Spor

Faruk Süren: Başkan olsam Rijkaard'ı derhal kovardım

Galatasaray'ın Efsanevî Başkanı Faruk Süren, başarısız soruçlar alan Galatasaray'da faturayı teknik direktör Frank Rijkaard ve Adnan Sezgin'e kesti.

05 Ekim 2010 03:00

T24 - Galatasaray'ın Efsanevî Başkanı Faruk Süren, başarısız soruçlar alan Galatasaray'da faturayı teknik direktör Frank Rijkaard ve Adnan Sezgin'e kesti. Süren, "Bence futbolu falan çok iyi bilmiyor. Tamam çok iyi oynamış ama bu iyi teknik direktör olacak demek değildir. Rijkaard’la diyalog kurulmuyor. Kuran ise Adnan Sezgin. Onun bunu yapması yanlış. Beşeri ilişkiler yok. Adnan Sezgin de yönetici değil zaten. Ben olsam ona bu kadar kredi tanımam.. Hemen gönderirim" dedi.

Hürriyet gazetesinden Funda Ayaz'ın "Rijkaard futbolu bilmiyor" başlığıyla yayımlanan (5 Ekim 2010) yazısı şöyle:


Aslında Faruk Süren ile 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası sırasında Milli Takımımız'ın maçları oynanırken tanıştık..

O, VİP tribünde hep 6'ncı sırada 4 numarada oturuyordu, bense 3..

Samimiyetimiz de Milli Takım'a tezahürat yaparken başladı..

12 Dev Adam'ın attığı her sayı sonrası birbirimize ''Çaaaakkkk'' yaparken, Galatasaray'ın bu efsanevi başkanından, bir röportaj izni koparmayı da başardım..

Sağolasın 12 Dev Adam..

Faruk Süren'in Mecidiyeköy'deki iş yerine gitmeden hakkında kısa bir araştırma yaptım..

Arşivi de inceledim, etrafımdaki Galatasaraylılar'a da sordum..

Kimine göre Süren sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın bile gelmiş geçmiş en başarılı kulüp başkanı..

Ama kimine göre de Galatasaray'ı borç batağına sokup, kulübün son yıllarda çektiği sıkıntıların baş sorumlusu..

Evet.. Karşımda Galatasaray'a başkanlık yaptığı 1996 ile 2001 yılları arasında büyük başarılar yaşatmış Faruk Süren var..



 Faruk Süren kimdir?

 Türkiye’de bir Faruk Süren efsanesi vardı. Ve 2001 yılından beri bu efsane yok. Faruk Süren 9 yıldır ne yapıyor?

- İzliyorum… Galatasaraylıların bizim zamanımızda sportif ve atılım açısından kazanmış olduğu ivmeyi kaybettiğini düşünüyorum. Ve o bütün tanınan ayrıcalıkların, ekonominin istikrara girmesi, büyümesine rağmen Galatasaray'ın menfaati doğrultusunda bundan yeterince faydalanamadığını düşünüyorum. Opsiyonları yanlış kullandılar. Mesela stat opsiyonunu bana göre yanlış kullandı.



"Suçlu olan yönetimdir"

- Peki kimin suçu var?

- Yönetimin. Başka kimsenin suçu olamaz ki… Efendim enflasyon vardı şu vardı, bu vardı diyorlar. Bunların hepsi mazeret. Bugün muhalefetten şikâyet ediyorlar. Bugün muhalefet yok ki. Bizim karşılaştığımız muhalefetle kimse karşılaşmadı. Bizim zamanımızda herkes muhalefetti.


- Siz Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı başkanısınız. Bu kadar başarılı bir başkanın Galatasararay’dan uzaklaştırılma şekline bakıyorum da anlam veremiyorum. Bugünlere bakarsak Galatasaray’ın borcu sizin döneminizden çok daha fazla. O günkü sebepler geçerli olsa bugün Aziz Yıldırım, Adnan Polat, Yıldırım Demirören’in hiç başkan olmaması lazım. Ne dersiniz?

- Benim uzaklaştırılmamın nedeni başarılı olmamız!. Başarımız bizim camiamızı maalesef rahatsız etti. Bu yüzden de istenmedik. Biz mazlumu severiz. Başarıyı değil, başarısızlığı paylaşmayı severiz.

