Fehmi Koru*
Mehmet Müezzinoğlu ve Ekmeleddin İhsanoğlu arzu ederler ve millet de oyunu verirse cumhurbaşkanı olabilecek…
Milletvekili nasıl olsa yedeği var denilip kolayca harcanamayacak…
21 maddelik anayasa değişikliği paketinden ‘doğuştan vatandaş’ olma şartı ile ‘yedek milletvekili’ maddesi çıkarıldı.
Lideri Devlet Bahçeli’nin Başbakan Binali Yıldırım’la son görüşmesine taşıdığı MHP’nin itirazı kabul gördü; böylece ülke sınırları dışında doğmuş olanlar cumhurbaşkanı olabilecek… ‘Yedek milletvekilliği’ ise bir başka bahara kaldı.
MHP’nin itirazlarına önem veriyor AK Parti.
Güçlü Türkiye için
Nasıl vermesin? Anayasa değişikliklerinin halkoylamasına gidebilmesi için Meclis’ten her maddesinin iki kez ve sonunda topluca 330’un üzerinde oy alması gerekiyor; AK Parti grubu 316 milletvekilinden oluşuyor; açığı MHP grubundan gelecek oylar kapatacak…
Tabii, AK Parti’den yapılmak istenen değişiklikleri yanlış bulanlar ve oyunu farklı kullananlar da çıkabilir… Küçük bir ihtimal, ama olabilir. MHP’nin 40 milletvekili var nasıl olsa…
MHP mümkün olduğunca sürece katkısını mütevazı tutmaya çalışıyor, ama gerçek şu: Türkiye bu anayasa değişikliği paketiyle sistem değişikliğine gidecekse, bunu büyük çapta, MHP’ye borçlu olacağız…
Daha doğrusu MHP lideri Devlet Bahçeli’ye…
Yakın zamana kadar karşı çıktığı sistem değişikliğini şimdilerde içselleştirmiş görünüyor Devlet Bahçeli; ‘doğuştan vatandaşlık’ ve ‘yedek vekillik’ gibi grubundan en güçlü itirazlara muhatap iki maddeyi çıkartarak, yani küçük makyajlarla, değişiklik paketinin Meclis’ten geçmesini sağlamaya hazır görünüyor.
Partisinin çıkarlarını bile hiçe sayarak…
Benzer bir civanmertliği 2002 yılında yapmıştı MHP lideri; içinde yer aldığı koalisyon hükümetinin diğer ortaklarının şaşkın bakışları altında erken seçim talep etmiş ve 3 Kasım tarihini de aylar öncesinden kendisi telâffuz etmişti…
Sonucu biliyoruz: MHP’nin baraja takıldığı 3 Kasım 2002 seçimi ülkemize yeni bir iktidar getirmişti: AK Parti iktidarı…
Yeni fedakârlık da beklenen sonucu verirse, ülkemiz, bu kez yeni bir sisteme kavuşmuş olacak: Cumhur-başkanlık sistemine…
Aslında ‘başkanlık sistemi’ olacaktı bu sistem; ama MHP’den itirazlarla karşılaşabileceği düşünülerek, ‘başkanlık sistemi’nin adı, Devlet Bahçeli’nin arzusu üzerine, ‘cumhur-başkanlık sistemi’ olarak değiştirilmiş oldu.
MHP bu yeni fedakârlık sayesinde herhangi bir kazanım elde edeceğe benzemiyor; 2002’de olduğu gibi, yapılacak ilk seçimde ciddi bir kayba bile uğrayabilir…
Genel olarak milletvekilleri bu köklü değişikliği dert etmiyorlarsa MHP ve MHP’li milletvekilleri neden dert etsin ki?
