Ergenekon soruşturmasını gönderilen imzasız (veya dava dosyasına girerken imzaları silinmiş) iki mektubun başlattığı ileri sürüldü. Haber Türk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın yazısına göre mektuplardan ilki bilgi notu şeklinde 2004 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'e gönderilmiş. Mektupta Özkök, TSK içindeki oluşumlarla ilgili uyarılıyor.
İkinci mektup ise 2005 sonu veya 2006 başında doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan'a yazılmış.
Altaylı'nın Haber Türk gazetesinde (8 Mayıs 2009) yayımlanan yazısı şöyle:
ERGENEKON Davası’nın dosyalarını ve eklerini titiz bir incelemeden geçirdiğimi yazmıştım. Bu inceleme sırasında davanın çok önemli bölümlerinin ya görülmediğini, ya da gözden kaçırıldığını fark etmeye başladım. Ne yazık ki, bu önemli davanın magazin tarafları ön plana çıkarılırken, davanın içeriği ile ilgili kafalardaki soru işaretlerini kaldıracak unsurlar pek yansıtılmıyor. Sadece muhalif medya değil, yandaş diye bilinen medya da Ergenekon’un içeriğini tam olarak algılamış değil.
Dava dosyasında abuk sabuk denilebilecek detaylar ve ilgisiz ekler var. Ancak dikkatli bir gözle okunduğunda, birilerinin gerçekten bir darbe planladığını görebiliyorsunuz. Bugün bana göre davanın “Başlangıcı“ sayılabilecek çok önemli iki belgeyi sizlere sunuyorum. Bu iki belge bir anlamda Ergenekon Davası’nın işaret fişekleri sayılabilir. Bunlar iki imzasız “Gizli mektup“. Ya da imzalı, ama dava dosyasına girerken imzaları silinmiş iki mektup.
Mektuplardan ilki bir bilgi notu şeklinde düzenlenmiş ve anlayabildiğim kadarıyla 2004 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök‘e gönderilmiş. Özkök‘e gönderilen bu bilgi notunu aşağıda bulacaksınız.
Burada Özkök, TSK içindeki oluşumlarla ilgili uyarılıyor.
İkinci mektup ise doğrudan Başbakan Erdoğan’a yazılmış. İkinci mektuptaki tonlama ve saygı ifadeleri sizin de dikkatinizden kaçmayacaktır. Benim anlayabildiğim kadarıyla bu mektubun yazılma tarihi de 2005 sonu veya 2006 başı. Böyle dememin nedeni şu: Biliyorsunuz, MİT Müsteşarlığı 2003 yılında Hükümete Ergenekon Yapılanması başlıklı bir dosya göndermişti. Bu dosya o tarihte çok ciddiye alınmamış ve büyük ihtimalle de kaybolmuştu. Ancak 2006 yılının Ocak ayında, Hükümet, MİT’ten bu dosyayı tekrar talep etmiş ve dosya 19 Ocak 2006’da yeniden hükümete yollanmıştı.
Başbakan’a yazılan gizli mektubun bugün ortaya çıkmasıyla anlıyoruz ki, büyük bir olasılıkla Başbakanlık bu mektuptaki iddialar üzerine dosyayı MİT’ten yeniden talep etmiş olmalı. Ergenekon Soruşturması’nın başlamasına neden olan bu iki mektubu okuyunca zannederim çok şaşıracaksınız. Bu mektupların Ergenekon Savcıları’na nasıl ulaştığı ile ilgili bir
bilgim şimdilik yok. Başbakanlık’tan yollanan belgeler arasında bulunması ise en kuvvetli ihtimal.
ERDOĞAN’A: Sizi moral olarak çökerterek inisiyatifi kaybettirecekler
SAYIN...
