Gündem

Ethem Sarısülük davasında polis Şahbaz'a verilen müebbet hapis cezası 7 yıl 9 ay 10 güne indirildi!

Sarısülük ailesi, verilen kararın ceza değil ödül olduğunu söyledi

03 Eylül 2014 14:37

Gezi olayları sırasında Ankara'da polisin silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük 'ün öldürülmesiyle ilgili davada yargılanan polis memuru Ahmet Şahbaz "olası kasıt"la adam öldürmekten müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak ceza, "olası kasıt" ve "ağır tahrik" indirimleriyle 7 yıl 9 ay 10 güne düşürüldü. 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Ahmet Şahbaz, Ceza İnfaz Yasası ve denetimli serbestlik hükümlerine göre 4 yıl 10 gün hapis yatacak.

1 Haziran 2013'te Gezi Parkı protestoları sırasında başından vurulan ve 14 Haziran'da hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün ölümüyle ilgili açılan davanın 7'inci duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

 

Kapalı duruşma talebine ret

 

Sanık polis Ahmet Şahbaz da duruşmaya katılmak için mahkemeye getirildi. Duruşmada sanığın avukatlarına esas hakkında mütalaa yapmaları için süre verdi. Sanık avukatları sanığa duruşmalarda daha önce saldırıda bulunulduğu için duruşmanın kapalı yapılmasını istedi. Avukat ayrıca mahkeme heyetine yapılan sözlü saldırılarda hiçbir işlem yapılmadığını söyledi. Mahkeme heyeti sanık avukatının kapalılık talebini reddetti. Duruşma açık devam etti.

Cumhuriyet Savcısı Cuma Doğan, esas hakkındaki görüşünde, iddianamede "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürmek" suçu yöneltilen sanık polis Ahmet Ş.'nin eyleminin "meşru müdafaa olmadığını" kaydederek, "olası kasıtla adam öldürmek" ve "kamuya ait araç ve gereci suçta kullanmak" suçlarından 26 yıl 8 aydan 33 yıl 4 aya kadar hapsini istemişti.

 

Jandarma'dan önlem

 

Jandarma, duruşmanın yapıldığı salonda, polis ise adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Sanığın bulunduğu bölümün çevresi jandarma tarafından tamamen kapatılırken, izleyici sıralarının ilk iki bölümüne de jandarma personeli oturdu.

Duruşmaya Ethem Sarısülük'ün annesi Seyfi Sarısülük, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ile HDP Eşgenel Başkanı Figen Yüksekdağ da katıldı..

 

Adliye önünde bekleyiş

 

Dava öncesi il dışından da gelen bazı sivil toplum kuruluşları sabah saatlerinde adliye bahçesinde toplandı.

Dava nedeniyle adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Adliye girişleri, demir bariyerlerle kapatıldı. Toplanan grubun demir bariyerlere, Sarısülük’ün maskesini astığı görüldü.

 

Sanık polis: Tehdit alıyorum

 

Duruşmada sanığa son sözleri soruldu. Sanık Ahmet Ş., son sözü sorulduğunda şunları söyledi:

"İlk duruşmadan beri yaşananlara hepimiz biliyoruz. Kalkanlarımızda delikler vardı. Gelen taşlardan korunmaya çalışıyordum. Savunmamı güzel yaptığımızı söylüyorsunuz. Uzaktan korkmuyor gibi görünüyorum ama içimdeki korkuyu telaşı, paniği anlamıyorsunuz. Olay esnasında yaşadığımız paniği de anlayamıyorsunuz. Koruma polisi verdiler bana. Twitter’da kimlik fotoğrafım paylaşıyor. Tehdit alıyorum. Polis olana kadar karakolun yolunu bilmezdim. Ekmeğimin derdindeyim. Müşteki avukatları arkadaşları görevlerini yaparken söylediklerini yalanlardan dolayı yalnız kaldıklarında rahat olmadıklarını düşünmüyorum. Allah’tan görüntüler varmış yoksa bitmiştik. Canınızı kurtarmak için arkadaşlarınızın üzerine basıyoruz. Gerekirse yine aynı yere gider olayı anlatırım. O açıyı anlamak için kaldırım taşını yemek gerekiyor. Yakın mesafeden bize arkadaşlara saldırdılar. Darbe sonucu yere düşürüldüğümde elimde kalkanım yoktu. Havuz başında 15 dakika boyunca bizi taşladılar. Kaçma imkanım olsa kaçar giderdim. Sürekli üzerimize taşlar isabet ediyor. Polis memuru olup o olayı girmeyen bu durumu anlayamaz. O durumda silahımı yerde iken çektim. Namluya mermi sürmedim. Yanımdaki eylemcinin bana hamle yaptığını gördüm. Ben onu tekme sureti ile uzaklaştırmak istedim. O andaki insanın halini düşünmek lazım. Olay sırasında geçen helikopterin sesi hala kulaklarımda. Silahıma aslında parkın içindeki gruba doğru çektim. O anda kafamdaki düşünce silaha mermiyi sürüp, havaya ateş etmek oldu. Eğer taşlamasalar zaten geri çekiliyordum. Bu kaza yaşanmayacaktı. Eğer kastım olsa benim 2 metre yanımda olan kişiye silahı doğrulturdum. Israrla havaya ateş ediyorum. Namlu kendilerine doğrultulmuş olsaydı zaten taş atmazlardı.

