Fehmi Koru*
Haydi emekliler yaşadınız. Hükümet maaşlarınıza okkalı bir zam yapmayı planlıyor…
Emekliliğe yaşı takılanlara (EYT) da müjdem var; ilgili bakanlık onları da emekliler arasına katabilmek için bir çalışma başlatmış, çalışmanın sizleri de rahatlatacak bir olgunluğa erişmesine pek az kaldı.
Başka kamu görevlilerine bakıp “Onlara var da bize niye yok?” diyen ve 3600 ek gösterge bekleyişiyle hayal kırıklığına uğrayarak üç seçim geçirmiş olan memurlar, hükümet sizleri de mutlu edecek bir gelişme için kolları sıvadığını belli etti.
Kesinleşmesi üzerinden fazla vakit geçmemiş olmasına rağmen işçiler için uygun görülmüş asgari ücreti bayağı artırma ihtimali de belirdi; o konuda da çalışma yapıldığını öğrendim, merak edenlere memnuniyetle bildirmek isterim.
İnanılır gibi değil ama hükümet her kesim için bu müjdeleri veriyor.
Elektrik faturalarında muhalefetin yıllardır ısrarla alınmamasını talep ettiği yüzde 2’lik TRT payı vardı ve programlarını izlememiş olanları bile ekstradan her ay TRT’ye katkıda bulunmaya mecbur eden bu yükümlülük birden bire ortadan kaldırılıverdi. TRT’ye gitmeyecek o bölümün nasıl ve kimler lehine kullanılacağına henüz karar verilmiş değil, verildiğinde herkes sevinebilecek…
Olan ve olacağına dair çalışma yapılanlara sevinmesi gerekenlerin bu yöndeki haberlere fazla önem vermediklerini fark ettiğim için kamuoyuyla paylaşılmış bu ‘müjdeleri’ alt alta sıraladım. Sanıyorum müjdeli haberlerden listeye almayı unuttuklarım da vardır.
Benim unuttuklarımı hükümet çevreleri mutlaka hatırlatacaktır.
Reklam
İyi de, neden sizler “Bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü” merakındasınız?
“Söylenir ama yine bahaneler bulunup yapılmaz veya vaat edilenler sessizce gelecek bahara ertelenir” havasına girmenizin sebebi ne?
“İnanmayan çarpılır” diyeceğim ama beddua yerine geçer, okurların hoşlanmayacakları gelişmelere yol açılır diye kendimi tutuyorum.
Kendini bilmez bazıları gibi, “Bunların birinin bile hayata geçirilmesi bütçeye tahammül edilmesi imkansız ek yük yükler, bütün vaatler nasıl yerine getirilecek” kuşkusunda olmanızı da istemem.
Ekonomiden anladığını bildiğim bir dostum, “Hepsi 50 milyar dolarlık bir swap bulmaya bakar, o da bulunur” demekte.
Türkiye bazı ülkelerle TL verip karşılığında yabancı para alma işlemi yapmaya alıştı [Swap buna deniyor], bugüne kadar birkaç ülke ile bu tür işlemler yapılabilmişti.
Çin’le yapıldığını biliyorum, bir de Katar’la…
BM’deki daimi temsilcisi, Sincan bölgesinde yaşayan Türklere Çin’in uyguladığı ayrımcı politikaları kınayan bir bildiriye 40 kadar ülkeyle birlikte imza attığı için Türkiye’yi suçlayan bir açıklama yaptı kısa süre önce…
Katar da Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleriyle yakınlaşma çabasını ciddi bir aşamaya çevirme hazırlığında; Şark’ul Avsat gazetesi dün Suud Veliahtı’nın bu yoldaki samimi bir mektubu Katar Emiri’ne gönderdiği haberini verdi.
Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri Katar’ı Türkiye’den koparmayı amaçlıyorlar.
Çin ve Katar da devreden çıkarsa Türkiye hangi ülkeyle ‘swap’ yapacak da hükümet emekliye, memura, işçiye verdiği müjdeleri hayata geçirecek?
Evet, bazılarının bu tür kafa karıştırıcı sorularla ortaya atıldığının ben de farkındayım.
Zaten bir dostum da, “Aman bu da dert mi, ihtiyaç olduğu kadar para basılır, sorun çözülür” dedi bana.
Ben de bir yolu nasıl olsa bulunur diye düşünüyorum.
İyi de neden?
Yoksa iktidar cephesi şu günlere kadar kesin bir dille “25 Haziran 2023’te yapılacak” diye duyurduğu seçimin tarihini erkene mi almayı düşünüyor?
MetroPoll araştırma kurumunun yöneticisi Prof. Özer Sencar dün elektrik faturalarındaki TRT payına halkın nasıl baktığına dair biraz eski bir anket sonucunu şahsi Twitter hesabından paylaştı. Buna göre, geçtiğimiz Temmuz ayında “Elektrik faturaları içinde yüzde 2 TRT vergisi (payı) olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yönelttikleri insanlardan aldıkları cevap göz açıcı.
Sorunun yöneltildiği insanların yüzde 72.4’ü “Yanlış buluyorum” cevabını vermiş…
AK Parti’ye oy vermiş olanların yüzde 65.3’ü bile karşı çıkmaktaymış uygulamaya…
Özer Sencar anket sonucunu paylaştığı mesajına “Seçimin ayak sesleri…” başlığını uygun görmüştü.
Gerçekten de hükümetler şimdi verilen türden ‘müjdeleri’ genellikle seçimler öncesinde duyururlar.
Emeklilere, memurlara, işçilere, şimdilerde aldıkları maaşlardan çok daha fazlasının vaat edilmesine, eğer seçim tarihi erkene alınmayacaksa, başka bir gerekçe bulmak lazım.
Başka bir gerekçe bulana kadar MetroPoll’ün öngördüğü ‘erken seçim’ konusu akılda tutulabilir.
Hatta yakın bir dostum ‘erken’ bile değil ‘baskın seçim’ beklentisinde.
Siyaset literatüründe bugün karar verilip en kısa zamanda sandık başına gidildiğinde buna ‘baskın seçim’ deniliyor…
Öyle bir durumda hepsi yerine getirilmese de vaatlerin telaffuz edilmesi seçmenler üzerinde etkili olabiliyor.
Türkiye “Rakibim o ürüne ne verecekse ben ondan 2,5 lira fazla vermeyi vaat ediyorum” diye gidilen baskın seçimler bile gördü.
Yakın dostum “Görürsün” derken hınzır hınzır güldü de…
Eskiler böyle durumlarda “Son gülen iyi güler” derlerdi, onu hatırladım.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.