte kamp yaparak geceleri gökyüzünü incelediklerini söyleyen Borataç, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nin yıllık Gökyüzü Gözlem Şenliği’nin düzenlenmesine yardımcı olduklarını belirtti. Tuğral, astronomi fotoğraflarıyla 2010'da "National Geographic" sayfalarında yer almaya başladı ve 2012'de NASA'nın açtığı bir fotoğraf yarışmasına katıldı.

Amerika'nın Sesi'nin haberine göre; Tuğral, çektiği gökyüzü fotoğrafları ile sosyal medyada çok sayıda takipçi kazandı. Samanyolu'na uzanan ardıç ağaçlarının fotoğrafları National Geographic dergisinin web sitesinde yer aldı.

Değişmeye başladı

 

Güvenlik nedenleriyle Tuğral'la ilişkisinin bilinmesini istemeyen bir arkadaşı, "Sürekli espri yapar, her şeyle dalga geçerdi. Bir kere okula tayt giyerek geldi. Bir keresinde yarı çıplak halde, şortla geldi" dedi.

Borataç ise, "2013'te, Raşid hükümet karşıtı gösterilere katıldı ve inancına daha çok sarıldı. Değişmeye başladı" dedi.
Haberde, giderek ODTÜ'deki diğer öğrencilerden uzaklaştığı belirtilen Tuğral için, "IŞİD öğretilerine uyarak saçlarını uzattı, sakal bıraktı" ifadesi kullanıldı.

Borataç, Tuğral'ın, ODTÜ Mescidi’nde daha fazla zaman harcamaya başladığını söylerken; okul arkadaşı Nihat Çelik, "Mescit Grubu, Raşid'in radikalleşmesinde rol oynadı. 2014'ün ilkbaharında aynı gruptan biriyle Irak ya da Suriye'ye gitti. Raşid'in yanındaki kişiye ne olduğunu bilmiyoruz" dedi.

 

Finlandiya'ya gitti

 

Raşid Tuğral, 2014 yılı ilkbahar döneminde ODTÜ'den mezun oldu. Aynı yılın sonbaharında ise Finlandiya'nın Jyvaskyla Ünivesitesi'nde Fizik Bölümü'nde yüksek lisans öğrenimine başladı. Raşid, Finlandiya'yı, kuzey iklimini sevdi ve Facebook sayfasında, "Şimdiki kampüsüm bir öncekinden daha iyi," diye yazdı.

Raşid, sosyal medya üzerinden Finlandiya'nın çok renkli sonbaharını; kedilerin, sincapların ve diğer hayvanların fotoğraflarıyla süsleyerek anlattı.

Raşid Tuğral, Finlandiya'da akademik çalışmalarından çok Jyvaskyla'daki An-Nur Camisi'ne vakit ayırdı.

Finlandiya'daki sınıf arkadaşı Anbu Posakkannu, BirGün gazetesine yaptığı açıklamada, "Derslere pek gitmiyordu. Vaktinin çoğunu camide veya evdeyken internette geçiriyordu," dedi.

Utku Borataç ise Raşid ile dalga geçerek uzattığı sakalıyla Finlandiya'ya nasıl girebildiğini sorduğunu söylüyor. Borataç, "’(Finlandiya’ya) Cihat için mi geldin diye sormadılar mı?’ dediğimde, Raşid, 'Burada dış görünüşüne göre değil, niyetlerine göre seni değerlendiriyorlar,’ diye yanıt verdi,” diyor. 
Ancak BirGün gazetesine göre, yüksek lisans öğrencisi Raşid Tuğral'ın niyetleri kuşku yarattı. 2014 sonlarına doğru Finlandiya polisi bir soruşturma başlattı. Newsweek dergisi de, Facebook paylaşımlarıyla şüphe uyandıran Raşid'in kampüs dışında polis tarafından sorgulandığını yazdı.

An-Nur Camisi'nin imamı Khalid Bellamine, Amerika'nın Sesi'ne, Finlandiya’daki güvenlik yetkililerinin Raşid Tuğral’la ilgili olarak kendisiyle temasa geçtiğini söyledi. "Raşid’le hiç tanışmadım ve buradaki cemaat içinde de kimse onu tanımıyordu" diyen Bellamine, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anladığımız kadarıyla gece geç saatlerde camiye geliyordu ve kimseyle konuşmuyordu. Eğer kendisinin davranışlarını şüpheli bulsaydım, kesinlikle şikâyette bulunurdum.”