 

'Çektim sıktın videosundaki benim'

 

'Çektim sıktım' videosuna gelince; o videodaki benim. Gizlemeye gerek yok. Benim orada benin paniği ile can havlı ile kızgınlıkla ‘çektim sıktım 3 tane’ diyorum. ‘Vurdum’ gibi bir ifade kullanmıyorum. Ethem Sarısülük olduğunu öğrenince yoğun üzüntü yaşadım.

 

'Öldüğünü öğrenince fatiha okudum'

 

Öldüğünü öğrendiğimde oturdum Fatiha okudum. Bu konuda daha duyarlı hareket etmenizi istiyorum. Kafamda kask olduğu için karşı gruba uyarıda bulunamadım. Benim oradaki gayem geriye doğru adımlayarak gitmek. Ben havaya atmaya başlamışım. Sen beni hala taşlıyorsun ama sen beni hala taşlıyorsun. Benim vücut tepkilerim açıkça görülüyor. O taşlar sonrası kontrol bozulabilir. Bana taş atan eylemciler niyetimin havaya ateş atmak olduğunu bile bile beni taşlıyorlar. Duruşmalarda ben içinden ‘Allah’ım sen görüyorsun’ dedim. Benim de annem var. O eylemciler beni taşlayarak böyle bir kazanın yaşanmasına sebep oldu. Ben zaten olayda geriye doğru kaçıyorum. Psikolojim bozulmaya başladı. Deliller ortada, derdimi anlatamıyorum. Bu kadar olmaz. Kararı size bırakıyorum. Adalete güveniyorum. Beraatımı talep ediyorum."

 

Müebbetten 7 yıl 9 ay 10 güne

 

Kararını açıklayan mahkeme, sanık Ahmet Şahbaz'ı olası kasıtla cinayetten müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak ceza, "olası kasıt" ve "ağır tahrik" indirimleriyle 7 yıl 9 ay 10 güne düşürüldü. 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Ahmet Şahbaz, Ceza İnfaz Yasası ve denetimli serbestlik hükümlerine göre 4 yıl 10 gün hapis yatacak.

 

Ağabey Sarısülük: Mahkeme
sanığı mükafatlandırdı

 

Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, Radikal'e kararı değerlendirdi. Mustafa Sarısülük şunları söyledi:

Bu karar, soruşturmanın başından beri ifade ettiğimiz gibi, hukukun uygulanmadığının ve siyasi iktidarın yaptığı açıklamaların bir sonucudur. Hiç şaşırmadık. Zaten bir beklentimiz yoktu. Bugüne kadarki polis yargılamalarında polisi koruyan yaklaşımlar bugün de devam ediyor. Bu mahkemeden adalet tecelli edeceğine hiç inanmadım. Aslında mahkeme, bu kararıyla sanığı mükafatlandırdı. Müebbet verip cezayı dörtte üç oranında indirdi. Cezayı cezasızlık politikasına çevirdi. Çok bilinçli yapıldı. Dava, esas ve usul yönündeki hatalar nedeniyle Yargıtay’dan dönecek ve bu arada sanık tutuksuz şekilde yargılanacak. Böylece sürüp giden bir davanın daha önü açılacak.