HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, çözüm sürecinde Kandil ile Öcalan arasında fikir ayrılığının olduğuna yönelik tartışmalara ilişkin, "Bence yok. Öcalan bardağın dolu tarafını gösteriyor, KCK boş tarafını... Herkes rolünü oynuyor. İkisi de gerçeği söylüyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Tayyip Erdoğan’ın değişen formülleriyle karşı karşıyayız. Kürtlerin yerel demokrasi önerisine karşı Erdoğan’ın önerisi bir tür diktatörlük teklifi... Bu teklifi kimse kabul etmeyeceği için buradan bir çözüm yolu çıkmıyor" diyen Kürkçü, Öcalan ve Kandil arasında bir fikir ayrılığının olmadığını ifade etti.
Habertürk'ten Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Ertuğrul Kürkçü, şöyle konuştu; "Öcalan bardağın dolu tarafını gösteriyor, KCK boş tarafını... Herkes rolünü oynuyor. İkisi de gerçeği söylüyor. “KCK asla silahlı çatışmayı sonlandırmak istemiyor” algısı yanlış, çünkü KCK’nin derdi sadece Türkiye Kürdistan’ı değil. Rojava’da Kuzey Irak’ta ve İran’da da aktifler. Buradaki sorunların bitmesi onların da işine gelir. Öcalan stratejik bir çağrıda bulundu “Artık politik mücadele yoluna giriyoruz” dedi. KCK de bunu onayladı. Ama Tayyip Erdoğan’ın değişen formülleriyle karşı karşıyayız. Kürtlerin yerel demokrasi önerisine karşı Erdoğan’ın önerisi bir tür diktatörlük teklifi... Bu teklifi kimse kabul etmeyeceği için buradan bir çözüm yolu çıkmıyor."
Kübra Par'ın Habertürk'te 'Ertuğrul Kürkçü: Başkanlık pazarlığı Öcalan’ın intiharı olur' başlığıyla yayımlanan (24 Şubat 2015) söyleşisinin ilgili bölümü şöyle:
Kürtler Çözüm Süreci’nde tam olarak ne istiyor?
Ben Kürtler adına konuşmaya yetkili değilim, biz Türkiye’nin bütün ezilenlerinin partisiyiz. Varolan rejimde halkın iradesinin en güçlü yansıdığı siyasi kurum parlamentodur. Biz güçlü yerel yönetimler üzerinde yükselen bir parlamenter demokrasi istiyoruz. Bu Kürtlerin de talebi olan Demokratik Özerklik’in yönetsel ifadesi. Padişahlık, diktatörlük ya da anayasal monarşi istemiyoruz. Kürtler başlarını alıp gitmek değil, Türkiye’nin yönetimine ortak olmak niyetindeler. Bunu yapabileceklerini son 10 yıldır gösteriyorlar.
Öcalan’ın devlet tarafıyla görüşmeler sonucu kaleme aldığı son metnin 15 Şubat’ta açıklanacağı söyleniyordu. Kandil onay vermediği için HDP Heyeti’nin mesajı açıklamadığı doğru mu?
Bunlar hükümetin zaman ve alan kazanmak için yürüttüğü psikolojik harekâtın sonucu. Öcalan 10 madde hükümetçe deklare edildiği takdirde kendisinin de ateşkes çağrısı yapacağını söylüyor, Kandil de hükümet herhangi bir çağrı yapmadıkça buna sıcak bakmayacaklarını söylüyor.
Ama bu sefer de Kandil ile Öcalan arasında fikir ayrılığı olduğu konuşuluyor.
Bence yok. Öcalan bardağın dolu tarafını gösteriyor, KCK boş tarafını... Herkes rolünü oynuyor. İkisi de gerçeği söylüyor. “KCK asla silahlı çatışmayı sonlandırmak istemiyor” algısı yanlış, çünkü KCK’nin derdi sadece Türkiye Kürdistan’ı değil. Rojava’da Kuzey Irak’ta ve İran’da da aktifler. Buradaki sorunların bitmesi onların da işine gelir. Öcalan stratejik bir çağrıda bulundu “Artık politik mücadele yoluna giriyoruz” dedi. KCK de bunu onayladı. Ama Tayyip Erdoğan’ın değişen formülleriyle karşı karşıyayız. Kürtlerin yerel demokrasi önerisine karşı Erdoğan’ın önerisi bir tür diktatörlük teklifi... Bu teklifi kimse kabul etmeyeceği için buradan bir çözüm yolu çıkmıyor.
İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder ve Ceylan Bağrıyanık dün tekrar Kandil’e gitti. Bu ziyaretin farklı bir anlamı var mı?
Geçen hafta hükümet yetkilileri ile heyet arasında görüşmeler oldu. Muhtemelen bir ara değerlendirme için gitmişlerdir.
Şah Fırat operasyonu ile bir ilgisi olabilir mi?
Hayır, onlar müzakere süreciyle ilgili meselelerle ilgili görüş alışverişinde bulunmak için gittiler. Ancak ortaya çıkan bu yeni durumda KCK yöneticileri tarafından bilgi de verilecektir.
Habertürk'te yayımlanan söyleşinin tamamını okumak için tıklayınız...