-''EZİNE PEYNİRİ'' MARKA OLACAK ANKARA (A.A) - 16.11.2010 - Ezine peynirinin, Coğrafi İşaret Sistemi kapsamında, sadece Ezine, Bayramiç ve Ayvacık coğrafyasında elde edilen sütlerden üretilmesini sağlamak amacıyla, yöredeki hayvanların sütlerinden üretilen peynirin kimyasal ve mikrobiyolojik özelliklerini bilimsel ve teknik anlamda ''tartışılmaz biçimde'' belirlemek üzere çalışmalar yapılıyor. ''Hakiki Ezine Peyniri''nin kimyasal niteliklerinin belirlenmesi halinde, bölge dışından getirilen sütlerden veya bölge dışında üretilen peynir ''Ezine'' etiketli olarak satılamayacak. Böylece, ''taşıma sütle Ezine peyniri üretilemeyecek'', bölgedeki hayvan popülasyonu da korunmuş olacak. Ezine, ''Gruyere'' gibi peynirde ulusal ve uluslararası bir 'marka'' olacak. Hacettepe Üniversitesi Gıda Araştırma Merkezi (HÜGAM) Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem, ''hakiki Ezine peyniri''nin kimyasal niteliklerini belirlemek üzere, yaklaşık bir yıldır sürdürdükleri ön çalışmaların birkaç ay içinde tamamlanmasını öngördüklerini bildirdi. Kendisinin ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Süt ve Süt Ürünleri Araştırma Merkezi (COMUSAM) Müdürü, Yard. Doç. Dr. Zerrin Yüksel'in proje liderliğinde, HÜGAM'dan Gıda Yüksek Mühendisi Elif Avcı, Gıda Mühendisi Furkan Acar COMUSAM'dan Yrd.Doç.Dr. Başar Uymaz ile birlikte yürüttükleri çalışma ile Ezine peynirinin Coğrafi İşaret Sistemi kapsamında üretilebilmesini hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Erdem, bu çalışmanın sonuçlanması halinde, bölgeye dışarıdan getirilen veya bölge dışında üretilen peynirlerin artık ''Ezine'' etiketi ile satılamayacağını, böylece, Ezine peynirinin marka değerinin de artacağını söyledi. Ezine Peyniri'nin Coğrafi İşaret Sistemi kapsamında, ''Kaz dağlarının Kuzey ve Batı kesimlerinde yer alan Ezine, Bayramiç ve Ayvacık ilçelerinde yetiştirilen hayvanların sütlerinden elde edilen peynir çeşidi'' olarak tescillendiğini ve en az yüzde 40 keçi, yüzde 45-55 arasında koyun ve en çok yüzde 15 inek sütü karışımından üretilebildiğini hatırlatan Prof.Dr. Erdem, bu coğrafya dışında ve/veya bu bölge dışından sağlanan sütler ile üretilen peynirlerin Ezine peyniri sayılamayacağına dikkati çekti. -KOYUN, KEÇİ VE İNEK SÜTLERİ SÜREKLİ ANALİZ EDİLİYOR- Hakiki Ezine peynirinin kimyasal ve mikrobiyolojik niteliklerinin belirlenmesi amacıyla, COMUSAM'dan Yard. Doç. Dr. Zerrin Yüksel yürütücülüğündeki ekiplerin, bölgeden 2 haftada bir keçi, koyun ve inek sütleri ve bu sütlerin karışımından üretilen peynir örnekleri topladığını, bu örnek peynirlerin 1 yıllık depolama süresi boyunca COMUSAM ve HÜGAM laboratuvarlarından test edildiğini anlatan Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem, şöyle devam etti: ''Bu analizler sonucunda, tescilli bölgedeki süt ve peyniri farklı kılan özellikler ortaya konuyor. Yürütülmekte olan çalışmaların ilk aşaması ile söz konusu coğrafyada doğal olarak bölgenin yemleri ile beslenen hayvanlardan elde edilen sütler ile üretilen peynirlerin ayırt edici özelliklerine ilişkin ön deneme sonuçları tamamlanmak üzere. Böylece ülkenin başka bölgelerinde veya başka bölgelerinden getirilen sütler ile üretimin önüne geçilerek, haksız rekabet engellenecek. Ayrıca market raflarındaki peynirlerin etiketindeki ''Ezine-koyun'', ''Ezine-keçi'', ''Ezine-klasik'', ''Ezine-kaşar'' gibi yanlış ibareler kullanılamayacak. Hem gerçek Ezine peyniri üreticileri haksız rekabete karşı korunacak hem de tüketicinin yanıltılması önlenecek. Ezine, Gruyere gibi hak ettiği değeri ve ticari önemi kazandıktan sonra, Ezine adresli peynir üretmenin katma değeri zaten kendiliğinden artacaktır.'' -''EZİNE'DE EN FAZLA 1200 TON EZİNE PEYNİRİ ÜRETİLEBİLİR''- Prof. Dr. Erdem, ilçe tarım müdürlüğü verileri dikkate alınırsa, tekniğine ve kuralına uygun olarak Ezine ilçesinde yılda ancak 1200 ton Ezine peyniri üretilebileceğini, geri kalan sütten de 2500 ton herhangi bir peynir üretilebileceğini vurguladı. Konunun AB nezdinde de yankı uyandırabilmesi için çalışmaların parasal anlamda da desteklenmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Erdem, bu konuda yaptıkları proje başvurularının anlamsız ve bilimsellikten uzak gerekçeler ile hala ''desteklenmediğini'', buna rağmen kendi araştırma ekiplerinin, üniversitelerinin ve merkezlerinin olanaklarıyla özverili olarak bu çalışmaları sürdürdüğünü kaydetti.