Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, "geri zekâlıların, yetersizlerin ve dar ufukluların dini işlere karıştırılmaması gerektiğini" söyledi. "Geri zekâlıların din işlerine karışması, kendi re’y ve hevalarıyla plan program, icraat yapması felaket olur. Hizmet olmaz, hezimete sebep olur" ifadesini kullanan Eygi, "İşlerini böylelerine veren bir Ümmet yıkılmaya, zelil ve esir olmaya mahkûmdur" diye yazdı.
Mehmet Şevket Eygi'nin, "Geri zekâlılar ve yetersizler İslamî hizmet yapamaz" başlığıyla yayımlanan (30 Nisan 2016) yazısı şöyle:
"İslamî hizmet plan ve programlarını, hem İslam’ı doğru ve iyi bilen, hem de dünya kültürüne sahip olan, Ümmetin en bilgili, en geniş ufuklu, en yüksek ahlak ve karakterli seçkin kimseleri hazırlamalıdır.
Geri zekâlılar, yetersizler, dar ufuklular, İslam’ı hakkıyla bilmeyenler, çağdışılar, holiganlar, ahlak ve fazilet fukaraları bu işlere karıştırılmamalıdır.
Geri zekalıların din işlerine karışması, kendi re’y ve hevalarıyla plan program, icraat yapması felaket olur. Hizmet olmaz, hezimete sebep olur.
İslamî hizmetlerin en başta gelen belli başlı on konusu şunlardır:
Halka, bilhassa çocuklara ve gençlere İslam’ı, imanı, Kur’an’ı, Şeriatı; onların anlayıp kavrayacağı şekilde öğretmek.
Bu maksatla gerçek İslam medreseleri ve mektepleri açmak.
Ümmet birliğini ve din kardeşliğini sağlamak.
Ümmetin başında kendisine biat ve itaat edilen râşid, âdil, muktedir bir Halife bulunması için çalışmak.
Müslümanları Tâğut’un, decâcilenin (deccalların), müşriklerin, kafirlerin, münafıkların, azılı ve agresif İslam düşmanlarının, insî ve cinnî şeytanların şerlerinden ve hilelerinden korumak.
Müslüman halkın İslam’a, Kur’an’a, Sünnete, Şeriata ve İslam ahlakına uygun doğru ve temiz bir hayat sürmesi için çalışmak.
Emânetlerin (işlerin, vazifelerin, makam ve mevkilerin, memuriyetlerin, başkanlıkların) ehil ve lâyık olanlara verilmesi, olmayanlara verilmemesi için çalışmak.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmak.
İslam kadınlarını ve kızlarını tâğutî ve deccâlî güçlerin bozmasına, yoldan çıkartmasına karşı tedbir almak; onları İslam’ın iffet ve salah yollarında haysiyetli olarak yürütmek ve yaşatmak.
Müslümanları bedevî şifahî kültürden, medenî İslam kültürüne yükseltmek.
Bu saydığım hizmetleri, vazifeleri, işleri geri zekâlı, yetersiz, ehliyetsiz, liyakatsiz, ufuksuz, faziletsiz kimseler yapamaz.
İşlerini böylelerine veren bir Ümmet yıkılmaya, zelil ve esir olmaya mahkûmdur.
En zeki, en kabiliyetli, en ehliyetli, en liyakatli, en üstün, en güçlü, en vasıflı Müslüman çocuklar; öncelikle subay, öğretmen ve hademe-i hayrat (din hizmetkârı) olarak yetiştirilmelidir."