Çoklu Baro Sistemi geçtiğimiz cumartesi günü TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ise çoklu baro sistemi ile ilgili eleştirilere "Ben Meclis ile bunları konuşmaya çalıştığım için suçlu ilan ediliyorsam itiraf ediyorum, ben bu suçu işledim" sözleriyle yanıt verdi. Temsil sorununa değinen Feyzioğlu, "Bu sorun kanun değişikliği ile yine giderilmedi. Kanun diyor ki, kendisini temsil edilmemiş hisseden gitsin kendi barosunu kursun. Hepimiz başka bir yol bulabilirdik. Baro meclisi kuralım ve herkes kendini temsil edilebilir görsün diyebilirdik" ifadelerini kullandı
Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen bir lansmana katılan Metin Feyzioğlu, TBB'nin çoklu baro sistemine ilişkin düzenlemeye sakıncalarını dile getirdiğini belirterek şunları söyledi: "Türkiye Barolar Birliği ve 80 baro, sayısı 5 binin üzerindeki illerde, 2 bin avukatın yan yana gelerek alternatif baro kurmasına izin veren düzenlemenin sakıncalarını ortaya koymuştur. Bunu kaygı ile karşıladığımızı söyledik. Çünkü mesleki dayanışma ihtiyacı dışında sebepler ile baro kurulabilir ve bu da uygulamada bugün aklımıza gelmeyen çok sayıda sorun çıkartabilir. Öte yandan bu kanunun gözlerden, bazılarınca kasten kaçırılan, bununla hiç ilgisi olmayan başka bir yönü var. 1969'daki kurucu iradenin temsil ayarlarına dönülmüştür."
Metin Feyzioğlu, "1969'da Türkiye Barolar Birliği'nin kurucu iradesi aynen şöyle demektedir; 'Türkiye Barolar Birliği, avukatların değil baroların birliği olduğu için mümkün olduğunca eşit temsile dayanmalıdır." dedi ve ekledi: "Mensup sayısı biraz fazla olan barolara çok sınırlı sayıda ilave delege verilmesi kabul edilmiştir. Fakat sistem sınırlı sayıda delege ile yetinilmesi üzerine kuruludur. 1969'da barolar birliğini kuranlar ve kanuna taşıyan milli irade o zaman sadece 2 hukuk fakültesi varken avukat sayısındaki korkunç artışı düşünememiştir. Bugün 80'in üzerinde inanılmaz bir avukat girdisi vardır."
"Bazı illeri baroları figüran konumuna düşüyor"
İstanbul ve bazı illerin delege sayısının fazla olmasının diğer illerin baroda 'figüran' konumuna düşmesine neden olduğunu vurgulayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "300 avukata 1 ilave delege sistemi, aşağı yukarı her hafta İstanbul Barosu'nun 1 ilave delege alması ama Anadolu'nun aynı delege ile kalmasıdır. Bu sistem TBMM'ye aynen taşınacak olsa İstanbul ve Ankara dışındaki illerde milletvekili bulamazsınız. Sayılar kontrolsüz bir şekilde artmaktadır. Aynı odada toplanabilir sayıyı çoktan geçtik. 65 Anadolu barosunun delegesini üst üste koyduğunuzda İstanbul Barosu'nun delegesine eşit. İstanbul Barosu'nun 169 delegesi var. Kayseri'nin ise 9 delegesi var. İstanbul'un avukat sayısı çok diyeceksiniz ancak 1969'un kuruluş modeli İstanbul, Ankara, İzmir Barosu'nun avukat sayısı ne kadar çok olursa olsun Türkiye Barolar Birliği'nin baroların birliği olması esasına dayanmıştır. Baroların birliği olması için her baronun kendisini bu birliğin figüranı değil asli unsuru görmesi gerekir."
"Çoklu baroya hepimiz karşıyız"
Kendisine yönelik eleştirilere de yanıt veren Feyzioğlu, "Ben meclis ile bunları konuşmaya çalıştığım için suçlu ilan ediliyorsam itiraf ediyorum, ben bu suçu işledim. Ben Cumhurbaşkanımız'a sorunumuzu anlatmaya çalıştığım için suçluyum. Meclise derdimizi anlatmaya çalıştığım için suçluyum. Derdimizi anlatmaya destek vermeyenler için ise takdir artık halkındır ve avukatlarındır. Derdimizi birlikte anlatsaydık başarılı olurduk. Ama bunu anlatırken diyecektik ki 'Çoklu baroya hepimiz karşıyız, sebepleri şudur. Temsilde ise bir adaletsiz durum gerçekleşmiştir. Bunun da çözümü şudur.' 50 bin kişilik İstanbul Barosu'nda 24 bin kişi seçime gitmiyor. 8 bin oy alan liste tüm sandalyeleri çıkartıyor. 42 bin kişi kendisini barosunda temsil edilmez gördü. Bu sorun kanun değişikliği ile yine giderilmedi. Kanun diyor ki, kendisini temsil edilmemiş hisseden gitsin kendi barosunu kursun. Hepimiz başka bir yol bulabilirdik. Baro meclisi kuralım ve herkes kendini temsil edilebilir görsün diyebilirdik. Kurul komisyonlarında, staj eğitiminde kazanan liste tüm eğitmenleri atama yetkisine sahip olmasın da seçime giren her grup eğitmen tayin etme yetkisine sahip olsun. Bunları diyebilirdik ama bunları konuşmayı reddedersek teklifi iyileştiremezsiniz." şeklinde konuştu.