Kış tatilinden önce üniversiteden ayrılmadan Raşid, DSLR kamerası ile Helsinki Katedrali'ne, sonra da Lapland Bölgesi'ndeki 7 Fells Hostel'e gitti ve Facebook'ta, "Hostel'in sahibi de benim gibi deneyimli bir fotoğrafçıydı," diye yazdı.

 

Yola çıkış

 

Raşid, IŞİD’e katılmadan önce Ankara'daki evine gitti ve ailesine 10 Ocak gecesini ODTÜ'lü arkadaşlarıyla birlikte geçireceğini söyledi. Küçük bir sırt çantası hazırladı ve Suriye'nin yolunu tuttu.

Raşid Tuğral, sonra, "Allah'ın izniyle yola çıktım" diye yazdı.

Bir minübüs otostop yapan Raşid için durdu ancak minübüse binerken kamerasını unuttuğunu hatırladı. Her yere götürdüğü, kendi öyküsünü, çevreyi ve gökyüzünü kayda geçirdiği kamerasını unutmuştu. Ancak, bunun artık çok da önemli olmadığına karar verdi.

Suriye'ye geçiş

 

Bu an ve sonrasında yaşadıkları, Raşid’in Suriye’de internet ve sosyal medyaya erişimi yokken yazdığı uzun mektubunda ayrıntılı olarak anlatılıyor. Raşid Tuğral “Hilafet Topraklarından Selamlar” başlıklı mektubunu 25 Mart 2015’te Facebook’ta paylaştı.

Tuğral, Şanlıurfa sınırında Tunus, Libya ve Suudi Arabistan’dan gelip IŞİD'e katılmak isteyenlerle buluştu. Hep birlikte, yasadışı yollarla Şanlıurfa sınırından Suriye’ye geçtiler. Mektubunda, “Uzun bir süre koşmak zorunda kaldık. İyi ki ağır bir valiz almamışım,” diye yazan Raşid, yolculuktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.

Uzun saçlı Afgan bir IŞİD militanı, Raşid'i ve yeni tanıştığı arkadaşlarını sınırın diğer tarafında karşıladı ve büyük bir IŞİD bayrağının yanından geçerek Tel Abyad’a götürdü. Hep birlikte mumların aydınlattığı bir eve gittiler. Pasaportlarına, tüm elektronik cihazlarına ve diğer eşyalarına el konuldu – ancak tam o anda Raşid, cep telefonundan ailesine son bir e-posta gönderebilmek amacıyla kendisine birkaç dakika vermesi için görevli IŞİD militanını ikna etmeyi başardı.

“Kötü internet bağlantısı yüzünden internete girmek çok zordu,” diye yazan Raşid Tuğral, istediği bütün e-postaları gönderemeden telefonuna el konulduğunu belirtti: “‘Nereye gidiyorum ben?’ dedim kendi kendime, sonra ‘boşver’ deyip geçtim.”

IŞİD daha sonra aralarına yeni katılanları sorguya çekti ve hepsine takma isim verdi. Raşid Tuğral mektubunda şöyle yazıyordu: “Yeni adım tabii ki Abu Huraira idi, yani Arapça Kedilerin Babası.”

İlk çatışmada, Tuğral’ın görevi, sağlık hizmet vermekti; ODTÜ’de aldığı ilk yardım eğitimi nedeniyle bu görev için uygun bulunmuştu.

 

Kardeşlik ve can sıkıntısı

 

Günler sonra, Raşid başka bir eve götürüldü. Evin duvarlarında kurşun delikleri vardı ve yine Raşid’in yazdığına göre, bu ev “muhtemelen savaş ganimeti” olarak alınmıştı. Evde yaklaşık 20 kişi vardı. Raşid Tuğral her birinin farklı ülkelerden geldiklerini ve IŞİD’i desteklemek için büyük istek duyduklarını anlatıyordu. Biri Almanya’dan gelen bir kikboksçu, diğeri Bangladeşli bir makine mühendisiydi. Bir diğeri ise Fransa’da cezaevinden çıkar çıkmaz IŞİD’e katılmıştı. Başka bir IŞİD’li ise Çin’den Suriye’ye gidebilmek için 15 bin doları gözden çıkarmıştı.

