Ergenekon ikinci iddianamesinin 100 bin sayfalık ek klasörlerinde yer alan 9 gizli tanığın ifadeleri yakın geçmişle ilgili akıl almaz iddialarla dolu
'Sapanca kavşağındaki cesetler bizim teşkilatın işi'Ersöz'ün mektubundan: 2004 darbesini Özkök önlediErgenekon soruşturmasının ikinci iddianamesinin ek klasörlerinde 'Aydos', 'Selçuk', 'Boyabat', 'Kafkasya', 'Akdeniz', 'Hisar', 'Poyraz', 'Yavuz', 'Kıskaç' kod adı verilen gizli tanıklar, Türkiye'nin karanlıkta kalmış sırlarını anlattı.
Akşam gazetesinin haberine göre; Tanık ifadelerinde Susurluk çetesinden kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine, Türkbank davasıyla isimleri bir dönem Türkiye gündemine oturan Alaattin Çakıcı - Erol Evcil - Korkmaz Yiğit ilişkilerinde kadar pek çok iddia ortaya attı. Gizli Tanık Hisar, Recep Tayyip Erdoğan'ın öldürülmesi için plan yapıldığını öne sürdü.
Erdoğan cezaevinde öldürülmek istendi Kırklareli Cezaevi'nde bir süre tutuklu bulunan gizli tanık Hisar, 1 Ağustos 2008'de, verdiği ifadede, Siir'teki konuşması nedeniyle aynı cezaevinde yatan Recep Tayyip Erdoğan'ın, iki gardiyan tarafından öldürülmek istendiğini öne sürdü. Hisar bu iddiayı şöyle anlattı:
“Şu an Başbakanımız olan Recep Tayip Erdoğan, Başbakan olmadan önce tutuklanarak Kırklareli Pınarhisar Cezaevi'ne konuldu. Remzi ve '7 Fadıl' isimli gardiyanların, Erdoğan'ın tutuklu bulunduğu cezaevine tayinleri çıktı. Cezaevinde mahkûmlar arasında, bu gardiyanların Erdoğan'ı öldürmek için görevlendirildikleri konuşuluyordu.”
Korkmaz Yiğit cezaevinde eşiyle kaldı Hisar bir dönem Kırklareli Cezaevi'nde tutuklu bulunan Korkmaz Yiğit ile ilgili de şu iddialarda bulundu:
“Kırklareli Cezaevi'nde tutuklu bulunduğum dönemde, Korkmaz Yiğit de getirildi ama mahkûmların bulunduğu koğuşlara alınmadı. Cezaevi Birinci Müdürü Mustafa Bey'in makam odasının yakınında özel bir odaya konuldu. Yiğit burada eşi ile birlikte kalıyordu. Yiğit'in yemeklerini genelde cezaevi dışında Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı ve cezaevi müdürleriyle yediğini ben ve o dönem cezaevinde bulunan birçok gardiyan biliyordu. Yiğit'in, Müdür Mustafa Bey'e Çanakkale ilinde bir otel aldığını duydum.'
Peker ve Çetinkaya’dan Madımak faillerine para İfadesinde Abdullah Çatlı'nın Susurluk kazasında ölmediğini, Antalya JİTEM'de görevli Başçavuş Hakan tarafından odunla dövülerek öldürüldüğünü anlatan gizli tanık Kıskaç, 'Sivas katliamı' ile ilgili de tüyler ürperten iddialarda bulundu. Kıskaç, çete davası tutuklusu Sedat Peker'i Niğde Cezaevi'nden, uyuşturucu ticareti yapmak suçundan tutuklu Urfi Çetinkayayı da Nevşehir Cezaevi'nden tanıdığını anlattı. Kıskaç, Peker ve Çetinkaya'nın Sivas Madımak Oteli'ni yakıp, 33 kişinin ölümüne neden olmaktan yargılanan sanıklara para gönderdiklerini öne sürdü.
Topal’ın faili JİTEM Kıskaç'ın ifadesinin devamı şöyle: 'Topal cinayetini JİTEM'in işlediğini bana Adnan Çiçek anlattı. Bir gün sonra yapılan ihbarla bazı polisler gözaltına alındı. Bir ay sonra Çiçek ve ekibi, Bebek'teki Deniz Cafe'ye baskın yaparak Nurullah Tevfik Ağansoy'u, ihbarcı olduğu gerekçesiyle, öldürürler. Bu kişileri Çakıcı'ya ihbar eden kişi, Selçuk Ural'dır. Ural'ın kızı daha sonra Çakıcı ile birlikte Fransa'da aşk yaşarken yakalandı. Çakıcı'nın arkasında, JİTEM vardır. Ben Adnan Çiçek'in referansıyla Ankara Bahçelievler'deki MİT binasına giderek Kaşif Kozinoğlu ile görüştüm. Terör örgütlerinden tehditler aldığım için yurtdışına çıkmak istediğimi söyledim. O, Çakıcı'dan bahsederken 'Reis' diye konuşuyordu.'
