Politika

'Ergenekon' ve 'Balyoz' tutukluları tahliye olabilir

CMK'da tutukluluk sürelerinin kısatılmasını düzenleyen değişiklik, 5 yıl gecikmeli yürürlüğe giriyor. Cezaevinde üç yılını dolduran 'Ergenekon' san

01 Ağustos 2010 03:00

 T24 - CMK'da tutukluluk sürelerinin kısatılmasını düzenleyen değişiklik, 5 yıl gecikmeli yürürlüğe giriyor. Bu durumda, cezaevinde üç yılını dolduran 'Ergenekon' sanıklarına da yılbaşında tahliye çıkabilir.

Akşam gazetesi yazarı Özlem Çelik'in "12. maddenin sırrı" başlığıyla yayımlanan (1 Ağustos 2010) özel haberi şöyle:

 

 

12. maddenin sırrı

5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun... Kabul edildiği tarih, 23 Mart 2005. Yürürlüğe girdiği tarih: 1 Haziran 2005... Kanunun önemli bir maddesi o tarihte değiştirildi ama yürürlüğü 31 Aralık 2010'a ertelendi.

İşte konumuz o madde...

Madde 12- (1) Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102'nci maddesi, aynı kanunun 250'nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yazılı suçlar ile ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girer.

250'nci madde son yıllarda çok tartışılan davalara bakan ağır ceza mahkemelerine ve o mahkemelerin baktığı örgütlü suçlara ilişkin... Yani Ergenekon, Balyoz vb. davalardan söz ediyoruz... 102'nci madde ise tutukluluk süresini sınırlandırıyor... Karışık gibi görünüyor ama çok basit.

 

Anlatalım...

5271 sayılı CMK'nın 'Tutuklulukta geçen süre'yi düzenleyen 102'nci maddesinin ikinci fıkrası şöyle diyor:

'Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.'

Peki, 2005 yılındaki değişiklikte ne denmiş? Bu maddenin uygulaması 5 yıl süreyle ertelensin. Neden?..

Birileri tutukluluk sürelerini çok bulup kısaltma yoluna gidiyor ve nedense maddenin yürürlüğe girmesi için 2010'un son günü bekleniyor. Muhalefet de o tarihlerde gerekçesi 'Tutukluluk süresinin makul olmas ve Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi'ne uyum' olarak gösterilen bu düzenlemeleri sorgulamıyor. Ortada henüz Ergenekon, Balyoz gibi davaların olmadığın hatırlatmaya gerek yok...

 

'Siyasi iktidarın projesi'

CHP'nin hukukçu kurmaylarından MYK üyesi ve Manisa Milletvekili Şahin Mengü'ye sorduk. İşte sorularımız ve Mengü'nün yanıtları:

- Neden yapıldı bu düzenleme?

Bu baştan şuurlu bir iş olduğunu gösteriyor yani Ergenekon davası denilen dava planlı bir iş. Yoksa niçin böyle bir karar verilsin. Bu düzenleme ertelenmeseydi o zaman bu insanlar bukadar zamandır cezaevinde tutamayacaklardı.

- Hukuken böyle bir düzenlemenin 5 yıl süreyle ertelenmesinin mantığı ne olabilir?

Hukukçu olarak söylüyorum, bunun bir mantığı yok, olamaz da. Tamamen siyasi iktidarın o tarihte kafasında böyle bir proje olduğunu gösterir.

- 31 Aralık günü bu madde yürürlüğe girince bundan kimler yararlanabilir?

Cezaevinde kaldıkları süreye bakın. Madde tutukluluk süresini en fazla 3 yıl olarak öngörüyor. Bu maddeye göre yılbaşında baz isimler tahliye olabilir. Öyle görünüyor.

- Bazı hukukçular 102'nci maddeyi 2+3 =5 yıl olarak yorumluyorlar.

Yani tutukluluk Süresi en fazla 3 değil 5 yıl olabilir mi?

Bir hukukçu bu maddeyi nasıl böyle yorumlayabilir? Bu tamamen mantık dışı ve art niyetli bir yorum olur. Madde açık, tutukluluk süresi 3 yılı geçemez diyor.

 

'Özgürlük ve Güvenlik Hakkı' esas

Avukat Uğur Poyraz: 5320 sayılı yasa, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlüğe konulmasına ve uygulanmasına ilişkin esasları belirler. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'Tutuklulukta geçecek süre' başlıklı 102. maddesinin 2. fıkrasına göre ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.

Tutuklama, insanın en önemli hakkı olan özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Bir insanın gereksiz yere tutuklanması veya tutukluluk süresinin gereksiz yere uzaması halinde telafisi imkansız haller ortaya çıkacaktır. İşte bu gibi halleri önlemek amacıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu yapılırken Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'Özgürlük ve Güvenlik Hakkı' başlıklı 5. maddesindeki makul süre içinde yargılama kuralına uygun bir düzenleme yapılmıştır. Kanun bu şekilde uygulandığında, 'Ergenekon' olarak bilinen davada tutuklu bulunan sanıklar, yargılama 3 yılı doldurunca, hüküm verilmese bile, haklarında başka bir tutuklama kararı yoksa serbest kalacaktır.

 

Kim, kaç gündür tutuklu?

Ergenekon davası sanıklarından bazılarının tutukluluk süreleri şöyle:

Ergün Poyraz 27 Temmuz 2007'de tutuklandı, 3 yıldan bu yana tutuklu.

Veli Küçük 22 Ocak 2008'de, Muzaffer Tekin 15 Haziran 2007'de, Doğu Perinçek 21 Mart 2008'de,Tuncay Özkan 23 Eylül 2008'de, Mustafa Özbek 22 Ocak 2009'da, Mehmet Haberal 17 Nisan 2009'da, Levent Göktaş 7 Ocak 2009'da, Serdar Öztürk 7 Haziran 2009'da tutuklandı. