Gündem

Fehmi Koru: Yangınlarla mücadelede bir önerim ve bir de dikkat isteyen bir uyarım olacak

31 Temmuz 2021 07:21

Fehmi Koru*

Marmaris’teki yangının ilk çıktığı bölgede yaşayan bir dostumu ‘‘Geçmiş olsun’’ demek için aradım. Gecenin bir vakti o da evini terk etmek zorunda kalmış, şimdi yine evindeydi. Kendisinden zorlayarak aldığım bilgi çevreden kulağına gelenlerdi. Çevre, yangının kasdi çıkarıldığı, çıkaranların da siyasi kimlikli olduğu kanaatindeydi.

Kasdi, çıkaranlar siyasi kimlikli…

Sedat Peker’in eskiden yaptığı ‘‘Sakın ha, sokağa çıkmayın’’ uyarısını yangınlar üzerine tekrarlaması yangın bölgesinde konuşulanların onun da kulağına gittiğine işaret ediyor.

Türkiye ülkenin dört bir yanında patlak veren yangınlarla boğuşurken, birileri, Konya/Meram’daki bir eve baskın düzenleyip yedi kişiyi infaz ediverdi.

İnfaz haberini, olayın etnik kökene dayalı eski bir mahalle ihtilafının eseri olduğu bilgisi izledi.

Yangınlar ve cinayeti takip eden duyumlar ürperti verici…

Hemen buraya not düşeyim: Duyum olarak ortalığa salıverilen iddialar ülkemiz için yangınlardan da yedi can alan cinayetten de çok daha tehlikeli bir ihtimali akla düşürüyor. Bu oyuna gelmemek şart.

Bunun için de kararlı davranmak gerekiyor.

Maalesef bu konuda bir kafa karışıklığı yaşanıyor.

Ülkemiz yaz aylarında patlak veren orman yangınlarına alışık. Hemen hiçbir yaz mevsimini yangınsız geçiremiyoruz. Türkiye ile aynı kuşakta bulunan başka ülkelerde de her yaz bizdekine benzer -bazen daha da feci- orman yangınları görülebiliyor.

Yunanistan bu ülkelerden biri. Antalya, Marmaris, Bodrum ve Didim’de başgösteren son yangınlardan önce, Atina yakınlarındaki ormanlık bölgede yangın çıktığı ajanslara haber konusu olmuştu.

İyi hatırlıyorum, 2007 yılında Yunanistan’da çıkan ve günlerce süren orman yangınlarına karşı başlatılan mücadeleye, Türkiye de, bu alanda uzmanlaşmış uçaklar göndererek katkıda bulunmuştu.  

Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarıyla…

Şimdilerde ‘‘THK uçakları nerede?’’ sorusuna yetkili ağızlar ‘‘THK’nın yangın söndürme uçakları yok ki’’ cevabını veriyor.

Ne olmuş olabilir o uçaklara?

THK ‘kayyım’ yönetimi altındaymış. ‘Kayyım’ görevini üstlenmiş devlet memuru yangınlar sırasında bir düğünde bulunduğu haberlerini düğünde değil nikahta olduğunu söyleyerek ‘yalanlarken’ başında olduğu kurumun yangınlara müdahale görevi bulunmadığı bilgisini de paylaşmış.

Uçakları varmış, ama uçamaz haldeymiş hepsi… Uçamayan uçakları uçurmak için pilot bulundurmak gerekmeyeceği için de bünyedeki pilotların görevine son verilmiş…

 

Yangınlara Rusya’dan kiralanan uçaklarla müdahale edilmeye çalışılıyor.

THK’nın eski pilotları kiralanan Rus uçaklarının Türkiye coğrafyasına uygun olmadığı görüşünde.

Ortada ciddi bir kafa karışıklığı olduğu kesin.

Bu arada gazete haberlerinden, Yunanistan’daki yangınlara müdahale amaçlı 22 uçak bulunduğunu öğreniyoruz. Fransa’da 29, İtalya’da 19 ve İspanya’da 17 yangın söndürme uçağı varmış.

Var olanlar övünülür de bizde yok olması sanki bir övünç vesilesi…

‘‘THK’nın yangın söndürme uçağı yok’’ yollu açıklamaları bu sebeple tuhaf buluyorum.

Yanlış mı hatırlıyorum kuşkusuna düşünce baktım, bilgim doğruymuş: 1970’lerde, 1974 Kıbrıs’a müdahale sonrasında ABD’nin aldığı ambargo kararı üzerine, devlet, ‘Kendi uçağını kendin yap’ kampanyası açmıştı. Kampanya beklenen sonucu vermese bile bir ihtiyacı zihinlere taşıma işlevi görmüştü.

Şimdilerde ‘Kendi yangın söndürme uçağını kendin satın al’ tarzı benzer bir kampanya mı açılsa acaba?

Görevin sahibi bildiğimiz THK’nın başındaki kişi bu bilginin yanlış olduğunu söylediğine ve yetkililer de zaten THK’nın elinde öyle uçakları bulunmadığını açıkladığına göre, yaz ayları genellikle orman yangınları çıkan bir ülke olarak büyük bir boşlukla karşı karşıyayız demektir…

O boşluğu doldurmanın yolu olarak düşünülebilir öyle bir kampanya…

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu belediyelere yetki verilmesi, uçak tahsisi yapılması talebinde bulunmuş. CHP’li başkanları bulunan Muğla (Bodrum, Marmaris), Aydın (Didim) ve Antalya belediyeleri ‘Kendi yangın söndürme uçağını kendin al’ kampanyası başlatabilirler gibime geliyor.

Devlet ve hükümet yetkililerinin Konya/Meram’daki katliam sonrasında yaptıkları ve Hürriyet gazetesinin önemseyip haberleştirdiği, ‘cinayetlerin ideolojik saiklerle işlendiği’ propagandasını kınayan açıklamalarını, ben bir tür ‘‘Sakın ha’’ uyarısı olarak değerlendirme yanlısıyım.

Benim de sahip çıktığım yerinde bir uyarı bu.

Son derece dikkatli olunması gereken bir döneme girdik çünkü.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.