T24 - Türkiye’nin en uzun soluklu gruplarından Ezginin Günlüğü’nün son albümü ‘Eski Arkadaş’ yayınlandı. Nadir Göktürk yeni albümlerini ve grubun sırlarını anlattı. Taraf gazetesi Ahsen Utku haberi.
Neredeyse son 30 yıldır yaşadığımız sevinçlerin, mutlulukların, özlemlerin, aşkların, yalnızlıkların, hüzünlerin bir yerlerine takılmış, küçük dakikalara sığıvermiş şarkılarıyla hep yakınlarımızda oldular. Abartısız, içten, gülümseten şarkılarıyla yıllara meydan okuyan Ezginin Günlüğü, beş yıl aradan sonra yeni albümü Eski Arkadaş ile yeniden dinleyicisiyle buluştu.
Bu albümde ne gibi yenilikler bekliyor müzikseverleri?
Biz her seferinde daha iyi birşey yapma düşüncesiyle yola çıkıyoruz. Ama bu her zaman son yapılan şey iyidir anlamına gelmiyor. Müzik tek başına bir şey ifade etmez, dinleyicisiyle bütünleşir ve o zaman tamamlanır. Dolayısıyla dinleyicinin tepkisini almadan benim değerlendirmem çok zor. Teorik olarak beş sene öncesine göre daha gelişmiş olmamız lazım. Öte yandan bizim genel tavrımızda bir atom bombası patlatmak gibi bir amacımız yok, hiçbir zaman da olmadı. Bu albümde acayip sürprizler var diye de bir şey yok. Şarkılarımızla biz genel olarak duygularımızı, düşüncelerimizi paylaşıyoruz, bu da yine bu paylaşımı yaptığımız bir albüm. Listelerle falan hiç alakamız yok zaten, çünkü listeleri belirleyen Unkapanı piyasası... Listeler hiçbir zaman gerçek dinleyiciyi yansıtmaz. Sizin daha çok paranız varsa daha çok tanıtım yaparsınız, daha çok klip çekersiniz, listede birinci sırayı satın alırsınız. Mekanizma böyle işliyor...
Kendinizi bu sistem içinde nerede görüyorsunuz?
Müzik piyasası çok geniş bir piyasa. Burada iki ana kategori var. Bir tanesi içinizden gelen şeyleri yapmak; bir diğeri de size empoze edileni ya da sizden beklenileni... Yani sahtekârlık... Diğeri kendinden olan ve samimi olan. Biz kendimizi de samimi kategori içerisinde değerlendiriyoruz.
Sizin aynı zamanda kemikleşmiş bir dinleyici kitleniz var. Bunun artıları ya da eksileri var mı sizin için?
Genel olarak baktığınız zaman bunun artıları var. Aslında eksileri var gibi gelebilir çünkü yaptığımız her yeni şeye de tepki gösteren, değişiklikleri kabul etmeyen, hep aynı yerde kalalım gibi bir düşünce içinde olduğunu yıllar içinde gördüğüm bir kesim var. Bunun olumsuz yanları da var gibi gözükebilir ama olumlu yanları da var. Bir anlamda sosyal, daha üst bir bilinç tarafından denetlenme söz konusu.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en uzun soluklu gruplarından birisiniz. Bunu neye borçlusunuz?
Ezginin Günlüğü gerçekten çok uzun süreli bir geçmişe sahip ve biz hiç ara vermeden bu işi sürdürdük. Bazı gruplar vardır, daha eski gibi görünür ama arada 20 sene görülmemiştir, hiç müzik yapmamıştır. Ama Ezginin Günlüğü bu anlamda istikrarlı bir şekilde varlığını sürdürmüş bir grup. Sırrı da; biz işimizi severek yapıyoruz ve bir dinleyici kitlemiz var. Bir de tabii grup içi iletişim önemli, sanırım o anlamda da doğru bir gruplaşma oldu. Bu işten çok büyük şeyler beklemiyoruz, kimseyi de kandırmak istemiyoruz.
Türkiye’de ise grup kurma genellikle kariyer yolunda bir basamak taşı olarak görülür...
Biri şarkı söylüyor, bir başkasından beste alıyor, birisine aranjmanını yaptırıyor, yine orda da bir ekip var ama bu ekip oynak bir ekip, ticari ilişkilere bağlı olan bir ekiptir. Bizimki öyle değil. Grup, istikrarlı ve samimi bir şekilde insanların farklı şeyler beklemeden yeteneklerini birleştirdikleri bir ortamdır.