Gündem

Etikte son nokta :Lokum bile yasak

Etik Kurulu başkanı Prof.Dr. Bilal Eryılmaz kamuda hediye kıstasını anlattı

28 Aralık 2009 02:00

T24- Kaymakamın sulu vedasını etik bulmayan Başbakanlık Kamu Görevlileri Kamu Etik Kurulu Başkanı Prof.Bilal Eryılmaz, Hürriyet’e konuştu:
'
Kamuda hediye limiti sıfır, lokum bile yasak. Siyasilerin 10 asgari ücret limitini değiştirmek için çalışma yapıyoruz.Kamu görevlisi, düğününü aile içinde yapabilir.Öğretmenler Günü hediyesi beyaz eşyaya çıktı, bakanlık üstüne gitmede cesur değil.Yılın dürüst bürokratını seçeceğiz.

UŞAK’ın Sivaslı İlçesi eski Kaymakamı Sedat Yıldırım’ın sulu ve dansözlü veda gecesi ile aldığı hediyeleri etik bulmayan Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun Başkanı Prof. Dr. Bilal Eryılmaz, yılbaşı öncesi kamuda hediye kıstasını Hürriyet’e anlattı. Siyasilerin yabancı kişi ve kuruluşlardan net asgari ücretin 10 katına kadar hediye almalarını mümkün kılan yasa hükmünü değiştirecek çalışma yaptıklarını söyleyen Eryılmaz’ın dikkat çektiği noktalar şöyle:



Hediyede limit o tek istisna, hatıra


“Etik davranış ilkeleriyle ilgili yönetmeliği yaparken, bazı bakanlıklar ABD örneği vererek 50 TL veya 50 dolara kadar hediyeye müsaade edilmesini istediler. Biz ise hatıralar dışında limiti sıfırladık. Kamu kaynağı kullanarak veya özel sektörün imkanlarıyla kamu yönetiminin lekelenmesini istemiyoruz. Obama ile birlikte ABD de sıfırladı. Uluslar arası etik ilkelerde mutabakat çok önemli.



Lokumu bile dağıtırm . Osmanlı da hediyeyle çöktü


Üniversitede öğrencilerin memleketten getirdikleri lokumları bile reddediyorum. Çok ısrar ederlerse gözleri önünde açıp koridorda dağıtıyor, evime götürmüyorum. Zira hediyenin küçüğü büyüğü olmaz. Küçüğe müsamaha ile baktığınızda, zamanla müsamaha alanı genişleyebilir. Etik zaten ihmal edilebilir küçük şeyleri engellemek için var. Yoksa büyük yolsuzluklar için yasalar var. Ama çok eski bir alışkanlık. Bir kamu görevlisi o makamda olmasaydı bu hediyeler kendine gelir miydi, öyle bakmalı meseleye. Osmanlı Devleti’nin çöküşünde hediye, rüşvet ve yolsuzluğun çok önemli yeri var.



Bahşiş , ikram yozlaşmadır. Her hizmetin bedeli var


İkram, bahşiş, rüşvet, bunlar yozlaşmada birbirini besleyen unsurlar. Rüşvet alıyor, ben bahşiş aldım, diyebiliyor. Kamuda bahşiş olmaz, bir hizmetin bedeli vardır, bu da ya kanunla düzenlenir ya da bedavadır.
Kamu etiği, yetersiz, eksik bir ülkeyiz. Çünkü etik kamu yönetiminin yalnızca bir parçasında var; yargıda, siyasette yok. Üniversiteler gibi bazı kurumlar da bizim kapsamımız dışında. Bu kamu etiğinin yerleşmesinde olumsuz etki yaratıyor.



Aldığımız altı kararda vicdanımız rahat


Bugüne kadar Resmi Gazete’de 6 kararımızı yayınladık. Bu kararlarda da vicdanlarımız çok rahat. Son karar (Sivaslı Kaymakamı) hariç, sadece Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak idari yargıya gitti. Gitmediklerine göre idari yargıdan olumlu bir şey alamayacaklarını düşünmüş olabilirler. Tabii şöyle bir problem de var. Etik kurul olarak bizim verdiğimiz karar idari yargı tarafından onanırsa, etik dışı davranış mahkemece de onaylanmış olur. Bu faktörü dikkate alıyorlardır.”