- Galatasaray’da sizden daha başarılı bir başkan yok. Bunu neye bağlıyorsunuz? Sizin mi vizyonunuz çok ileri görüşlü, diğerlerinin ki mi dar…

- Bende olan şey atılım hırsı. Bu hırs onlarda yok. Bugün Galatasaray’daki yönetim tarzı bence ideal yönetim tarzı değil. Ne üslubu ne de orada toplanmış olan arkadaşlar. Dolayısıyla bunu daha öncelerde sayın başkana da ifade ettim gerek medya yoluyla gerek kişisel görüşmelerimizde. Olağanüstü Kongre’ye gidip ekibini değiştirmesi lazım içerde uyumsuzluk var. Bunu yapacak tek kişi de başkan. Bunu yapmadıkça başarısız olacak, bu fatura da ona çıkacak. Dolayısıyla problem burada. Bunu sadece böyle söyleyebilirim yaptırım gücüm de yok. Bugün sportif anlamda baktığımız zaman bu sezon Beşiktaş’ı çok başarılı buluyorum. Bunu sadece futbol açısından söylüyorum. Çünkü Fenerbahçe Galatasaray, Beşiktaş büyük spor kulüpleridir. En fazla ses getiren takip edilen spor branşı futbol ama biz sonuçta birer spor kulübüyüz. Bunun voleybolu, basketbolu, hentbolu atletizmi, yelkeni de var.




"Dersimi almadım bir daha başkan olmam"

-  Şu çizdiğiniz tabloya bakarsak Galatasaray'da bir kez daha başkanlık yapmayı düşünür müsünüz?

- Ben  aldım dersimi. Bir daha da düşünmüyorum. Esas işim olan iş dünyasında başarılı olmayı istiyorum. Ben görevimin başındayken yapmam gerekeni yaptım. Ama Galatasaray’a olan gönül bağım her zaman devam eder.


- Şunu hiç düşündünüz mü? “Eğer şu yaptıklarımı Fenerbahçe’de yapsaydım bugün Kadıköy’de heykelim dikilirdi?”

- Olur muydu bilemem ama herhalde beni Fenerbahçe’de al aşağı ederdi. 1980 senelerinde Ali Şen başarılı bir başkandı. Her başkanı ve yönetimi kendi zamanı ve mekanı içinde değerlendirmek gerekir. Dolayısıyla o da çok başarılıydı. Gel gelelim ki  “O düğüne gelirse ben gelmem” diyor Aziz Yıldırım. Demek ki  Fenerbahçe camiasında da böyle şeyler var. O zaman bunu bana da yaparlardı. Ali Şen’in başkanlık iddiası yok adaylığı yok ama bu laflar yine de konuşuluyor. Anlaşılan o ki burada da başarı kıskanılıyor, çekilemiyor.



"Fenerbahçe her branşta bizi geçmedi"

- Bir dönem sizinle birlikte çalışan Ergun Gürsoy, Fenerbahçe’nin her anlamda Galatasaray’ı geçtiğini iddia etmişti. Size göre geçti mi?

 - Hayır… Her branşta geçti diye bir şey yok tabii ki de. Bazı branşlarda bizimkilerin yapamadığı sponsor anlaşmalarını iyi yapmışlardır. Kadın voleybol liginde bunun başında Mehmet Ali Aydınlar olmak üzere son derece başarılı performans gösterdiler. Bizimkiler yapamadılar ama bunun sonucunda da geçti diye değerlendiremeyiz. Kurumsal olarakta bakmak lazım Galatasaray ve Fenerbahçe büyük camialar ve kulüpler. Ben kendimi Fenerbahçe tarafından geçilmiş olarak görmüyorum. Çünkü istatistiklere baktığımızda taraftar bakımından, gönül bağı bakımından en geniş kitle Galatasaray’ı tuttuğuna göre geçilme durumumuz yok. Ergun Bey’in yaptığı anlık tespittir.


- Bugünkü Galatasaray Yönetimi’ne bakarsak, sizden sonraki gelenlerin eksiklikleri, fazlalıkları nelerdir?

 - Bugün Galatasaray’daki yönetim tarzı bence ideal yönetim tarzı değil. Uyum ve strateji yok. Gündemi koyamıyorlar. Gündemi sizin koymanız lazım. İşte bunu yaptığınızda lider olursunuz. Başkaları gündemi tespit ediyorlar. Böyle olunca da reaksiyon gösteriyoruz. Birisi aksiyon yapıyor, biz reaksiyonda bulunuyoruz.  Riva’ya gelirsek, yeni ihaleye çıktı daha bilmiyoruz nasıl değerlendirileceğini göreceğiz. Yabancı strateji iş birliklerini doğru kullanamadılar. Bugün tabana yayılma, halka açılma opsiyonlarını iyi kullanamadılar. Dolayısıyla bir takım şeyler yapıldı fakat verilen imkânlardan ve ortamdan iyice istifade edilemedi.


