Evrensel gazetesi, TRT'nin Kürtçe kanalı TRT Şeş'in açılışında Kürtçe konuştuğu için Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. Manşetten yapılan suç duyurusunda, "Kürtçe için tutuklanan, dayak yiyen, okuldan atılanlar adına Başbakan hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz" denildi.
Gazetede (31 Aralık 2008) 'Suç duyurumuzdur' başlığıyla yayımlanan haber şöyle:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın TRT Şeş’in açılışında bir cümle de olsa Kürtçe konuşması, isminde Kürtçe harf var diye Türkiye’ye sokulmayan 7 yaşındaki Welat’ın içini sızlatmış mıdır? Ya anadilini konuştuğu için sokakta dayak yiyen, yargılanan, cezaevine girenler ne düşündü acaba? Kürtce yemin ettikleri için 10 yıl hapis yatan eski DEP milletvekilleri... Yaka paça Meclis’ten atıldığı görüntüleri hafızalardan silinmeyen; mezarında kemikleri sızlayan Orhan Doğan’dan kim özür dileyecek şimdi? Özür dilemek yetecek mi?
“Q,X,W” kullanılan her bildiri, davetiye,ya da tebrik kartı yüzünden hakkında soruşturma açılananlara, Başbakan’ın Kürtçe konuşmasından, AKP yandaşı basının X,Q,W’li yazılarından sonra, dav açsalar tazminat verilir mi? Mesela bu satırlar yazılırken Osman Baydemir belediye internet sitesinde Kürtçe kullanıyor diye yargılanıyordu.
Peki Genelkurmayın “Önce Türkçe” yazdığı, “Q,W, X”in üzerini çizdiği afişler ne olacak?
AKP’nin mi eseri?
TRT Şeş’in bize hatırlattığı ama holding medyasına hatırlatamadıkları sadece bunlar değil. Kürtçe televizyon kanalını AKP’nin “demokrasi açılımı” olarak görmek isteyenler, yıllardır her bedeli ödeyerek mücadele eden Kürt halkı, onların temsilcileri ve demokrasi savunucularının bu kanalın açılmasındaki etkisini de yok sayıyorlar günlerdir.
Kürtleri halk olarak kabul etmeyen, dilini, alfabesini, kültürünü yasaklayan devletin, Meclis’te “bilinmeyen dil” diye kayıtlara geçtiği Kürtçe ile yayın yapacak bir kanal açması önemli mutlaka. Kürt düşmanı BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu Kürtçe dublajla izlemek ayrı bir keyifti mesela. Kendisinin yüreğine inmemiştir umarız.
Kürtçe yayın haftada 4 saatten fazla yasaklıyken, alt yazı zorunluyken hükümetin sınırsız, şartsız yayının önünü açmasından da memnun değiliz desek yalan olur. Çünkü hükümet RTÜK yönetmeliğini de böylece tartışmaya açmış oldu.
1 Ocak ve sonrası
Bölge illerinin uzun zaman yasaklı Kürtçe isimleriyle yazılması da önemliydi. Ama Van’a, Wan denirken, Diyarbakır’a Amed yerine Dîyarbekir denmesi, Diyarbakırlı Bakan Mehdi Eker’in Başbakan kadar bile Kürtçe laf etmeyip dublajla yetinmesi de Kürtlerin dikkatinden kaçmamıştır. Diyarbakır, Van, Mardin, Siirt ve Batman’dan halk görüşleri alınması ama mesela Şırnak, Tunceli, Hakkarililerin görüşüne başvurmaktan kaçınılması da farkedilmiştir elbet.
TRT Şeş’in test yayınında kısa sürede yarattığı ortam ortada. 1 Ocak’ta başlayacak normal yayında nasıl bir çizgi izlenecek, hangi konuları konuşup hangisini teğet geçecek bunu da görmek gerekiyor. O zaman AKP’nin attığı bu adım demokrasi için midir seçim için mi ? Daha net anlaşılacak.
Yüksek Seçim Kurulu’nun henüz yaptığı “seçimlerde Türkçe’den başka dilde propaganda yasaktır” açıklamasının kanalı nasıl etkiyeceği de bir yana, TRT Şeş’in bundan sonra yapacağı her yayının AKP için bir samimiyet testi olacağı da açıktır.