Jet Fadıl vurulacaktı Gİzlİ tanıklardan Kafkasya, Türkiye'deki Çeçen mafyasından olduğunu söylediği Çeçen asıllı İsa Belli'nin Veli Küçük tarafından kullanıldığını öne sürdü. Tanık Kafkasya, Belli ve grubunun Jet Fadıl olarak tanınan Fadıl Akgündüz'ü bacaklarından vurma planı yaptığını savundu.
Peker’i Veli Küçük ‘baba’ yaptı Gizli tanıklardan Poyraz, ifadesinde Sedat Peker ile Ergenekon davası tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük arasındaki ilişkiyi anlattı:
'Veli Küçük, Sedat Peker'in, Türkiye'de gayrimeşru alemde babalar üstü bir konuma yerleşmesini istiyordu ve Peker'in önündeki engellerin ortadan kaldırılması için gereken her şeyi sağladı. Küçük bunu ekonomik rant için istiyordu. Peker bu konuma geldiğinde büyük bir rant elde edecekti ve gelir paylaşılacaktı. Şimdi anlıyorum ki, Veli Küçük bu şekilde elde ettiği rantı ve gücü, Ergenekon'u yönlendirmek için kullanacakmış. Peker'in önündeki engeller kalktıktan sonra sık sık, Kocaeli Jandarma Alay Komutanlığı'na Küçük'ün yanına gidip geliyorduk.'
JİTEM görüşmelerine PKK’da katılıyordu GİZLİ tanık Selçuk'un ifadesi şöyle: 'PKK yönetici kadrosundan kişilerle tanıştım; Kadir, İsmail ve Kenan isimli şahısları hatırlıyorum. JİTEM görevlileriyle yaptığımız görüşmelere, PKK'da yönetici olan kişiler de katılıyordu. Bir kere Suriye'den gelen PKK yöneticilerini karşılamak için Savaş Yarbay ile birlikte Gaziantep Islahiye sınırına gittim. Suriye tarafından 3 kişi geldi. Bu kişiler sivil giyimliydi. Yüzlerin poşu ile kapatmışlardı. Şahısları götürdüğümüz Ankara'da Savaş Yarbay bu kişilerin Veli Küçük'ün yanına götürüleceğini söyledi.'
Hoştan, Evcil’e infaz emri verdi Eskişehir Cezaevi'nde, 2002'de, birlikte kaldığı Taner Büber'in avukatının tahliye olduktan sonra getirdiği bir notta yazanları 'Erol Evcil, ağabeye yanlış yaptı bulup öldürün' yazıyordu' diye anlattı. Boyabat, 'Evcil'i takip 1-1,5 ay sürdü. Onu koruyan kişilerin JİTEM elemanı olduğunu öğrendik. Büber'i haberdar ettik. Bize 'Ağabeyle görüşeyim, size haber vereceğim' dedi' diye ifade verdi. Boyabat, konuşmalarda 'ağabey' diye hitap edilen kişinin Sami Hoştan olduğunu öne sürdü.
Susurluk savcısına suikast planı Gizli tanıklardan Aydos, Susurluk gibi çok önemli çete iddianamelerini yazan dönemin İstanbul DGM Başsavcısı, şimdiki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'e suikast planlandığını ileri sürdü:
“Veli Küçük sayesinde yanında çalışmaya başladığım Eyüp Kocakaya ve Mehmet Ali Yaprak, bana Aykut Cengiz Engin'i öldürmem için para ve senet verdi. Ben, 'başına bir şey gelirse kökümüze inerler' deyip işi yapmadım. Kocakaya, Küçük'le bir kaç kez telefonla konuştu. Birkaç gün sonra da DGM'de ses bombası patladığı haberlerini duyduk.”
Sırlar Adli Emanet'te Ergenekon'un bazı belgeleri, devletin iç ve dış siyasal çıkarlarını ilgilendirdiği için ek klasörlere konmadı. Savcılar ülke güvenliği açısından sakıncalı olduğuna karar vererek, belgeleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Adli Emaneti'ne gönderdi. Bu dosyalar 'geri alınamaz' ifadesiyle kilit altında tutuluyor. Şener Eruygur'un, İstanbul'daki evinden ele geçirilen, 'Kanuna aykırı toplanmış kişisel veriler' başlığı altındaki dokümanlar Adli Emanet'e alındı.
Gülen bölümü devlet sırrı Bunun dışında içerik dizininde 'Fethullah Gülen'e ilişkin Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı sunum' başlığı altındaki dosya da ek klasörlere girmedi. 32'nci klasörde olması gereken belge 'devletin iç ve dış menfaatleri' gerekçe gösterilerek klasöre konmadı.