T24- Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, şarkıcı Elton John ve eşi David Furnish'in çocuk sahibi olmasının İngiltere'de tartışmalara yol açtığını yazdı. Can, ünlü çiftin üzerinden "özgürlüklerin etnik ve dini kimliklerle sınırlı olmadığını" hatırlatarak Türkiye'nin de yeni tartışmalara hazır olması gerektiğini yazdı.
Eyüp Can'ın köşesinde yayımlanan yazısı (1 Aralık 2010) şöyle:
2011'de yeni tartışmalara hazır mısınız?
İngiltere, Elton John ve partneri David Furnish’in yeni yılda çocuk sahibi olmasıyla çalkalanıyor.
Kimi Sir Elton John’u 63 yaşında çocuk sahibi olmaya karar verdiği için ‘bencillikle’ suçluyor, kimi 100 bin pounda taşıyıcı bir anneden alınan erkek çocuğun gerçek annesinin kimliğinin gizlenmesini sorguluyor.
Elton John ve partnerini, evlat edinmek yerine çok karmaşık bir yolla çocuk sahibi olmayı seçtikleri için eleştirenler de var.
Resmi kayıtlarda Elton’ın ‘baba’, David’in ‘anne’ olarak yazılmış olmasını ‘klasik aile kurumunu sarstığı için’ diline dolayanlar da...
* * *
İngiltere’de eşcinsel evlilik yasal.
Çocuk sahibi olmanın önünde de bir engel yok.
Yeter ki çiftler kendi arasında ‘anne’ ve ‘baba’ rolünü paylaşmış olsun.
Çünkü her ne kadar eşcinsel evlilik ve çocuk sahibi olmanın önünde yasal bir engel bulunmasa da tüm işlemler klasik aile tanımı üzerinden yapılıyor.
Elton John ve David Furnish’in çocuk sahibi olması İngiltere gibi bu konularda liberal olmasıyla tanınan bir toplumda bile bu yüzden hararetli tartışılıyor.
* * *
Tartışmanın birçok boyutu var.
Dinsel, toplumsal, hukuksal...
Toplumsal açıdan en önemli soru şu: Klasik aile kavramı yok mu oluyor?
‘Evet’ diyen de var ‘hayır’ diyen de...
Evetçiler eşcinsel evlilik ve eşcinsellerin çocuk sahibi olmasını anne ve babadan oluşan klasik aile modeline yöneltilmiş en büyük tehdit olarak görüyor.
Hayırcılar tam tersi bu durumun aile kavramını yeniden ürettiğini öne sürüyor.
Çünkü son tahlilde eşcinsel ya da değil, evlilik ve çocuk sahibi olmak tam da klasik aile tanımının içinde gerçekleşiyor.
Çiftler iki erkek ya da kadından da oluşsa anne ve baba rolleri yaşamaya devam ediyor.
* * *
Türkiye için bu tartışmayı erken bulanlar, “Bir bu eksikti” diyenler çıkabilir.
Bırakın eşcinsel evliliği ya da eşcinsellerin çocuk sahibi olma hakkını eşcinselliği bile dini ya da ahlaki gerekçelerle ‘sapkınlık’ olarak görenler var.
Fakat söz konusu olan bireysel haklar ve demokrasi ise dini ya da ahlaki görüşümüzün ne olduğunun bir önemi yok.
Dini ve etnik kimlik talepleri demokrasi içinde nasıl karşılanmak zorundaysa cinsel kimlik talepleri de aynı şekilde karşılanmak zorunda.
İşte bu zorunluluk Avrupa gibi gelişmiş demokrasilerde bile ateşli tartışmalara yol açıyor.
* * *
Eşcinsellik de eşcinsel evlilik de bireysel tercih.
Dini ve ahlaki açıdan sorgulayanlar çıksa da hiç kimseyi bireysel tercihlerinden dolayı yargılayamaz, hak ve özgürlüğünü sınırlayamayız.
Madem yeni bir yıla uyandık.
2010’u geride bırakıp 2011’e merhaba dedik...
Artık yeni tartışmalara da hazır olalım.
Çünkü bireysel özgürlükler ve demokrasi sadece etnik ve dini kimlik talepleriyle sınırlı değil.