Birkaç gün sonra, Raşid Tuğral ve 8 yeni IŞİD’li, örgütün başkent ilan ettiği Rakka’ya giden bir minibüse bindiler. Raşid Tuğral mektubunda ev arkadaşlarına “Cennette görüşürüz” diyerek veda ettiğini ve seyahatin keyifli geçtiğini yazıyordu.

Kafa kesmeyi, seks köleliğini savunur hale geldi

 

Raşid daha sonra IŞİD'in kafa kesme eylemlerini arkadaşı Borataç’a savundu. Borataç, Tuğral’a, “Neden masum insanların kafalarını kesen bir örgütle ilişkidesin? Bu psikopatça değil mi?” diye sormuştu.

Tuğral, “Bunun birçok masumu öldüren Suriye rejimini destekleyenlere ve Amerika’nın kölesi olarak şeriatı reddedenlere verilen bir ceza olduğu” şeklinde karşılık verdi. Tuğral, yine aynı şekilde, Ezidi kadınlar başta olmak üzere kadınların seks kölesi olarak kullanılmasını da savundu.

 

Evlendi

 

Habere göre, Tuğral, Nisan 2015'te Tel Abyad’da YPG'lilerle çatışırken yaralandı. Tedavi için Rakka'ya gitti. Tuğral, aynı yılın Mayıs ayında IŞİD'in Türkiye'den destekçisi Ayşe Zevra Et-Türki ile evlendi.

Evlendikten sonra, sosyal medya paylaşımlarını önemli ölçüde azalttı. Borataç, Türkiye’ye dönmeye ikna etmek amacıyla Facebook’tan Tuğral’a ulaşmaya çalıştı, neden sosyal medya paylaşımlarını durdurduğunu sordu.
Borataç, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Yeni evlendiğini ve eşinin sosyal medyada çok zaman harcamasını kıskandığını söyledi. Şaka mı yapıyordu, yoksa ciddi miydi anlayamadım” dedi.

Nobelli fizikçi ile fotoğraf çektirmişti

 

Tuğral, Twitter üzerinden ABD'li teorik fizikçi Richard Feynman gibi bilim adamlarının çalışmalarından övgüyle söz etti ama ölmeden önce İslam dinine geçmeleri için de uyarılarda bulundu. Raşid Tuğral, Nobel ödülü alan ABD'li fizikçi Walter Kohn ile de tanışma fırsatı buldu. Ancak, Kohn 2015’te öldükten sonra, “Ne yazık ki, bir gayrimüslim olarak cehenneme bir bilet aldı” ifadesini kullandı.

Ölüm haberini gelininden aldı

 

IŞİD'in sosyal medya sayfalarına göre Tuğral, Ağustos 2015'te Rakka’nın kuzeyinde PKK'nın Suriye uzantısı YPG ile çatışırken öldü.

Tuğral’ın babası Süleyman Tuğral, kısa bir röportaj sırasında Amerika’nın Sesi muhabirine, gelininin, oğlunun öldüğünü telefonda haber verdiğini söyledi. Gelin, Tuğral’ın Suriye’de toprağa verileceğini söyledi.

Süleyman Tuğral, kendisiyle geçen ağustosta konuşmak isteyen muhabire oğlunun cenazesini almak istediğini ve Türk yetkililerden olayı soruşturmalarını talep ettiğini kaydetti. Süleyman Tuğral, “Nasıl öldü bilmiyoruz. Konuyu Ankara Savcılık makamlarıma götürdük ve yanıt bekliyoruz” dedi.
Süleyman Tuğral oğluyla ilgili olarak daha fazla konuşmayı reddetti.

 

Arkadaşları hâlâ şaşkın

 

Astronomi Topluluğu’ndan arkadaşı Borataç, Tuğral’ın IŞİD propagandası ve vahşetine nasıl kapıldığını ve yolunu neden şaşırdığını hâlâ merak ettiğini belirtti. Borataç, “Sorguluyorum... Bu noktaya nasıl geldi? Bir zamanlar esprili ve hiçbir şeyi ciddiye almayan biriydi. Aynı kişi kelle kesmeyi savunur hale geldi” dedi.

ODTÜ’den arkadaşı Nihat Çelik ise Tuğral’ın iki farklı dünya arasına bir köprü kuramadığını söyledi. Çelik, “Bir tarafta din, diğer tarafta bilim. Kendi kafasının içinin çok karmakarışık olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Çelik, “Raşid'in iç dünyasının çok karanlık olduğuna inanıyorum. IŞİD'e katılmasından önce de bunu hissediyordum” ifadesini kullandı.