 - Galatasaray’da diyelim ki siz, gelmiş geçmiş en iyi başkansınız. İki ve üçüncü kim olur?

- Bütün başkanlarımız zaman ve mekanları içerisinde gerekenleri yaptılar. Selahattin Beyazıt, rahmetli Ulvi Önal, rahmetli Suphi Batur. Suphi Bey başkanlık yaptığı zaman 2 tane ışıklandırıcılardan birini gevşetirdi tasarruf olsun diye. Oralardan buraya geldik. Benden sonra düşünürsek benden daha başarılılar. Sıralama yapamam.



"Terim milli takımda başarılı olmadı, çünkü..."

- Gelelim sizinle birlikte büyük başarılara imza atan Fatih Terim’e. Bugün siz de bir köşedesiniz, Fatih Terim’de. Sebebi nedir?

- Fatih Terim öyle bir yerde ki, seçme lüksü var. Maddi açıdan çalışma mecburiyeti yok. Hırs itibariyle çalışmak ister Fatih. Ve çalıştığında da başarılı olmak ister. Bu başarının da uluslararası seviye de olmasını istiyor. İtalya liginde, İspanya liginde bir takımı 2.ligden 1.lige çıkarmak Fatih Terim için başarı değildir.Ona göre bir platform bulamadığı için de çalışamıyor. Milli takımdaki performansına bakarsak hedefe ulaşamamasının sebebi; ortamı iyi değildi. O istediği ortamı yaratamadı.


 - Eğer 4 yıl üst üste gelen şampiyonlukta, devamında UEFA Kupası’nın alınmasında Fatih Terim olmasaydı o başarılar yine gelir miydi?

- Ne sadece bizim yönetimimiz yapabilirdi, ne de sadece Fatih Terim. Seçilmiş kişilerle oluşan yönetimle futbolcuların arasında kimya oluşmuş kurulmuştu. Güzel bir takım ve hava yaratılmıştı. Neticesinde de başarılar geldi.


 - Terim’e o tarihlerde ne kadar çok sahip çıktığınızı biliyoruz. Mutlaka aranızda bir takım problemler yaşanmıştır. Bunlardan ilk aklınıza gelen hangisidir?

- Aramızda problem tabiî ki de oldu. Mesela Ankara’da ilk sezondayız Gençlerbirliği maçından dönüyoruz Fatih Terim fevri şekilde takımdan ayrılmak istiyor. Bu bir problemdi mesela. Onu zar zor ikna ettik tabii. Transfer konusunda veya kişisel bir problemimiz olmadı. Kimin ne yetkisi var herkes bilirdi. Dostluk vardı ama bunun yanında da hiyerarşik düzen de vardı. Ne ben teknik direktör olmaya heveslendim, ne de Fatih başkan olmaya heveslendi.



"Terim'e çok güveniyordum"

- “Fatih Terim'i keşke gönderseydim” dediğiniz bir an, bir gün oldu mu hiç?

 - Hayır… Çünkü ona çok güveniyordum. Hatta iyi ki de mani oldum diye düşünüyorum. Kötü diller bu başarımıza, şans falan diyorlardı ama ben öyle şansa getirmiyorum. UEFA’ya yürürken tek bir mağlubiyetimiz yoktu. Yenilmeden UEFA şampiyonu olan bir takım göstersinler bana.


 - Size göre Fatih Terim efsanesi sona erdi mi? Terim’in “Gerek yurt içi, gerekse yurt dışından çok teklif var” demesini, ancak bir türlü çalışamamasını neye bağlıyorsunuz?

- Bir defa biz efsane kelimesini yanlış kullanıyoruz. Efsane ölen biri ardından kullanılır. Hala Fatih Terim’in iddiası devam ediyor. Yazın birkaç defa beraber olduk. Son derece hırslı, şaka anlayışı yerinde içindeki kıvılcım sönmemiş. Kendine uygun görmüyor demek ki. Aile yapısı da önemli. Sonuçta ailesi de gidecek gittiği yere. Belki eşi istemiyor. Bana söylemedi sebepleri ama bunlar olabilir.


