Fehmi Koru*
Gazetelere, bu sabah, “Dünyayı farklı bir yöne doğru sevk edebilecek ve bizi de fena halde ilgilendiren gelişme hakkında acaba kim ne yazmış?” merakıyla şöyle çabucak bir göz attım, ama aradığımı bulabildiğim söylenemez.
Avrupa Birliği’nin (AB) Varna’da yaptığı zirve toplantısında Türkiye konusunun görüşüldüğüne dair haberler hepsinde var, ancak 16 AB ülkesinin ülkelerindeki ‘diplomat’kisveli Rus istihbaratçılarını ‘istenmeyen adam’ ilanıyla sınırdışı etme kararı almalarını yorumlayan pek yazı yok.
İngiltere daha önce aynı yönde karar almış, ABD de onu izlemişti, sonra Kanada da onlara katıldı. AB kararıyla birlikte Rusya karşısında oluşan cephede tam 21 ülke yer almış oluyor.
Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği’nin başını çektiği Varşova Paktı karşısında yer alan NATO’nun o zamanlar bu kadar çok üyesi yoktu.
Rus diplomatları ‘casus’ diye sınırdışı eden ülkeler arasında eskinin Varşova Paktı üyesi olanlar da (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Ukrayna ve Hırvatistan gibi) bulunuyor.
ABD tam 48 diplomatı Washington’dan, 12’sini de New York’taki Birleşmiş Milletler temsilciliğinden (toplam 60 oluyor) sınırdışı ediyor; ayrıca bir deniz üssü ile Boeing fabrikası bulunan Seattle kentindeki Rus konsolosluğunu kapatma kararı da aldı ABD.
Cephe oluşturan 21 ülkeden sınırdışı edilecek toplam Rus diplomat sayısı 135…
Neden?
Bu sert tavrın sebebini merak ediyorsanız söyleyeyim: Yaklaşık 20 gün önce (4 Mart günü), İngiltere’nin Salisbury kentindeki katedrali ziyaret etmekte olan eski Rus casusu Sergei V. Skripal ile kızı Yulia zehirlendi. Batı’ya sığınmış baba-kızın kimyasal bir madde olan Novichok’a maruz kaldıkları anlaşıldı.
Skripal’in görevi sırasında öğrendiklerini Batılı istihbarat örgütleriyle paylaştığına, bunun Moskova’yı –özellikle kendisi de eski bir istihbaratçı olan Vladimir Putin’i– rahatsız ettiğine ve bu yüzden zehirlendiğine inanılıyor.
Putin’in Rusya’da yönetimde bulunduğu son 18 yıl içerisinde kendisine muhalefet edenleri cinayetle cezalandırdığına dair Batı’da yerleşik bir kanaat var.
Şu liste göz açıcı: Boris Nemtsov (2015), Boris Berezovsky (2013), Sergei Magnitsky(2009), Natalia Estemirova (gazeteci, 2009), Stanislav Markelov (2009), Anastasia Baburova (gazeteci, 2009), Anna Politkovskaya (gazeteci, 2006), Alexander Litvinenko(2006), Sergei Yushenkov (2003), Yuri Shchekochikhin (gazeteci, 2003).
Bunlar Rus faili meçhul cinayetlere uğratıldığına inanılan Putin muhalifleri…
Eski bir casus olan ve Batı’ya sığındıktan sonra açıkça Putin’e muhalefet etmeye başlayan Litvinenko Londra’da zehirlenerek öldürülmüş, İngilizler cinayeti Andrei Lugovoi ve Dmitry Kovtun adlı iki Rus ajanın işlediğini tespit etmişlerdi.
Macron başı çekiyor
Topluca hareket etme kararında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un başı çektiği anlaşılıyor. İngiltere’nin aldığı Rus casuslarını sınırdışı etme kararına AB ülkelerinin de katılması fikri ona ait. Angela Merkel de hararetle onaylamış bu kararı…
Rusya ile iyi geçinme niyetinde olan, bazısının liderleri Putin’in desteğiyle koltuk sahibi olmuş ülkeler ile enerji ihtiyacını büyük çapta Rusya’dan sağlayanlar zor durumda kalmış görünüyor: Bulgaristan karara katılmadı, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimi de… Muhtemelen Novichok zehrinin üretildiği ülke olan Çek Cumhuriyeti üç casusu sınırdışı ediyor, ama ülkenin cumhurbaşkanı hükümetin kararına tepkili. Lideri Putin desteğine sahip Macaristan bir casusu metazori sınırdışı etmeye razı oldu. Avusturya ve Malta ise ‘nötr’ kalma kararı aldı.
Yeni Soğuk Savaş kapıda
İngiltere’nin tepki vermesi, ABD ile Kanada’nın ona katılması beklenebilir bir şey, ancak Avrupa ülkelerinin, hem de İngiltere Brexit ile AB’den ayrılma sürecine girmişken, Rusya’ya tavır koymaları, ne yandan bakarsanız bakın, beklenmeyen bir gelişme.
Tavrın sınırdışı etmelerle sınırlı kalmayacağı, AB’nin Rusya’ya karşı sert yaptırımlar uygulama yönüne gidebileceği de konuşuluyor.
Baba-kızın zehirlenmesine verilen olağanüstü tepki gerçekten beklenmedik.
Rusya vaktiyle Sovyetler Birliği’nin konumundaki bir ülkeye dönüştürülmek isteniyor sanki.
Sanki yeni bir ‘Soğuk Savaş’ gündeme gelebilirmiş gibi bir hava var.
İlan edilen tepkilerin bir adım ötesi Batı birliğinin Rusya ve müttefiklerine karşı kendisini bir cepheye dönüştürmesi olabilir.
Pek çok Batı ülkesinin enerji açığını kapatan ülke Rusya.
Donald Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesi sonrası ülkesiyle arasını düzeltme çabasına girdiği ülke Rusya.
Bizi ilgilendiren yönüyle de, Suriye’de çözüm arayışında Astana sürecinde işbirliği yapılan ülke Rusya.
Hiç kuşkusuz, Batı ülkelerinin Moskova’ya karşı vermeye başladığı tepkiler Rusya’ya doğalgaz bağımlısı olan ve hava savunmasını oradan S-400 füze sistemini alarak güçlendirmek isteyen Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak türden.
Soğuk Savaş yıllarında, Türkiye, Batı’nın cephe ülkesi konumundaydı; şimdi “Ya orası, ya burası” tercihiyle karşı karşıya bırakılabiliriz.
Sorun başlangıçta Türkiye düşünülmeden çıkmış olsa bile, aldığı yeni biçim, en fazla bizim ülkemizi zorda bırakabilir.
İşte bu düşüncelerle bu sabah gazetelerde gelişmeyle ilgili yorum yazısı aramıştım.
Bulamadım.
Bu yazı Fehmi Koru'nun kişisel web sitesi fehmikoru.com 'dan alınmıştır