Güçlü lider
Anayasa değişikliği paketinde dünyadaki ‘başkanlık sistemi’ olarak bilinen başka örneklere uzaktan bile benzemeyen yönler var. Zaten bu yüzden ‘Türk usulü’ veya ‘bize özel’ diye anılıyor yapılmak istenen şimdiden…
Yapılmak istenen, ‘güçlü liderler çıksın da ülkeyi hamur gibi elinde yoğursun, başarıdan başarıya koştursun’ niyetiyle kaleme alınmamış mevcut anayasayı değiştirip, güçlü lider olduğunu ispatlamış Tayyip Erdoğan’ı arzu ettiği türden yetkilerle donatmak…
İstenen bu.
Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grubuna ve tabanına, bunu, “Anayasada bulunmadığı halde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kullanılan yetkileri anayasaya koyarak var olan fiili durumu hukuki hale getirmek” biçiminde takdim ediyor…
Olan da bu zaten.
Cumhur-başkan için yeni anayasada öngörülen yetkiler kimlerden alınıp ona veriliyor?
Öyle ya, hukuki açıdan bugün bulunmayan yetkiler yine bugün başka birilerine ait olmalı.
Kime veya kimlere?
Başbakanlık kaldırıldığına göre hükümet başkanının uhdesinde olan yetkiler doğal olarak hükümete de başkanlık edecek cumhur-başkan tarafından kullanılacak…
Hepsi bu kadar mı? Değil. Mevcut anayasada TBMM’ne ait olarak belirlenmiş olan temel bazı yetkiler de.. anayasa değiştiğinde.. cumhur-başkan tarafından kullanılabilir olacak..
Meclis’i feshedebilecek.. yasa çıkmasını beklemek yerine kararname ile aynı sonucu alabilecek.. kilit mevkilerdeki bürokratların yarısını doğrudan atayabilecek.. cumhur-başkan aynı zamanda partisinin genel başkanı sıfatına da sahip olacağından milletvekillerini tek tek kendisi belirleyebileceği için.. yüksek bürokratların diğer yarısını da dolaylı olarak yine o atamış olacak…
Adı nasıl konulmuş olursa olsun, getirilecek sistem, ‘güçlü başkanlık sistemi’ olacak…
MHP’nin zaten savunduğu ‘güçlü Türkiye’ idealini hayata geçirme yönünde dev bir adım olarak da görülebilir böyle bir anayasa değişikliği…
“İdeal gerçekleşsin de MHP’nin zarar görmesi pahasına olsun..” diye düşünülüyor olabilir…
Milletvekili kalıyor ya..
Kendilerini işlevsiz bırakacak, Meclis’i ‘kaldır elini – indir elini’ otomatı haline getirebilecek bir değişikliğe milletvekilleri itiraz etmiyorsa, MHP neden etsin ki?
Milletvekilleri de muhtemelen kapılarına yığılan vatandaşların kendilerinden taleplerini yerine getiremeyecek olmalarının ciddi bir mazerete kavuşması ihtimali yüzünden seslerini çıkarmıyorlar…
“O yetki bizde değil ki..” cevabını verecek olmanın…
Şaka gibi geliyor, ama gelmesin…
Meclis’ten MHP’nin sağlayacağı destekle geçecek anayasa değişiklikleriyle oluşacak yeni sistemin, halkoylamasıyla vatandaşın onayına sunulduğunda, gereken desteği oradan da alacağını düşünüyorum.
Vatandaş, “MHP kendisini feda etmeyi göze alarak benim önüme gelmesini sağlamışsa, ben neden itiraz edeyim ki..” diye düşünecektir.
‘Doğuştan vatandaş’ ve ‘yedek milletvekili’ maddeleri nasıl paketten çıkarıldı, hiç unutmayalım; MHP lideri Devlet Bahçeli’nin müdahalesiyle…
Tabii o iki madde, pakete, itiraz edildiğinde kaldırılmak üzere konulmuş da olabilir.
Neden mi?
Onu da siz düşünün.
* Bu yazı Fehmikoru.com'da yayınlanmıştır