Yönetime geldiğiniz günden bu yana yaptığınız güzel ve dürüst hizmetlerle, milletin gönlünde aldığınız yer her geçen gün büyümektedir. Ancak aynı nispette gerek içerde gerekse dışarıda bazı merkezler bu güzel gelişmeleri endişe ile takip etmekte ve kaybettikleri zemini tekrar elde edebilme ümidiyle gayr-i meşru yollara başvurmakta ve devletin kuvveti temsil eden güçlerini tahrike çalışmaktadırlar. Ekteki belgelerde görüldüğü gibi askeri camianın bir kısmı tarafından ciddi şekilde bazı faaliyetler planlanmış ve bu sene başından itibaren de uygulamaya başlanmıştır. Bu dokümanlara baktığınızda göreceğiniz gibi şu ana kadar şahit olduğunuz bir çok olayın arkasında planlayıcı olarak kimlerin olduğu ve ülkemizin nereye götürmek istedikleri açıkça görülmektedir.
İFŞA ETMEDEN ÖNLEM ALIN
Ekteki belgeler -Zat-ı Alinizin asla ifşa etmeyeceğine dair yeminler ve garantiler verilerek- büyük güçlüklerle elde edilebilmiş birinci el bilgilerdir. Dolayısıyla da Zat-ı Alinizin dışında kim olursa olsun- ikinci bir kişinin daha muttali olması tahmin edilmesi zor durumlara sebebiyet verme riski taşımaktadır. En kötüsü de bu planı hazırlayanlar, planlarının deşifre olması halinde “idhar” adı altında ikinci bir planı devreye sokmayı planlamaktadırlar... Bu bakımda belgenin ifşa edilmeden önleyici tedbirlerin alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Hareketi planlayanlar, planlarını üç temel unsura dayandırmıştır.
A) Genelkurmay Başkanı’nın ikna veya zor kullanarak emekli edilmesi,
B) AKP’nin parçalanarak ikinci bir parti kurdurulması, böylece gücünün zayıflatılması
C) Cumhurbaşkanının size karşı mukavemet unsuru olarak kullanılması amacıyla ikna edilmesi; eğer ikna edilemezse zor kullanılarak yerinde kalmasının sağlanması. Genelkurmay Başkanımızın uzun yıllardır özlenen ve beklenen bir Gnkur Başkanı olması sizin için de büyük bir şans oluşturmaktadır. Bu nedenle askeri kesimle olan ilişkilerde (daha evvel de arz edildiği gibi) Gnkur Başkanımızın hoşnut olmayacağı ve zor duruma düşürecek olaylardan kaçınılması büyük önem taşımaktadır.
AKP’Yİ PARÇALAYACAKLAR
İkincisi AKP’nin parçalanarak siyasi gücünüzün zayıflatılması hem istikrarsızlık kapılarının açılmasına neden olacak hem de sizin siyasi gücünüzü zayıflatacaktır...
Eğer başarabilirlerse, bu milletvekillerinin bir hafta içinde arka arkaya koparak açıklamalar yapması sağlanmak istenmektedir. Böylece sizin moral olarak çöküntü yaşamanız ve inisiyatifi kaybetmeniz amaçlanmaktadır.
Üçüncü husus Cumhurbaşkanının durumu ve rolüyle ilgilidir. Hareketi planlayanlar Cumhurbaşkanı’nın eğer ikna edilemezse zor kullanarak hareketin bir parçası haline getirmek istemektedirler... Bu nedenle yetkilerinin kısıtlanması ve görev süresinin kısaltılarak sistem dışına çıkarılması hükümetin elini güçlendirecektir...
DEVLET-HÜKÜMET UYUMU
Bu planı hazırlayanların çok önemli gördüğü ikinci husus, zat-ı alinizin o makama çıkmasını ne pahasına olursa olsun engellemektir. 2006 yılı Ağustos’undan önce zat-ı alinizin cumhurbaşkanı olması, AKP içinden sizinle uyumlu çalışacak birisinin Başbakan olması ve Org. Hilmi Özkök’ün de Genelkurmay Başkanlığı makamından henüz ayrılmamış olması yukarıdaki argümanı tamamen bitirecek ve Devlet-Hükümet birlikteliğini sağlayarak bu ve benzeri planlan hazırlayanları külliyen gayr-i meşru duruma düşürecek dev bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Hareketi planlayanların gerginliği tırmandırması durumunda azim ve sebatla mukavemet edilmesi ve bunlara karşı sivil toplum gücünün harekete geçirilmesi kaçınılmaz görünmektedir. Rusya’da yeni dönemde darbe esnasında Boris Yeltsin’in cesur tavrı ve üslubu olayların mecrasını değiştirmiş sitemi kesintiye uğramaktan kurtarmıştır. Ancak, halkımızın 27 Mayıs’ta olduğu gibi sadece gözyaşı dökmekle yetinebileceği de dikkate alındığında bu konuda sivil toplum gücünü harekete geçirecek bir mekanizmanın tesisi ve medyanın mutlaka elde tutulması büyük önem taşımaktadır.