- Bugün Gakatasaray’a başkan olsanız yine Fatih Terim’le çalışır mısınız?

- Kesinlikle çalışırım. İsterse teknik direktör, isterse başka pozisyonda..


 - Bugün şöyle bir piyasaya baktığımızda “İşte bu yeni Fatih Terim” diyebileceğiniz bir teknik direktör var mı?

 - Yani futbol bilgisi bakımından çok insan sayabilirim. Fakat Terim’in hırsı ve bireysel olarak tek tek futbolcularla iletişim yeteneği kimse de yok. Ki onun başarısı da burada yatıyor.



"Aykut Kocaman'a destek vermek lazım"

 - Rijkaard, Servet ile arasındaki problem sonucu onu kadro dışı bıraktı. Keza Eskişehirspor’un eski teknik direktörü Rıza Çalımbay Ümit Karan’ı oynatmıyordu…Teknik direktörlerle futbolcular arasındaki ilişkileri neye bağlıyorsunuz?

- Alenen herkesin ortasında fikrini söyleyebilirsin ama derecesini bilmek gerekir. Şimdiki teknik direktörler oyuncularla iletişimi kuramıyorlar. İyi antrenörler var ama o ışığı almaları lazım. Ertuğrul Sağlam bunu yapabiliyor mu bilmiyorum ama çok başarılı buluyorum. Aykut Kocaman’a destek vermek, inanmak lazım. Zaman vermek gerekir. Fatih Terim taklitçileri var. Görüyorum ama bu çok sakil duruyor.


 - Galatasaray yönetiminde son zamanlarda yaşanan kavgaları ve istifaları neye bağlıyorsunuz?

- Bunun tek nedeni var oda uyumsuzluk



"Kimse bana palavra atmasın"

- Galatasaray ligin ikinci yarısında yeni stadında oynayacak. Yaşadığınız ve yaşattığınız başarılara bakarsak sizin döneminizde bunları yapmak daha kolaydı. Sizi ne engelledi?

- Biz yaptık. İhalesini bile yaptık. Tekfen’e ihale ettik Sonra da ekonomik kriz geldi durduk. Ben gittim ekonomi düzeldi, ondan sonra hazır stat duruyordu orada. Kimse bana ruhsatı yoktu falan palavrasını atmasın. Ruhsatı alınmış ihalesi yapılmış duruyor orada kapı gibi ruhsat. Finansman hatta bulundu Ünal Aysal’la. Onu yapmamak bir hataydı. Terk ettiğimiz arazinin değeri 400 milyon. Bunun bana kimse müdafaasını yapmasın. Susalım konuşmayalım, kimse bu konuda benimle polemiğe girmesin. Çünkü her giren kaybeder. Hazır planı yapılmış, parası verilmiş…86 milyon dolar.. Gider tekrar konuşursun Tefken ile. Palavracı bir şirket de değil sonuçta.


- Peki bu niye böyle oldu?

- Faruk Süren’in stadını yapmamak için baştan başladılar. Bunu da söyleyelim herkeste bilsin. Etrafında dönmeyelim işin. ''Ruhsatı yoktu, müsaade alamadık'' gibi bahaneler kıvırtmaktır. Mesele benim… Benim stadımın yapılmaması. Bunu da beni uzaklaştıranlar yaptı.



"Stat çok demode"

 - Galatasaray’ın yeni stadını nasıl buluyorsunuz?

- Demode bir stat.1990 model tek amaçlı sadece futbol için yapılan bir stat. Bizim yaptığımız stat çok amaçlı şehrin göbeğinde bir stattı. Bu stadın ulaşım yolları daha yapılmamış. Olimpiyat Stadı gibi olacak. Bana estetik olarak 90’larda kalmış gibi geliyor. Zaten zamanın önündeki stadı yapacaksın, zamanın gerisinde yaparsan bir şey yapmış olmazsın. Yönetim bu stadı yaparak geride kaldı.


- Peki Adnan Polat gelse dese ki; “Başkanım tecrübelerinizden faydalanmak istiyorum.” Ona ne tavsiye edersiniz?

