Eski Washington Büyükelçisi Namık Tan, Orta Doğu'da bir 'soğuk barış' dönemine girildiğini belirtti ve "Erdoğan yönetimi, bölgede bir süredir yaşamakta olduğu, hatta bir zamanlar övündüğü yalnızlığı kırmak istiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Tan, YetkinReport'taki yazısında Ankara'nın Mısır ve İsrail gibi arasının bozuk olduğu bölge ülkeleriyle ilişkilerini düzeltme girişimlerinin bir türlü istenen sonucunu vermediğini belirtirken, buna giderek derinleşen ekonomik kriz ve dış kaynak arayışının eklenmesinin bölge ülkeleriyle ilişkileri yeniden kurma ihtiyacını öne çıkardığını belirtti.
Tan, bu durumu fırsat olarak değerlendiren İngiltere'nin ABD’nin de desteğiyle, iki ülke arasında yaptığı arabuluculuğu başarıyla tamamlayarak Türkiye ve Bileşik Arap Emirlikleri'ni 'soğuk barış'a ikna ettiğini ifade etti.
Tan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
BAE’nin, devlet kapasitesinin çok üstünde rollere soyunması üzerine, bölgenin ağırlıklı ülkeleri İran, Mısır ve Suudi Arabistan’ın yanı sıra Türkiye ve diğer bazı Arap ülkelerinde yarattığı rahatsızlık, İngiltere’nin kurguladığı bölgeye ilişkin yeni düzeni tehdit etmeye başladı. BAE’nin, Suudi Arabistan ile ilişkileri de belli ölçüde gerginleşti. MBZ ile MBS arasındaki işbirliği yara aldı. BAE, son zamanlarda Körfezde sahip olduğu ağırlığı kaybetmeye, bir anlamda yalnızlaşmaya başladı.
Erdoğan yönetimi, bölgede bir süredir yaşamakta olduğu, hatta bir zamanlar övündüğü yalnızlığı kırmak istiyor. Ancak, Mısır, İsrail gibi arasının bozuk olduğu bölge ülkeleriyle ilişkilerini düzeltme girişimleri bir türlü istenen sonucu vermiyor. Buna, bir de giderek derinleşen ekonomik kriz ve dış kaynak arayışı eklendi. Dolayısıyla, bölge ülkeleriyle ilişkileri yeniden kurma ihtiyacı öne çıktı.
Bu durumu fırsat olarak değerlendiren İngiltere, ABD’nin de desteğiyle, iki ülke arasında yaptığı arabuluculuğu başarıyla sonlandırdı. İki ülkeyi “soğuk barış” için ikna etti. İçinde bulundukları siyasi yalnızlıktan kurtulmaları için alan açtı. Artık, top Türkiye ve BAE ikilisinin sahasında. Bu hayli kırılgan yakınlaşmanın içini doldurarak, sıcak ve verimli bir işbirliğine dönüştürmek iki ülke yönetimlerinin elinde. Bunu başarıp, başaramayacaklarını zaman gösterecek.