Ekonomi

Ethem Sancak’ın fabrikasına el konuldu

Ethem Sancak’ın Siirt’te kurduğu tekstil fabrikasına 600 tam zamanlı işçi çalıştırılmadığı gerekçesiyle el konuldu.

16 Eylül 2010 03:00

T24 - Ethem Sancak’ın Siirt’te kurduğu 600 kişinin çalıştığı Billoris tekstil fabrikası Billoris markasıyla jean üretirken, Top Shop gibi dünya devlerine de fason üretimi yapan tekstil fabrikasına, amcasının taahhüt ettiği şekilde 600 tam zamanlı işçi çalıştırılmadığı gerekçesiyle el konuldu. Sancak, “Konuyu Başbakan’a açmadım, mahkemeye taşıdım” dedi.

Siirtli iş adamı Ethem Sancak'ın Siirt'te 2006 yılında açtığı 10 milyon dolarlık fabrikası kapandı. Sancak konuyla ilgili, "Devlet 600 kişi çalıştırmıyorsunuz diyerek fabrikaya el koydu. Biz bu fabrikayı biraz bölgemize olan gönül borcumuzu ödemek için kurmuştuk" dedi.

Sancak, Milliyet gazetesinden Songül Hatısaru'nun sorularını şöyle yanıtladı:


Dün bir iş yemeği sonrasında Kanyon’dan çıkarken 15 gündür telefonlarıma dönmeyen Star Gazetesi ve Kanal 24’ün ortaklarından, Hedef Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’la karşılaştım ve sordum.

Ethem Bey devlet fabrikanıza el koymuş...

Öyle demeyelim, kriz her sektörü etkiledi. Ancak tekstili çok etkiledi. Olaylar fabrikanın işleyemeyeceği noktaya kadar geldi.

Ethem Bey krizden dolayı üretimin aksaması ayrı bir şey, fabrikanızın Milli Emlak’a geçmesi ayrı bir şey. Bunu yazacağım...

Bakın biliyorsunuz biz Siirt’te bir dokuma fabrikası kurduk. İki yıldır sektör bir kriz yaşıyor. Buradaki fabrika yatırımıyla amcamız Mehmet Şakif Sancak ilgilendi. Sözleşmeyi amcam yapmıştı. Okuma yazması olmayan amcam hava atmış, ortaya kanuna aykırı özel bir sözleşme çıkmış. Teşvik kapsamında yapılan yatırımlarda 17 kişi çalıştırma zorunluluğu varken amcam 600 işçi çalıştırma sözü vermiş. Evet doğru, fabrikama el konuldu. Hem de kanuna aykırı bu özel sözleşmeye göre el koydular, bu kanunsuzluk. 21 bin insan çalışıyor yanımda, bunu görmezden gelip, sosyal sorumluluk kapsamında yaptığım yatırıma el konuldu.

Amcamın taahüdüne uyduk, 600 işçi çalıştırdık. Ancak bunun yarısı SSK kanuna göre çırak statüsünde çalıştırdığımız işçilerdi. İdare bunu kabul etmedi, keyfi bir yorumla çırağı işçiden saymıyorum dedi. Bu 300 çırak statüsündeki işçiyi nasıl çıkaracaksınız. Hadi çıkardınız yerine tam gün esasına göre işleyen SSK primlerini nasıl kaldıracaksınız. Bu arada sektör krizde sipariş de gelmiyor. Bunu karşılayamadık doğal olarak. Anlatmaya çalıştık. Milli Emlak Genel Müdürlüğü dinlemedi.

Ve devlet el koydu...