15 nolu slaytta da görüldüğü gibi “Karanlık Doğan-Aydın Doğan” hakkındaki mütalaa bu önemi açıkça göstermektedir. Zat-ı Alinizin güç noktalarından birisi olarak “Kuvvetli ve tek ses halindeki koro” sayılmaktadır. Tek ses halindeki korodan maksat meclis hakimiyeti olduğu gibi Medya hakimiyeti anlamına da gelmektedir. Bu hakimiyetin son zamanlarda azalmaya eğilimi göstermeye başlaması düşündürücü bulunmaktadır. Bu eğilimi daha da arttırmak için hem ulusal, hem de yerel medya üzerinde “Ders” çalışmaları devam etmektedir... Emrinizdeki Emniyet ve MİT’i aktif kullanarak kontra hareketler yaptırın.
Mektubun sonunda “Önemli Not”
Bu planı yapanların doğal olarak ilk düşünceleri büyük bir gizlilik içinde hareket etmek ve planın deşifre olmasını önlemektir. Eğer bunu sağlayamazlarsa ve planın deşifre olduğunu anlarlarsa hareketi dağılmış gibi gösterecek ama asla durmayacaklardır. Bu dağılma gösterisi yapılırken alternatif ikinci plan devreye sokulacaktır. Bu nedenle planın deşifre olduğu izlenimine asla kapılmamaları gerekmektedir.
ÖZKÖK’E: Düzmece raporlara aldanmayın, TSK zat-ı alinize gönülden bağlı
Bilgi Notu
TSK’nin teamüllerine aykırı olarak uzun süredir devam eden olumsuz faaliyetlerin Genelkurmay Başkanlığı makamını yıpratıcı mahiyete büründüğü görülmektedir. Bir kısım komutanlarca yürütülen faaliyetler, sadece Ankara ile sınırlı kalmamış, bu faaliyetleri yurt sathına yayma ve taban oluşturma gayretlerinde farkedilir bir artış olmuştur. Bu konularda elde ettiğimiz bilgilerin müteakip maddelerde sunulmuştur.
MENFİ PROPAGANDA
Öncelikle şahsınızla ilgili çıkarılan ve kulaktan kulağa yayılmaya çalışılan dedikodular; Kayınbiraderinizin irticacı olduğu ve bu nedenle Silahlı Kuvvetlerden YAŞ kararıyla atıldığı.
Gnkur Başkanı olarak demokrat kimliğinizle sessiz kalmanızın ve Hükümetçe yürütülen sözde laiklik karşıtı çalışmalara göz yummanızın esas sebebinin 2006 yılında dolan görev süreniz ile eş zamanlı olarak boşalacak Cumhurbaşkanlığına gözünüzü dikmiş olmanız nedeniyle sessiz kaldığınız hatta bir kısım pazarlıklara girdiğiniz.
Bu konuyla ilgili olarak; Silahlı Kuvvetler içinde yapılan menfi propagandaya ilave olarak sivil kesimden de bu propagandayı destekler mahiyette çeşitli hususlar dile getirilmektedir. Konunun gündeme geldiği yerlerden birisi de J. Gn. K.lığı İsth. Bşk. ile başta gazeteciler olmak üzere sivil kesimden etkin kişiler ile yapılan toplantılardır.
İKİ KOMUTANA DİKKAT
Yürütülen yeni kuvvet yapısı çalışmalarının son safhasına ulaşması nedeniyle kuvvet yapılarında meydana gelecek değişikliklerin ve özellikle General sayısındaki azalmaların mevcut dengelerin tarafınızdan nasıl bir değişikliğe uğratılacağı yönündeki belirsizlikler, düşünce ve uygulamalarınızı anlayamayan ya da anlamak istemeyen generallerde endişe yaratmaktadır. KK Komutanımız ve Jandarma Gn. Komutanımız, hükümete yönelik kullanabilecekleri argümanları oluşturmak maksadıyla; Kasım ayında başlattıkları bir proje ile kendilerine yakın Ordu ve Kolordu Komutanları vasıtasıyla yoğun bir çalışma içerisine girmişlerdir. Bu kapsamda; Jandarma Gn. K.lığında Cumhuriyet Çalışma Grubu kurulmuş ve hazırlanan eylem planını J. Gn. K.nın da onayını alarak uygulamaya koymuşlardır...
