T24 - Şüpheli uçak kazasında ölen Org. Eşref Bitlis, 17 yıl önce Özal'a yazdığı mektupta, teröre karşı bölge ülkeleriyle işbirliği, örgütü yalnızlaştırma, lider kadronun dağıtılması ve bölge halkına yönelik adımlar öneriyordu.
'Bitlis'i Özal'a yazdığı mektup mu öldürdü?' haberi için tıklayınız...Şüpheli ölümü nedeniyle gündemden düşmeyen eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a sunduğu "Son Mektup"un ayrıntılarında terörle iç içe geçen Kürt sorununa ilişkin dört ayaklı çözüm planından bahsediliyor. Sabah gazetesinde yer alan habere göre; Ağustos 1992 tarihli mektupta Bitlis Paşa, öncelikli olarak terör belasının ortadan kaldırılmasının gerektiğini vurguluyor ve öneriler sunuyor. Bitlis, terörle mücadelenin etkin şekilde sürdürülebilmesi için bölge ülkeleriyle işbirliği öneriyor, ikinci aşamada ise Kürt halkına yönelik ılımlı adımların atılması için bir devlet politikasının belirlenmesinin şart olduğu ifade ediyordu.
TALABANİ VE BARZANİ'YLE Org. Bitlis, terörle mücadelede bölge ülkeleri ve unsurları ile yapılacak işbirliği için dönemin KYB Lideri Celal Talabani ve KDP Lideri Mesud Barzani ile bizzat temas kurdu. 17 Aralık 1992'de Kuzey Irak'a giden Bitlis'in helikopteri Kuzey Irak'ta ABD unsurları tarafından taciz edildi. Bitlis'in Kuzey Irak temaslarından sonra 24 Aralık 1992'de Talabani ve Barzani ile iki ayrı protokol imzalandı. Talabani ve Barzani, terörle mücadelede Türkiye'nin yanında açık bir şekilde deklare ediyor. İşte, Org. Bitlis'in Cumhurbaşkanı Özal'a yazdığı mektubun satır başları
'BÖLGE ÜLKELERİ İLE İŞBİRLİĞİ YAPILMALI' "Terörle mücadele için öncelikli olarak sınır komşuları İran, Suriye ve Irak ile görüşmeler başlatılmalı. Bu ülkeler işbirliğine ikna edilmelidir. Irak'ın kuzeyindeki yerel unsurların tavrı mücadelenin seyri için hayatiyet arz etmektedir" diyen Bitlis'in önerisi doğrultusunda konu 27 Ağustos 1992 tarihinde Diyarbakır'da olağanüstü toplanan MGK gündeminde ele alındı ve bölge ülkeleri ile temasa geçilmesi benimsendi. Üç ülke ile teması İçişleri Bakanı İsmet Sezgin yürüttü. Sezgin, Ankara-Tahran-Şam arasında mekik dokudu.
'TERÖR ÖRGÜTÜ YALNIZLAŞTIRILMALI' "Terör örgütü her açıdan yalnızlaştırılmalı, finans kaynakları kurutulmalı. Finans kaynaklarının tespiti için de özel bir çalışma yürütülmeli." Bu öneri doğrultusunda Maliye Bakanlığı'nın katkı sağlandığı ve MİT'in etkin olarak görev aldığı bir konsept oluşturuldu. 1993 başlarında PKK'nın Avrupa başta olmak üzere Ortadoğu bölgesindeki finans bağlantılarına ilişkin bir harita çıkartılıyor.
'LİDER KADRO DAĞITILMALI' "Tüm dünya örneklerinde olduğu gibi örgütün tasfiyesi için lider kadro dağıtılmalı." Bu tespit üzerine PKK lider kadrosuna ilişkin ayrıntılı bir çalışma yapılıyor. İstihbarat unsurlarının Irak ve Güneydoğu bölgesinde daha çok alan çalışması yapması isteniyor. Sınır bölgesi teknik cihazlarla donatılıyor.
'BÖLGE HALKI KUCAKLANMALI' "Bölge halkının kazanılması zaruridir. Halk yanlış yönetim ile terör arasında sıkışmış durumda. Bunu suiistimal eden unsurların bertaraf edilmesinin zorunluluğu ortadadır. Bölgeye gönderilen personel terör, oluşumu ve etkisi konusunda bilgilendirilmeli. Terör örgütünün zemin bulmasının önüne geçmek için alan çalışmasına ağırlık verilmelidir." Bitlis'in bu önerileri doğrultusunda Özal, 27 Ağustos tarihli MGK toplantısı sonrasında ilk çıkışını yaptı ve GAP televizyonundan Kürtçe yayın yapılmasını istedi. Sonraki MGK toplantılarında ilgili bakanlar sırayla brifing sundu.
'Bugün artık farklı' Dönemin Başbakanı ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Eşref Bitlis'in Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a yazdığı "Son Mektup" a ilişkin SABAH'a şunları ifade etti: "Eşref Bitlis, bizimle münasebetleri düzgün, iyi bir komutandı. O yıllarda yaptığı çalışmalarla ilgili merhum Özal'a verdiği bana sunmadığı bir rapor varsa, doğrusu şaşarım. O gün Türkiye'de terör sorunu vardı. Benim tabirimle Kürt realitesi söz konusu idi. Terörü nasıl durdururuz meselesi üzerinde konuşuluyordu. Bugün mesele farklı bir boyut aldı. Ben kendisini ister Türk, ister Kürt saysın, bu ülke vatandaşlarının sağduyusuna güveniyorum. Hangi etnik kökenden gelirse gelsin, bu ülkenin insanları beraberlikte menfaat olduğunu düşünüyorlar. Ülkenin en büyük güvencesi de bu."
'Suikasta örtbas' Turgut Özal döneminin Başbakan yardımcılarından Ekrem Pakdemirli, Eşref Bitlis'in uçak kazasının suikast olduğunu iddia etti. 17 yıl önce de bunu yazdığını hatırlatan Pakdemirli, üstü örtülmesin diye bu yargısının sebeplerini anlattığını söyledi. Tecrübeli bir pilot olduğunu ve düşürülen söz konusu uçağı da iyi tanıdığını vurgulayan Pakdemirli, şunları söyledi: "17 yıl evvel görev başında bulunan bir kuvvet komutanı öldürüldü. Olay ortaya çıkarılmadı, aksine örtbas edildi. Aynı yıl dört ay sonra, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal da şüpheli bir şekilde öldü. Bir dört ay sonra da Başbağlar katliamı... Bir müessese şeffaf değilse ve denetimden uzaksa, bünyesinde derebeyi, gangster, sahtekâr ve hırsızlar türer. Bunu önlemenin yolu, o müessesenin şeffaflaştırılması ve millete hesap verir hale sokulmasıdır."