Sebebi her ne olursa olsun ergen gebeliğinin birçok fizyolojik riskleri olabileceği gibi önemli psikolojik sıkıntılara da sebep olması mümkün. Peki bu psikolojik etkenler nasıl şekilleniyor?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ergenliği (adölesan) kişinin 10 – 19 yaş aralığı olarak tanımlamaktadır. Günümüzde bu yaş grubunda olup gebe kalan gençlerin sayısı günden güne artmaktadır. Amerikan Hastanesi’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan, “Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki gebeliği erken evlilik ve modern topluma göre iki ayrı grupta incelendiklerini” belirtiyor.
1: Erken evlilik
Türkiye’de ergen hamileliğinin en temel nedeni kültürel olarak erken yaşta yapılan evliliklerdir. Yapılan araştırmalar ülkemizde özellikle Doğu Anadolu bölgesinde her 10 kadından en az birinin 15 yaşından önce evlenmiş (evlendirilmiş) olduğunu göstermektedir. Aynı kültürel yapı sonucunda da bu gençler doğum kontrol metotlarını bilmemekte hatta gebe kalmaya teşvik edilmekte ve erken yaşta gebe kalmaktadırlar.
2 : “Modern” toplum
Her ne kadar batı ülkelerinde olduğu kadar sık olmasa da ülkemizde özellikle büyük şehirlerde evlilik dışı gebe kalımlar vardır ve sayıları her geçen gün artmaktadır. Kentleşme ve gelişmeye bağlı olarak evlilik yaşının ilerlemesi ve gençlerin evlilik öncesi (gençlik/ergenlik dönemlerinde) cinsel yaşam ve tutumlarının eskiye oranla farklılık göstermesine bağlı olabilir.
Sebebi her ne olursa olsun ergen gebeliğinin birçok fizyolojik riskleri olabileceği gibi önemli psikolojik sıkıntılara da sebep olması mümkündür. Böyle bir durumda yaşanılabilecek ilk sıkıntı gebeliğin devam ettirilip ettirilmemesi ile ilgilidir. Evlilik dışı gebe kalımların büyük kısmı sonlandırılmaktadır. Ancak işlem sonrası genç kız yeterli sosyal ve psikolojik desteğe sahip değil ise ciddi bir travmaya maruz kalmaktadır. Hele bu durumu ailesi ve/veya yakınlarıyla paylaşma olanağı olmayan bir genç bu travmayı daha da şiddetli yaşayacaktır. İstediğinde tekrar gebe kalıp kalamayacağı ile ilgili sıkıntılar, gebelik sonlandırma ile ilgili suçluluk, aile/çevreye yalan söylemek/saklamakla ilgili suçluluk ve tüm bunların stresör olarak baskı yapmasıyla partneriyle yaşanabilecek ilişki problemleri bu tip travmaların en majör sebepleridir.
Gerek evli olunması ve zaten teşvik edilmesine bağlı olarak gerekse bir şekilde gebeliğin öğrenilmesinden sonra ailelerin onayı (reşit olmama nedeniyle) ile apar topar evlenilip sürdürülmesine karar verilen ergen gebeliklerinin de açabileceği psikolojik sıkıntılar vardır. Ergen zaten içinde bulunduğu yaş dönemi itibariyle birçok hormonal ve psikolojik değişimi bir arada yaşamaktadır. Daha kendini tanımaz, kendi kimliğiyle ilgili bocalamalar yaşarken ebeveyn kimliğini alacak olması başlı başına bir stresördür. Bu duruma bağlı olarak anne adayının ciddi duygulanım problemleri yaşaması, travmatize olması ve bu durumun eşlerin ilişkilerine yansıması çok olasıdır. Ayrıca yetişkin olmayan bir ebeveyn tarafından Dünya’ya getirilip büyütülecek olan çocuğun da psikolojik sağlığının boyutlarından süphe edilmelidir.
Şekli, sebebi veya sonucu ne olursa olsun ergen hamileliğinin oluşturabileceği psikolojik travmayla başa çıkmanın en etkin şekli bunun engellenmesi için baştan önlemlerin alınmasıdır. Gebe kalınması halinde ise kararı ne olursa olsun gerekli psikososyal desteğin sağlanmasına çalışılmalıdır.