Başta milletvekilleri, eski komutanlar, rektörler ve gazeteciler olmak üzere seçilen kişilere mektuplar gönderilerek kamuoyu oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Çok gizli bir şekilde hazırlanan mektup ve bildiriler elden ele aktarılmak sureti ile birliklerde güvenilir kişiler arasında dağıtılarak subay ve astsubaylar yönlendirilmeye çalışılmaktadır.
Faaliyetlerin sonucunda yapılan değerlendirmelerde General seviyesindeki komutanlar, ‘Güvenilir’ ve ‘Güvenilmez’ olarak kategorilendirilmekte, özellikle size yakınlığı ile bilinenlerin birliklerine yönelik faaliyetlerde azami dikkatli davranılmaktadır.
10-11 Ocak 2004 tarihlerinde icra edilen Uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu’nu izleyerek bilgi toplamışlar, J. Gn. Komutanı’na verilmesi emredilen evrakı elden teslim etmişlerdir.
Yapılan çalışmalarda iddialarına dayanak teşkil edecek yeterli miktarda belgeye ulaşamadıklarından, belge oluşturabilmek maksadıyla; Karargahlarda görevli bir kısım kişilere yazdırılan hükümet aleyhine ve hükümetin yaptıklarına gözyumduğu iddiasıyla Gn Kur. Başkanlığı aleyhine ifadeler içeren mektuplar, isimsiz veya sahte vatandaş isim ve adresleriyle önce posta kanalı İle komutanlıklara gönderilmekte, komutanlıklarca toplanan bu mektuplar halkın memnuniyetsizliğinin arttığı iddiasını içeren değerlendirmelerle birlikte J.Gn Komutanlığına ve KKK.lığına gönderilmektedir.
DÜZMECE MEKTUPLAR
J.Gn Komutanlığınca aynı maksatla kullanılan karargah subaylarınca Bölge ve İl J.Komutanlıkları ve halk arasında irtibatlı olunan kişiler kullanılarak ve/veya yönlendirilerek doğrudan J.Gn Komutanlığına ve Kuvvet Komutanlıklarına mektup yazmaları talep edilmekte, bu mektuplarda çevrelerinde meydana gelen olayların ve yönetimden duyulan memnuniyetsizliğin dile getirilmesi istenmektedir.
Şahsınıza yönelik yürütülen kampanyayı destekleyen bir kısım Komutanlıklarca icra edilen seminer toplantı vb. faaliyetler esnasında konu bir şekilde güncel olaylara getirilerek hükümetin faaliyetlerine ve onun nezdinde Gnkur.Başkanlığının tutumuna yönelik eleştiriler yapılarak alt kademe yönlendirilmeye çalışılmaktadır.
TSK personeli size inanıyor
Yukarıda arzedilen, J.Gn. K.lığının ülke genelinde yürüttüğü fişleme faaliyeti İle KKK.lığınca kıt’alara yönelik yapılan çalışmaların her ikisinin de Şubat 2004 sonuna kadar tamamlanmasının öngörüldüğü tespit edilmiştir.
Büyük bir ihtimalle gerçeklerin aksine kıt’alarda bulunan personelin düşüncesiymiş gibi düzmece değerlendirmeler yapılarak, raporların hazırlanacağı ve şahsınıza sunulacağı değerlendirilmektedir. Raporların aksine TSK mensubu personelin büyük bir çoğunluğu, içinden çıktığı Türk halkı gibi düşünmekte, yaptıklarınızın ülkemiz menfaatine olduğuna inanmakta ve zatı alinize gönülden bağlı bulunmaktadır.
Birliklere gönderilen emirler ile AKP iktidarı döneminde atanmış olup olmadığına bakmaksızın görev yapan tüm kamu personeli hakkında araştırma yapılarak elde edilen bilgilerin doğruluğuna bakılmaksızın insanlar kategoriye ayrılmakta, sırf bu iktidar döneminde belli bîr makamı işgal etmesi nedeniyle irticacı suçlamasıyla damgalanmakta ve bunların istatistikleri çıkarılmaktadır.
Yönlendirmelere rağmen...
Son olarak KKK.nı Aytaç YALMAN tarafından teşkil edilen ve iki general beş subaydan oluşan yedi kişilik bir heyetle sözde personel ve lojistik konularında KKK.nca yapılan çalışmalardan kıt’aları bilgilendirme adı altında, subay ve astsubaylarla görüşülerek bir rapor hazırlanmaya çalışılmaktadır.
Bu toplantılarda ‘personel ve lojistik konularda bilgi verilecek’ bahanesiyle, toplantı yapılan birliklerin Karargah ve Kıt’alardan seçilen subay ve astsubaylar ile bu birliklerin Komutanları çağrılmıştır. General seviyesindeki birlik Komutanlarıyla ayrıca görüşülerek sohbet adı altında onlardan bir kısım bilgiler alınmıştır. Hükümet, şahsınız, üst kademede meydana gelen gelişmeler, Türkiye ve dünya gündemi ile ilgili sorular sorularak fikir edinmeye çalışılmıştır...
Tüm yönlendirilmelere rağmen beklenen görüşlerin tam olarak açığa çıkmadığı görülmüş, aksine katılımcı subaylar tarafından Gnkur. Başkanlığı ve faaliyetleri, Hükümet ve icraatları, gündemdeki konularla ilgili Gnkur.Başkanlığının tutumu, dış ilişkiler, Kıbrıs, AB, ekonomi vb. konularda olumlu görüşler ifade edilmiştir. Katılımcılardan büyük çoğunluğunun,
- Her kurumun kendi görevini yapması gerektiği,
- Ekonomik açıdan mevcut hükümetin başarılı olduğu,
- Ülkemizde iç ve dış istikrarın sağlandığı görüşünü ifade ettiği görülmüştür.
‘Sizi dinlemiyorlar’
Bu konuyla ilgili bir hususu arz etmek istiyorum. Kuvvet Komutanlığınız zamanında başlatılan yeni kuvvet yapısı kapsamında, 2005 yılı sonuna kadar lağv edilmesi planlanan tugaylarla ilgili olarak; KKK’nı Org. Aytaç Yalman tarafından tugayların lağvının 2007 yılı ve sonrasına bırakılması emri verilmiştir. Ancak tarafınızdan son olarak, KKK.lığına; “2005 sonuna kadar 4 tugayın lağv işlemlerini tamamlayın” emrinin verilmesi üzerine, konu Kuvvet Komutanı’na arz edilmiş, Sn. KK
Komutanımız; kızgınlığını da ifade edecek bir şekilde “Göstermelik olarak 2 tugayın lağv İşlemlerine başlayın. Ancak acele etmeyin. Diğer iki tugayın işlemlerine şimdilik başlamayın. Bunu yaparken de Gnkur. Bşk.lığına mevcudun kadroyu karşılama oranlarının % 80 olduğunu gerekçe olarak gösterin, bir iki gerekçe daha bulun” emri verilmiştir.
NOT:
Daha önce gündeme gelmeyenleri bilgi notuna dahil edebilirsin: 29 Şubat saat 18:00’de kuvvet komutanları sivil ve korumasız olarak J.Gn.K’lığının Beytepedeki binasında toplandıkları,. Toplantı öncesi Org. Şener Eruygur’un teknik ekibe toplantı odasını kontrol ettirdiği, teknik ekibe bizzat nezaret ettiği, toplantının birinci bölümünün 18:00’da başlayıp 21:30’a kadar devam ettiği, bu bölümüne kuvvet komutanlarının tamamı ve J.Gn. K.nın iştirak ettiği, karargahtan kimsenin alınmadığı, ikinci bölümünün ise 21:30’dan 22:30‘a kadar devam ettiği, bu bölümde ise bizzat K.K.K.nı ve J.Gn. K. nın ikili görüştüğü...