- Olağanüstü Kongre’ye yeni bir ekiple gitmesini tavsiye ederim. Kendi felsefesini anlayacak bir ekip kurmalı. Adnan bir mücadele ediyor görüyorum. Cemal Özgörkey , Haldun Üstünel niye ayrılıyor? Demek ki bir sorun var. Kim haklı, kim haksız ben bilmiyorum. Ama yürümeyen bir şey var. Otoritede ki başkanı kabul etmeyen birileri var ve ayrılıyorlar.


- Bu yönetimin hiç mi iyi yanı, yaptığı iyi bir iş yok?

- Bazı iyi imkanları kullandılar. Telekom’la yapılan anlaşma güzel.


"Galatasaray'ı gelecekte hiçbir şey beklemiyor"

- Galatasaray’ı gelecekte neler bekliyor?

- Hiçbir şey beklemiyor. 2012’deki seçimleri bekliyor. Yeni birileri de çıkacak. 2010’da da Adnan Öztürk diye biri çıktı. 2300 oy aldı. Az bir rakam değildi. Aslında bu bir mesajdır Adnan Polat’a.


- Bugün bir Türk takımın bu sezon ya da gelecekte bir Avrupa Kupası’nı Türkiye’ye getireceğine inanıyor musunuz? Yoksa bunu zamanında sadece Galatasaray yaptı, başkası artık yapamaz mı diyorsunuz?

- Bu sene Avrupa Ligi’ni Beşiktaş götürebilir.  Bir takım 90+1 ‘de gol atıyorsa bu takım hırslı ve başarılıdır. Kadrosu da çok güzel. Bugünkü takımlar arasında Beşiktaş uluslararası seviye de başarı kazanabilir.


- Fenerbahçe'nin durumunu nasıl görüyorsunuz?

- İyi bir takım. Şampiyonluğun en önemli adaylarından birisi. Bizim en büyük rakibimiz.. Aykut Kocaman da iyi bir hoca, ama ona güvenmeleri lazım. Bir takım hatalar yapabilir. Tenkit etmeyip yardımcı olmak gerekir.


- Ya son şampiyon Bursaspor?

- İddialı bir takım…Şampiyonlukta artık 3 büyükler yok zaten. Bursaspor, Trabzonspor var, gizli rakip Eskişehir var. Bakma sen aşağılarda olduğuna. Kayserispor, Gaziantep de var. Epey rakibimiz var yani.


- Bir de Trabzonspor’u sorayım.. Trabzon'un başarılı olmasını teknik direktör Şenol Güneş’e bağlayanlar var..

- Sahiden bravo demek istiyorum ona. Çok iyi buluyorum. Hiç yoktan bir kaleci çıkarttı. Süratli bir takım oluşturdu.


"Rijkaard futbolu bilmiyor, ben olsam hemen gönderirdim"

- Son olarak Rijkaard’ı sorayım. Hollandalı hoca ilgili ne düşünüyorsunuz? Siz başkan olsaydınız, ona bu kadar kredi tanır mıydınız?

 - Çözemedim onu. Bence futbolu falan çok iyi bilmiyor. Tamam çok iyi oynamış ama bu iyi teknik direktör olacak demek değildir. Futbolcu olduğunuz zaman başka düşünüyorsunuz. Bu tür sporcular bence sanatkardır. Nasıl ki resim yaptığınız zaman yeteneğiniz varsa, her spor dalında da sporcular sanatkardır. Geliyorsunuz antrenör oluyorsunuz, yönetici sıfatını alıyorsunuz. Dolayısıyla zekanızı kullanmalısınız. Hagi de yapamadı bunu. Ama anladı alt yapıya gitti orada başarılı oldu. Bu seviyeye geldiğiniz zaman bu futbolcuların hepsi sanatkar. Onlar senin kadar futbol biliyorlar. Futbolcuların aradıkları bir maestro. Rijkaard yöneticiliği iyi yapamıyor. Bu yüzden Barcelona’dan, Milan’dan falan çabuk gönderiyorlar... Rijkaard’dan faydalanılmaz mı?. Tabii ki faydalanılır. Ona yönetim yaptıracaksın. Elano gibi futbolcuyu alıyorsun, ama faydalanamıyorsun. Eğer yapamıyorsan bunun bütün sonucunu Elano’ya yükleyemezsin. Rijkaard’la diyalog kurulmuyor. Kuran ise Adnan Sezgin. Onun bunu yapması yanlış. Beşeri ilişkiler yok. Adnan Sezgin de yönetici değil zaten. Ben olsam ona bu kadar kredi tanımam.. Hemen gönderirim..