Medya

Fehmi Koru: 35 yıllık okurlarımla aram kesildi, yıkılmadım!

"Sabahın köründe kalkıyor, görüşlerim ve duygularımı paylaştığım yazılarımı yazıyorum"

31 Aralık 2016 15:59

Fehmi Koru*

İnsanları ayakta ve hayatta tutan, diri ve verimli kılan, iyi insan ve iyi vatandaş yapan.. onların umutlarıdır; alın insandan umudu, onu hiçliğe, teröre veya intihara sevk edersiniz…

Hep bağırıp çağırarak.. hep tepesine vurarak.. hep aşağılayıp korkutarak.. insanların daha düzgün davranmasının sağlanacağını sanmak.. en büyük yanlışlıktır…

- Reklam -

Dün, 7 yaşındaki Elif, torunum, annesine, “Bana bağırarak bir şey yaptıracağınızı mı sanıyorsunuz?” diye akıl veriyordu.

Sadece akıl da değil, istikamet de veriyordu.

Yeni bir yıl herkes için yeni fırsatlar, yeni imkânlar ve yeni ufuklar demek; ama hepsinden önemlisi, yeni umutlar demek…

“Hayır.. 1 Ocak’ın yılın diğer günlerinden bir farkı olmayacak.. yeni yıl da neymiş.. yılbaşı diye kutlama mı yapılırmış.. bunlar yanlış şeyler..” mi diyorsunuz?

Sahi böyle mi diyorsunuz?

Bunu diyerek insanların en değerli oyuncağını, umudunu, elinden alıyorsunuz..

Ne kadar fena.

Tarihin tekerleği

Tarih önüne gelen her şeyi öğüterek, zihnini açık tutanlara da evrensel gerçekleri öğreterek hep ileriye doğru ilerler…

Sapmalar, geriye doğru hamleler, tarihi durdurma çabaları görülmez mi?

Görülür elbette.

Adolf Hitler’in, Josef Stalin’in yapmaya çalıştıkları öylesine çabalardı.

Var olduğu tarihi dolu dolu hale getirmiş.. dünyamız için bir çok alanda öncü kurumlar oluşturmuş.. askerleriyle uzak iklimleri toprağına katmış.. haklarında bilgi sahibi olmadığı insanları teba yapmış.. Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırma çabası…

Batılı her yönetici, iktidarda uzun süreli kalınca, kendisinde ‘imparator’ özellikleri görmeye başlar…

Hitler’de ve Stalin’de vardı o arayış; tarih bütün acımasızlığıyla hayallerini akamete uğrattı.

Churchill’de yok muydu sanıyorsunuz aynı beklenti; onda da vardı ve onu hizaya getiren de kendisinden oylarını esirgeyen İngiliz halkı oldu.

Tarih geriye doğru zamanı değerlendirir; ama esas belirleyiciliği ileriye doğru zaman üzerindedir tarihin… Durmaz tarih, hep hareket halindedir.

Durduğunu sanmanızı sağlayacak gelişmeler yaşanmaz mı?

Yaşanır..

Arkaik bir dili siyasetin gündemine taşıyan, günün kabulleri üzerine kendisinin tercihlerini dayatan, aldığı oyun kendisine her türlü hakkı kazandırdığına inanıp o yolda zorlamalarda bulunan tipler…

Her an her yerde çıkabilir.

Trump gibi…

ABD’de oy kullananların yarıya yakınının desteğiyle başkan seçilmeyi başardı Trump; Amerikan toplumunun yarıdan fazlası 2017’ye umutları yaralı olarak giriyor bu yüzden…

Oysa, biraz tarih okumuşlar, varolan zamanın, bütün zamanlar içerisinde bir katre kadar olduğunun, inişleri-çıkışları bulunsa bile tarihin geriye doğru işlemediğinin farkındadır.

Zaman, sabırlı olmanın, hiçbir şart ve durumda umudu yitirmemenin gerekliliğini hatırlatır insanoğluna.

Özellikle yeni bir yıla girilirken…

Örnek mi istiyorsunuz: Karşınızda bendeniz

Kendi hesabıma, 2016, buraya kadar anlattıklarımın canlı örneğini oluşturmamı sağlayan bir yıl oldu.

Bir yönüyle kaybettiğim, başka bir yönüyle kazandığım yıl…

1966 yılında imzamla çıkan ilk yazımın ve dolayısıyla yazarlık hayatımın 50. yıldönümü olan 2016 yılında, 35 yıl boyunca her gün karşısına çıkmaya alıştığım okurlarla aram kesildi.

Yıkıldım mı?

Aynı 2016 yılında, daha önce aklımdan geçse bile tereddütler yüzünden teşebbüs etmeyi düşünmediğim okurlarla doğrudan ilişkimi sağlayan bir işe soyundum, belki de yazı hayatımın en verimli dönemini yaşamaya başladım.

Sabahın köründe (her gün genellikle 05.00’da) kalkıyor.. Kısa bir gazetelere göz atma turundan sonra, görüşlerim ve duygularımı paylaştığım yazımı yazıp o anda sizlerle paylaşıyor, bu arada benzer veya farklı görüşlerinizi de öğrenebiliyorum.

Yalnız bu olsa hadi neyse..

Gün boyu haberleri izleyip en önemli ve en özellerini OCAK sitemizden ilgileneceklerin dikkatine sunmak…

Ve bunu en kısası 12 saat süren bir uğraş olarak her gün yapmak…

Büyük bir keyif…

Nedir beni her gün bu keyifle buluşmaya sevk eden?

Para mı?

Herhangi bir maddi menfaat beklentisi bu yaşımda bana bunu yaptıramazdı..

Şöhret olma hırsı mı?

Güldürmeyin beni..

Peki nedir beni böyle bir uğraşa sevk eden?

Cevabım şu: Umutlarım.. ve tarihle birlikte yürüdüğüm bilinci…

2016 yılının sizler için ne anlam taşıdığını bilemem elbette; ancak benim için taşıdığı anlamı bilmenizi istedim.

Hepimiz için, 2017’nin, umutlarımızın gerçekleştiği yıl olmasını dilerim.


* Bu yazı Fehmikoru.com'da yayınlanmıştır