Devlet 600 kişiyi tam gün esasına dayalı sigortalı çalıştırmadın arsana el koyuyorum dedi. Çırakları işçi saymadıkları için sözleşmeyi ihlal etmiş oldunuz, 600 kişi çalıştırmıyorsunuz diyerek el koydular. Biz bu fabrikayı biraz bölgemize olan gönül borcumuzu ödemek için kurmuştuk. Kriz olmadığı dönemde bile ayda 200 bin lira zararla çalışan bir fabrikaydı. Yani ticari bir mantığı yoktu. Ama krizle birlikte yük arttı. Sürdürülemez bir noktaya geldi. Teşvik kanunun ön şartı 17 kişinin çalıştırılmasıdır. Amcam uçuyor 600 kişi diyor. Bu şekilde Teşvik yasası kapsamının da dışına çıkıyor. Milli Emlak bunu dayanak yapıp fabrikaya el koydu. Referandum sonrasında herhalde yapılacak reformların bürokratik oligarşiden başlatılması gerektiği aşikar.

Arsayı devletten alıp teşvik kapsamından çıkamadınız mı?

Bunu biz de düşündük. Siirt Milli Emlak’a ilettik. Bunun üzerine arsa için bize 5 milyon lira değer biçtiler. Siirt’te bırakın bizim fabrika arsasını bu değerde bir arsa yok. Biz de bir bilirkişiye değer tespiti yaptırdık, 1 milyon lira değer biçildi. Anlaşamadık mahkemelik olduk. Bürokratlar yüzünden koca fabrikayı işletemez olduk.

Sevinsin bürokrasi, burada 600 tane pırıl pırıl genç kız çalışıyordu. Başlık parası için evde evlendirilmeyi beklemekten kurtulmuş, ekmeğini kazanmaya başlamış 600 genç kız. Elime sarılıyorlardı, inanın utanıyordum. Kimse yaşatmaya yardımcı olmadı.

Siz buraya ne kadarlık yatırım yapmıştınız?

Devlet, arsaya el koyarken arazinin üstüne yaptığımız devasa 10 milyon dolarlık fabrikaya da el koydu. Güneydoğu da böyle bir tesis yok. Yasa böyleymiş, inanılır gibi değil. Fabrika da gitti yani...


Şehir müzesi için de izin çıkmadı

Başbakan’ın haberi var mı konudan, kendisine iletmediniz mi sıkıntınızı?

Başbakan’la hiç iş konuşmadım bugüne kadar. Bunun içinde gitmedim kendisine. Bürokrasi maalesef Türkiye’de böyle öyküler yaratabiliyor. Dışarıdan bakılınca aileyi tanıyor gidip rahat anlatır diye düşünebiliyor insanlar. Aksine tanıdığınız için gitmenizin uygun kaçmayacağını görüyorsunuz. Öğretmeni, annesinin arkadaşı olan öğrenci psikolojisi. Dersi en çok siz çalışırsınız, en az sorunu siz çıkarırsınız. Çünkü öğretmen annenizin arkadaşıdır ve ayıp olur. Ben de Başbakan’a bu konuyu götürmeyi, açmayı doğru bulmadım. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın vaktini bizim şahsi sorunlarımızla almak gibi bir hakkımız olduğunu düşünmüyorum. Bürokrasinin çıkardığı zorlukları mahkeme sürecine taşıdık.

Sorularım devam ediyor. Ancak Sancak, sorularımın Başbakan’la tanışıklığına uzamasından rahatsız olup kibarca müsaade istiyor. Gerisini kaynağımdan duyduğum bilgilerle yazıyorum. Bürokrasi Sancak’ın binayı şehir müzesi yapma veya valiliğe bağışlayıp bir kültür merkezi yapma isteğine de olumlu bakmamış. Bunun üzerine Sancak fabrikayı yaşatmak için bu kez Batman’dan kendisine bir ortak buluyor, burayı AVM’ye çevirmek istiyor. Milli Emlak Genel Müdürlüğü yasaya göre iştigal konusunun değiştirilemeyeceğine dikkat çekip buna da izin vermiyor. Siirtlilere bunu anlatmak kolay olmayacak gibi görünüyor. Çünkü işsizlikle boğuşan ilin organize sanayi bölgesinde bile sadece bir fabrika bulunuyor.