Mısır'da televizyon sunucusu Muhammed el Gheity, geçen yıl programında eşcinsel bir erkekle yaptığı röportajdan dolayı yargılandı ve 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Gize'deki mahkeme, sahibi olduğu LTC televizyon kanalında "eşcinselliği teşvik etmektan" suçlu bulduğu El Gheity'yi ayrıca 167 dolar mukabili para cezasına çarptırıldı ve ağır işlerde çalışmaya mahkum etti.
Programda yüzü buzlanarak kimliği saklı tutulan eşcinsel bir erkek, seks işçisi olarak yaşadıklarını anlatmıştı.
Eşcinsellik Mısır yasalarında açıkça suç olarak tanımlanmıyor ama yetkililer LGBTİ bireylere yönelik baskıyı "genel ahlak"a ilişkin yasalara dayanarak giderek artırıyorlar.
Rızaya dayalı eşcinsel ilişkiler içinde olduklarından kuşkulanılan kişiler sık sık gözaltına alınıyor ve "ahlaksızlık" ya da "dine hakaret" ile suçlanıyorlar.
El Gheity hüküm giymesine sebep olan programı 2018 yılının Ağustos ayında yapmış, ünlü isimleri ahlaksızlıkla suçlayarak aleyhlerinde yüzlerce dava açmakla ünlü bir avukat olan Samir Sabri'nin şikayeti üzerine yargılanmaya başlamıştı.
Daha önce defalarca eşcinsellik karşıtı görüşlerini açıklamış olan televizyon sunucusunun konuğu, dava konusu programda, cinsel yöneliminden "pişman olduğunu" söylüyor ve seks işçisi olarak yaşamının zorluklarını anlatıyor.
Programdan sonra Mısır'da medyayı denetleyen Medya Düzenleme Üst Kurulu, "mesleki kuralların ihlali" gerekçesiyle televizyon kanalın hakkında derhal iki hafta kapatma cezası vermişti.
1 yıl süreyle de izlenecek
Devlet denetimindeki El Ahram gazetesindeki habere göre Avukat Samir Sabri, mahkemede sunucu El Gheity'yi "eşcinsellik yoluyla para kazanılabileceğini ortaya koymak" ile suçladı.
Mahkeme, hapis ve para cezasına ilaveten, Gheity'nin tahliye olduktan sonra 1 yıl süreyle izlenmesine de karar verdi.
Gheity karara itiraz edip, itirazı sonuçlanana kadar kefaletle tahliye olabilecek.
Mısır'da medyayı denetleyen kuruluş, 2017 yılında Kahire'de yapılan bir konserde gökkuşağı bayrağı açılmasından sonra eşcinsellerin medyada görünmesini yasaklamıştı.
Bunu, onlarca kişinin gözaltına alındığı, insan hakları örgütlerini ayağa kaldıran bir baskı dönemi izledi.
Yetkililer baskılara dayanak olarak fuhuşla ilgili 1961 tarihli yasayı gösteriyorlar.
Bu yasada "müzmin ahlaksızlık" diye tanımlanan suç, rızaya dayalı eşcinsel ilişki içinde olduğundan kuşkulanılan bireylere karşı kullanılıyor.