Gündem

Fehmi Koru: Rusya'nın adı sıkça telaffuz ediliyor, ancak orada neler yaşandığı hiç yansıtılmıyor

"Rusya'da çok yakında bir seçim var ve öncesinde ülke sosyal patlamalara sahne oluyor"

31 Ocak 2018 12:38

Fehmi Koru*

Rusya’nın adı ülkemizde başka ülkelerin adından daha fazla telaffuz ediliyor. Sebepleri belli: Bir uçak düşürme olayı.. ardından Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar.. yarım ağızla da olsa özür dilenmesi ve kısıtlamaların daraltılması.. Suriye’de işbirliği.. Soçi müzakereleri.. Afrin operasyonunda görülen anlayış…

Bütün bu sebeplerden adı sıkça telaffuz ediliyor Rusya’nın, ancak herhalde önemsenmediği için olacak, orada neler yaşandığı hemen hiç yansıtılmıyor.

Rusya’da seçim var, 18 Mart’ta

Oysa, Rusya’da çok yakında (18 Mart) bir seçim var ve öncesinde ülke sosyal patlamalara sahne oluyor.

Daha birkaç gün önce polis muhalefet partisi karargâhını bastı, muhalefet lideri Alexei Navalny’i gözaltına aldıktan sonra serbest bırakmak zorunda kaldı; bizim medyada konuya değinen bile yok.

Navalny’nin ilk gözaltısı da değil bu: Geçen yılın Mart, Haziran ve Ekim aylarında da ülke çapında rejim-karşıtı protesto hareketleri başlatmıştı Navalny ve her seferinde gözaltına alınmıştı.

Vladimir Putin rakibine gözdağı vermek için gözaltı uygulatıyor, ancak tutuklatmayı göze alamıyor.

Rusya’da dördüncü kez devlet başkanlığı seçimine aday olarak katılan Putin, kamuoyu yoklamalarına göre kazanması muhakkak da olduğu halde, karşısına güçlü rakip çıkmasına müsaade etmiyor.

Gazetesini Moskova’da da temsil etmiş Guardian yazarı Mary Dejevsky, bir yazısında şu tespitte bulunuyordu: “Onu otokrat, saldırgan ve daha kötü sıfatlarla karalayanlar da, Putin’siz bir Rusya’nın Putin’li Rusya’dan daha az öngörülebilir ve daha tehlikeli olacağını kabul etmek zorundalar.”

Putin Rusya dışındakiler için kendisini vazgeçilmez hale getirmiş bulunuyor.

İçeride de durum pek farklı değil.

Kamuoyu yoklamaları bu seçimde Putin’in oyunun yüzde 80’i bulacağını gösteriyor. Gözlemciler, Kremlin’in “Seçimde yüzde 70/70” beklentisi içerisinde olduğu kanaatindeler. Yüzde 70 katılım, yüzde 70 oy demek bu.

Muhalefet cephesinin amacı oy oranını mümkün olan en aşağıya çekebilmek…

Garip olan şu: Putin’in karşısında ciddi bir rakip yok.

Navalny yeterli imza topladı, ama…

En ciddi muhalif Alexei Navalny 18 Mart’ta yapılacak başkanlık seçimine aday olarak katılmak için Rus Anayasası’nın öngördüğü sayıda imza toplamayı başardı aslında; ancak Yüksek Seçim Kurulu, 2013 yılında yolsuzlukla ilgili bir davadan mahkum olduğu için, Navalny’nin adaylığının önünü kesti.

Yolsuzlukla mücadele bayrağını açmış olan muhalif liderin yolsuzlukla suçlanarak mahkum edilmiş olması da bugünkü Rusya’ya özgü garipliklerden. Navalny, başına gelene “Kumpas”diyor.

O istedi diye sokaklara dökülen onbinler de aynı kanaatte.

Çoğunluğu Putin ve adamlarına ait olan Rus medyasında kendisine yer bulamıyor muhalifler; Navalny de. Putin konuşmalarında Navalny’nin adını anmıyor.

Rus medyası için varsa yoksa Putin; 24 saat onu ekranlara ve sayfalarına taşıyorlar. Kırım’ı askeri bir müdahaleyle Ukrayna’dan koparıp Rusya’nın bir parçası haline dönüştürdüğü için popülerliği daha da arttı Putin’in; Rus medyasına da ek malzeme çıkmış oldu.

Medyada kendisine yer verilmeyen Navalny ise, sosyal medyayı kullanarak kitlelere ulaşabiliyor. YouTube’da bir kanalı var, oradan mesajlarını canlı olarak kitlelere iletebiliyor. Ayrıca Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçlarını da geniş biçimde kullanıyor Navalny.

Kurduğu Yolsuzluk-Karşıtlığı Vakfı ülkedeki yaygın yolsuzluk iddialarını canlı tutuyor. Vakıf araştırmacılarının Başbakan Dmitry Medvedev’in 1.2 milyar doları zimmetine geçirdiği iddiasını içeren sorgulaması YouTube’da 26 milyon Rus tarafından izlendi.

Seçim sonuçlarına inanılacak ülke olmak

Bu yazıda büyük çapta yararlandığım Sabra Ayres imzalı Los Angeles Times haberinde, Putin’in talimatlarıyla harekete geçen Rus polisinin Navalny taraftarlarına olağanüstü sert davrandığı bilgisi de yer alıyor.

Yalnızca gösterilere katılan çoğu genç Rus gözaltına alınmakla ve eğer okuyorsa üniversitelerle ilişkileri kesilmekle yetinilmiyor, o gençlerin anne-babaları da işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

Gazete, hafta sonu yapılan gösterilere katılan 29 yaşında birinin “Navalny’i desteklemek veya desteklememek gibi bir derdim yok; buraya gelmemin sebebi, seçim sonuçlarına inanabileceğim bir ülkede yaşama arzumdur” dediğini naklediyor.

Protestocular seçim günü sandık başına gidecek ve oy da kullanacaklarmış, ama bunlar iptal edilecek birer oy olacakmış…

Navalny’nin gözaltına alınıp serbest bırakıldığı hafta sonu gösterileri de canlı yayınla taraftarlara ulaştırılmış. O sırada polisin karargâha gelmesi, kapıları destere ile kesip içeri girmesi, bilgisayar ve yayın araçlarına el koyması da kitlelerle paylaşılmış…

Rusya’da durum bu.

Yazı fotoğrafında, hukuk eğitimi almış 41 yaşındaki Alexei Navalny’yi, kendisinin çağrısı üzerine sokaklara dökülmüş Moskovalı genç kitleyle yürür ve ‘öz-çekim’ yaparken görüyorsunuz.