Hâlâ kol kırılıyor, yen içinde kalıyor


“MAALESEF bakanlıklar kendi personelini dışarıya karşı koruma refleksi içinde hareket ediyor. Yani hala kol kırılır yen içinde kalır mantığı işliyor. Bu nedenle teftiş kurulları vasıtasıyla istediğimiz yazılara zamanında yanıt verilmediği için tekrar etmek durumunda kalıyoruz. Türkiye’de ceza verilmesi istenen adama ceza vermek kolaydır, ceza verilmemesi düşünüldüğü taktirde ise hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü teftiş kurulları bakan talimatıyla hareket eder. Bakan olur verirse inceleme yapılır, vermezse yapılmaz.



22 Bin müfettiş var, yolsuzluk bitmiyor


Yaklaşık 22 bin müfettiş var ama yolsuzluk devam ediyor. O zaman teftiş işleyişinde bir sıkıntı var, bunu gözden geçirmemiz, hesap verebilirlik ve şeffaflığı geliştirmemiz lazım. Ombudsman sisteminin de biran önce kurulması lazım. Üst yönetim yolsuzluk ve yozlaşmada çok kararlıysa alt düzeyde olumsuzluklar olmaz, kontrol edilebilir bir kamu yönetimi yapımız var.



Yargıya intikal edilen noktada tıkanıyoruz


Üst yönetimin ben yolsuzluk yapmıyorum demesi yeterli değil, yolsuzluğu tamamıyla önleyecek bir etik liderlik rolü üstlenmelidir. Tıkandığımız nokta, yargıya intikal eden konular bize de gelmişse biz hemen onun işlemini durdurmak zorundayız. Oysa disiplin işlemlerinde böyle değil; hem disiplin hem ceza soruşturması yapılabiliyor, ikisi ayrı yürüyor. Kanun değişikliğiyle biz de ikisinin birlikte yürütülmesinin mümkün olmasını talep ediyoruz.”



Günde iki şikâyet geliyor


”KURUL’a yılda ortalama 500 şikâyet geliyor, günde iki şikâyet demek. Resmi Gazete’de yayınlanan kınama kararlarına göre bu şikayetler artıyor. Ama Türk milletine ihbarcı diyemeyiz. Ben dürüstüm, kurumda da her işin dürüst olması için çalışırım, bunun için kellemi veririm mantığı zayıf. İhbarcılar kendilerine zarar gelecek endişesiyle cesur değiller. İhbarcıyı korumak için ek önlemler alınmalı.”



Kadınlar yapı olarak daha etik


“KADINLARIN etik duyarlılıkları daha yüksek. Yapı itibarıyle daha hassas ve sorumlular. Kamuya yeni girenler kendilerini üst yönetime göre daha etik buluyorlar. Etiğe uymayanlar kınanırken, çok iyi uyanlar için de ödüllendirme olmalı. Onun çalışmasını yapıyoruz. Yılın dürüst bürokratı, yılın etik insanı seçilecek. Onu web sayfamızda yayınlayıp plaket vereceğiz. Amacımız kişiyi değil, etik davranışını öne çıkarmak.”



Şirketlerin etik kuralı olmalı


“ÖZEL sektör devletten etik tutum, davranış bekliyorsa kendisi de etik olmak durumundadır. Her şirketin etik kuralları olmalı, bu artık bundan sonra zorunlu hale gelecek. Ayrıca denetim yapanların da denetim etiğine uymaları gerekiyor. Bugün kamu kurumlarında denetim elemanlarına duyulan saygı o kurumun genel müdüründen daha fazla, çünkü denetlenen kişiler, birimler, karşıma bir eksiklik çıkmasın diye müfettişlere istedikleri istemedikleri her hizmeti sunuyorlar. Yemeğe götürüyorlar, kamu kurumu misafirhanesinde kalıyorsa buzdolabına ekstra şeyler koyuyorlar, altına araç veriyorlar. Etik kültürün yerleşmesinde ciddi bir sorun bu.”



