Fehmi Koru*
Hayatımın en mutlu günlerini yaşadığım, yüzümden ve gözümden belli oluyormuş…
Yakınlarım, dostlar, tanışlar öyle söylüyor.
Sebebini de ben onlara söylüyorum: Türkiye’nin Guardian’ı olmaya namzet bir gazete projesi içerisinde yer alıyorum da ondan…
Aynı projenin içerisinde yer almaya koşmuş, dünyanın ve Türkiye’nin dört bir tarafından yazarlarımız ve muhabirlerimizin de benimle aynı heyecanı yaşadıklarını tahmin ediyorum.
Hepimiz okurlara bilmeleri elzem haberleri sunma, başka bir yerlerde bu denli yoğun edinemeyecekleri farklı yorumlarla onların karşısına çıkma heyecanındayız.
Ve bunu karşılık beklemeden yapıyoruz.
Gazetenin çıkacağı duyulur duyulmaz “Ben de varım” dedik ve çoğumuz dediğimizi yerine getiriyoruz.
Sizler de bulunduğunuz yerden bizlere katılabilirsiniz.
Sitelerin değil, gazetelerin rakibiyiz
Şunu söyleyebilecek durumdayım: Çoğu, daha önce herhangi bir yerde yazısı veya haberi yayımlanmamış bu insanların katkıları birinci sınıf; zaten hepsini okuyor ve biliyorsunuz.
Takdiri, yıllardır medyanın içinde yer almış tanışlardan alıyorum.
Bugün OCAK’ın okurlarla tanışmasının henüz 10. günü.
fehmikoru.com (FK) sitesi ile çıkış yaptığımızda, ilk ay sonunda geldiğimiz noktaya, OCAK, bir haftada ulaştı.
‘FK’ sitesine her gün bir biçimde ulaşan 30 bin kadar okur var bugün; ‘FK’ sitesinin onda biri kadar okura OCAK da kavuştu.
İlk bir ayda geldiği nokta FK’nın, ancak bu kadardı: 3 bin okur…
Zaman içerisinde, altı ayın sonunda, her gün yeni okurlarla tanışa tanışa bugünlere geldik.
OCAK’ın da benzer bir yol izleyeceğine bugün ilk başladığımız günden daha fazla eminim.
Nasıl olacak bu?
Tanıtım elçilerimiz olun
Galiba en fazla sizlerin yardımıyla olacak…
Sizin, yani şu anda yazımı okuyan siz okurumuzun, her gün, “Bakalım bugün hangi haberleri ve yorumları okuyacağım” merakıyla bu siteye uğrayan 3 bin kişi arasında olduğunuzu varsayıyorum.
Çoğunuz günde birkaç kez siteye giriyorunuz, bunu da biliyorum.
Dijital yayıncılığın şöyle bir özelliği var: Herhangi biriniz, bulunduğunuz il veya ülkeden siteye girdiğinizde, sitenin yönetici konumunda olan/lar, derhal nereden geldiğinizi algılayabiliyorlar.
Sırf size örnek aktarabileyim diye yazıma ara verip o bilgileri alabildiğim yere girdim: Ülkemizin hemen her ilinden ve Avrupa’daki bazı ülkelerden okurlarla –onların/sizlerin haberi/niz olmaksızın– selâmlaştım.
Gazetelerde yazarken alamadığım bir keyif bu.
Özellikle yurtdışından okur kitlesinin her geçen kalabalıklaşması ve onlar içinden “Ben de sizlere yardımcı olmak istiyorum” mesajı gönderenlerin çoğalması bana kıvanç veriyor.
Merak etmeyin sizlerden nasıl bir yardım beklediğimi yazacağım ve yine merak etmeyin bu size herhangi bir külfet yüklemeyecek.
Her gün bu siteye en az bir kez uğrayan ve bizler için en önemli temel kitleyi teşkil eden ilk 3 bin kişiden, sitemizi, yakınlarına ve dostluk çevrelerine tanıtma çabasına girmelerini rica ediyoruz.
Tartışma odalarında burada okuduğunuz bir haberi veya yorumu tartıştırabilir, sürekli mesajlaştığınız kişilere “Bir de şu internet gazetesine göz atın” diye linkimizi gönderebilirsiniz.
En az 10 kişi bu sayede/sizlerin sayesinde sitemize uğramaya başlarsa..
‘FK’ sitesinin şu altıncı ayındaki günlük okur sayısına ikinci haftamızda bizi eriştirmiş olursunuz.
Var mısınız?
NOT: Bu yazının sonuna doğru, gazeteye en fazla katkıyı sağlayan dostlardan biri aradı ve kapatırken “Taha Kıvanç yazılarının sayısı artmalı” tembihinde bulundu.
Okura hitap eden değil, araştırıp karıştıran yazıları kast ettiğini biliyorum.
“Hele bir okur sayısını arttıralım” dedim dostuma.
Sizlere de buradan aynı mesajı veriyorum.
OCAK okurlarını çoğaltalım, daha neler okuyacaksınız, bir görün.
* Fehmi Koru’nun ocakmedya.com’da Taha Kıvanç adıyla yazdığı yazısı