Yaşam

Erkekler kadından şefkat ister mi?

Erkekler ne ister, sevgi, saygı, şefkat, şehvet.... Kimi ne istediğini bilir, kimine ne istediği bildirilmeli midir?

19 Eylül 2009 03:00

Erkekler ne ister, sevgi, saygı, şefkat, şehvet.... Kimi ne istediğini bilir, kimine ne istediği bildirilmeli midir? Sabah gazetesinden Seda Diker köşesinde, 'Erkekler kadından şefkat ister mi?' başlıklı yazısıyla anne rolü üstlenen sevgililerin yol haritalarını irdeliyor.

Geçenlerde bir televizyon programında, profesör doktor bir hocamla yan yana geldik. Benim bulunduğum ortamlarda her zaman olduğu gibi yine konu kadın-erkek ilişkilerine yöneldi. Konuşmaya ve dişilik eğitimimde anlattıklarımı orada da söylemeye başladım. Konu döndü dolaştı, şefkat üzerine odaklandı. Programı yöneten arkadaşımız sordu: "Peki Seda Hanım, kadınlar erkeklere şefkat göstermeli midir?" Ben hemen atıldım. "Aslında şefkat, erkeğin kadına vermesi gereken bir şeydir. Kadın çoğu zaman güçlü bir omuz arar. Sırtını güvenle yaslamak ister. Erkek kadına şefkat akıtmalıdır ki, o da çocuğuna gösterebilsin." Bu cümleyi eğitimlerde kadınlara gururla söylediğimde, hiç tepki almıyordum. Ama hocam o gece beni nazikçe uyarıp şunları söyledi: "Bazen de erkekler kadınların omuzlarına başlarını koymak isteyebilirler. Bu toplum omuzlarımıza öylesine ağır yükler koymuş ki, hep güçlü olmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Oysa ki böyle bir şey olmamalı. Hayat müşterektir." Katılıyorum. Gel gelelim, bunu yaptığımız anda erkeğin kafasında bir yerlerde 'ANNE' statüsüne büründüğümüz de bir gerçek...

Erkek intikam alır

Psikoloji okuyanlar bilir. Oğlan çocukları büyürken annelerine hem hayranlık duyarlar hem de nefret geliştirir. Neden mi? Çünkü oğlanın hayatını kısıtlayan en önemli kişi annedir. Üstelik kızlar gibi anneleriyle çatışamazlar da... Büyüyüp yetişkin bir birey olduklarında, annelerine benzerlik taşıyan kadınları seçerler. Bu benzerliğin ille de fiziksel olması gerekmez. Bazen tavır ve davranışlar, bazen baskın bir karakter özelliği ya da sadece sevgiyi gösteriş biçimi olabilir... Ama seçtikleri kadın onlara kısıtlama ya da şefkat göstermeye başladığı an, annesi ile özdeşleştirerek, ona yapamadığı çıkışları ya da itirazları, âşık olduğu kadına yapmaya başlar. İntikam alır... Ve bir müddet sonra ilişki yıpranır. Ama bu, bizim sevdiğimiz erkeğe ilgisiz ya da vurdumduymaz davranmamızı gerektirmez. Geçenlerde bir hanım sordu: "Seda Hanım, hiç mi şefkat vermeyeceğiz? Benim sevgilim geçenlerde hasta oldu mesela. Bütün hafta onunla görüşmeyi beklemiştim. O günüm boştu. Kalkıp yemek pişirmek, ona bakmak istedim." Sevgili hanımlar, elbette birer cani olacak halimiz yok, öyle değil mi? Sevdiğiniz erkek hasta olmuşsa, elbette öncelikle telefon açar, "Geçmiş olsun, senin için yapmamı istediğin bir şey var mı?" diye sorarız. Eğer "Yok," diyorsa, ille de o gün onu özledik diye evine zorla gidip çorba yapmanın da alemi yok. Belki de adamcağız yalnız kalmak, rahat rahat uzanmak istiyordur. İlle de "Gel çorba pişir," diyorsa ve sizin de o gün ona ayıracağınız vakit varsa, o zaman gider bunu seve seve yaparsınız. Ama içmek istemiyorsa, zorla içirmeye de kalkışmayın, olur mu? Biz kadınlar bazen annelik içgüdülerimizi onların üzerinde tatmin etmeye kalkışıyoruz. Hem de hiç fark etmeden bu tuzağa düşebiliyoruz.

Annelik yapmayın

Bütün bunlar nereden çıktı, isteyen istediğini yapar," diyorsanız, size kadınlarla erkekler arasındaki iletişim farklarından söz etmek isterim. Bilinçaltımızda farklı kodlar var... İşte basit ve tek sebep bu... Farklı yaratıldık. Farklı alanlarda geliştik. Farklı şeyler öğrendik. Erkeğin içgüdüsü bireyselliktir. Canı sıkkın olduğunda dışarı çıkar. Arkadaşı sorar: "Ne oldu?" Erkek kafasını iki yana sallar ve şöyle der: "Canım sıkkın." Arkadaşı mesajı almıştır. Omzuna şöyle dokunur ve der ki: "Geçer baba, gel birer kadeh bir şey içelim." İşte bu kadar basittir. Çünkü her ikisi de bilir ki aslında sorunu kendisi çözmek istiyordur. Paylaşmak ya da yardım almak değil... Kadın aynı durumda kız arkadaşını arar ve arkadaşı ne yapar eder, birlikte kahve içecekleri ortamı yaratır. Akşama kadar konuşur birbirlerine akıl verirler. Akşam eve döndüklerinde her ikisi de kendi bildiğini okuyacaktır ama olsun... Maksat şefkat ve ilgi almak olsun... Anlayış görmek olsun... Siz siz olun, yine de erkeğe annelik ya da yardımseverlik yapmayın. O sizden özellikle istemedikçe...