Hatıra giyisi vitrinde olur


“Dünyada kararlarını Resmi Gazete’de yayınlayan etik kurul yok. Bu Avrupa’daki meslektaşlarımızın da ilgisini çekiyor. Aslında kınama ve ayıplamanın toplum tarafından bilinmesi gerekiyor. Çünkü kamu hizmetleri toplum adına yapılıyor. Sivaslı Kaymakamı’na İçişleri Bakanlığı müfettişleri de kınama verdi ama Sivaslılar olayı bizim kararımızla öğrendi.
Sivaslı Kaymakamı “Alınan takım elbise, ayakkabı, gömlek, kravat bunlar hatıra niteliği olan şeylerdir” diyor. Hatıra niteliğinde olanlar duvarda, vitrinde korunan şeylerdir. Giysi hatıra olmaz.


İbadet yolsuzluğu affettirmek için mi?


(Dini bütünüz diyoruz ama Hac’dan dönen bile tartıyı eksik tartabiliyor hatırlatması üzerine) Hem hacca gidecek hem yolsuzluk yapacak, dini bütünlük böyle olur mu? Acaba ibadetleri yolsuzlukları affettirmek için mi kullanıyorlar. İbadet, insanın tövbe etmesiyle alakalı. Ümit ederiz ki daha sonra yapmamış olsunlar ama yapmaya devam ediyorlarsa Allah’ı kandırıyorlar demektir. Aslında etik, kişinin kendi özüyle barışık olması, vicdanının sesini dinlemesidir.”



Limit suistimale açık, arabayı parça parça hediye edebilirsin


“MAL beyanında bulunma, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kanunu, siyasiler ve hükümet üyelerinin yabancı kişi ve kuruluşlardan net asgari ücretin 10 katını geçmeyecek limitler içerisinde hediye alabilmelerini mümkün kılıyor. 10 asgari ücretin üzerindeki hediyelerin de kuruma teslim edilmesini öngörüyor. Ama bu hediyenin ayda ne kadar alınabileceğine ilişkin sınır da yok. Suistimale açık. Bir araba parçalanarak da sonunda araba haline getirilebilir. Kanun değişikliği çalışmamızda bu hükmün kaldırılmasını istiyoruz çünkü etik görmüyoruz. Kamuoyu baskısıyla siyasi etik yasası da biran önce çıkmalı.



Düğünler aile içi olsa daha iyi olur


Kamu görevlilerinin düğünlerini çok geniş bir davet kitlesini içerecek şekilde yapmamaları daha etik. Bir milli eğitim müdürü, çocuğunun düğün davetiyesini tüm öğretmenlere gönderirse, o kişinin kamu görevi dolayısıyla tüm öğretmenler de düğüne gitmek zorunda hissecek. Burada etik dışılıkların yaşanması her zaman mümkündür. Düğünlerin aile içi olması daha tercih edilebilir. Ayrıca çok lüks oteller seçiliyor. Orada da nasıl bir ilişki var; çok sağlıklı bilemiyorsunuz.



Öğretmenler günü hediyesi oalrak beyaz eşya verenler var


Öğretmenler Günü alınan hediyeler etik mi? Hayır. Niye engellemiyoruz. Kitaplarda “etik olmalıyız” diyoruz, etik dışı eylem yapıyoruz. Bu kendimizle çelişik olma durumudur. Bakanlık hediye alınmayacak diye genelge gönderiyor, buna rağmen devam ediyor. Miktarı, küçük altından beyaz eşyaya kadar çıktı. Yarın araba da olabilir. Önemli olan genelge yayınlamak değil, üzerine gitmek. Bakanlık, yaptığımız doğrudur demiyor ama bu işin üzerine gitme konusunda cesur olduklarını söyleyemem. Hediye basit bir çiçek olabilir.”