T24 - Star gazetesi yazarı Ergun Babahan, Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla yapıtığı röportajı köşesine taşıdı. Babahan, Can Dündar'ın 1960 darbesiyle ilgili olarak İsmet İnönü'nün sözlerine atıf yaptığı vurgulayarak, Kılıçdaroğlu'nun "medya tahrikli, CHP destekli bir ihtilal çağrısı yaptığını" söyledi. Babahan, CHP'nin "ihtilal" çağrısına ithafen, "İhtilali halkla yapacaksanız, halkın yanınızda olması lazım. Değil. Orduyla yapacaksanız, size bir daha başbakan astırtmayız haberiniz olsun" dedi.
Ergun Babahan'ın Star Gazetesi'nde "CHP ve medya, yine orduyu tahrik ediyor" başlığıyla yayımlanan (1 Şubat 2011) yazısı şöyle:
CHP ve medya, yine orduyu tahrik ediyor
Milliyet yazarı Can Dündar, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşuyor.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ağır bir faşizme gittiği iddiasında, zaten milletvekili arkadaşları da mahalle mahalle direniş çağrısı yapıyor.
O geri durur mu?
O neyse de, gazeteci de çanak tutuyor.
1960 Darbesi ile ilgili İsmet İnönü’nün sözlerine atıf yapıyor:
“Demokratik rejimi baskı rejimine çevirirseniz ihtilal millet için meşru bir hak olur.”
Kılıçdaroğlu da pası değerlendirip demokrasinin boş kalesine golü atıyor: “Evet, aynı durum.”
Yani, medya tahrikli, CHP destekli bir ihtilal çağrısı yapılıyor.
Utanç verici bir tablo.
1960’da yine aynı işbirliği sonucu, kimilerinin ihtilal dediği bir darbe yapıldı.
Sonuçta bir başbakan ve iki bakan asıldı.
Ayıp soruyu soran medya ve cevabı veren siyasetçinin temsil ettiği zihniyet, bu darbeyi “iyi darbe” diyerek, ihtilal diyerek meşrulaştırdı.
Daha önce de yazdığım gibi, halkın seçtiği başbakanı idam sehpasına götüren günü millete bayram diye kutlattı yıllarca.
Şimdi aynı hevesler coşmuş gibi.
Sıkılmadan Mısır’la Türkiye’yi kıyaslıyorlar.
Seçimler hileli de biz mi bilmiyoruz anlayamadım.
İngiliz İşçi Partisi lideri Miliband’ın Mısır ordusuna “Pakistan’ı değil, Türkiye’yi örnek alın” dediği bir dönemde, Kılıçdaroğlu halkın iradesine silah zoruyla elkonulduğu 1960’ı örnek gösteriyor.
Ne adına?
Uluslararası karnesi sıfır olan, Türkiye’nin en köhne kurumu yargının statükosunu koruma adına.
İşte Eser Karakaş’ın dünkü köşesinden Türkiye’de yargının tablosu: 2010 senesi içinde Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde tam 228 davada mahkumiyet kararı almış.
Bunların 10 tanesi yaşam hakkının ihlalinden, 32 tanesi insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleden, 80 tanesi özgürlük ve güvenlik hakkının, 19 tanesi de ifade özgürlüğünün ihlalinden verilmiş.
Aynı dönemde İspanya için sadece altı mahkumiyet kararı çıkmış.
“Bizim yargımız niye böyle?” diye soracaklarına, yargıya dokundurtmamak için ihtilal çağrısı yapıyorlar.
İhtilali halkla yapacaksanız, halkın yanınızda olması lazım.
Değil.
Orduyla yapacaksanız, size bir daha başbakan astırtmayız haberiniz olsun.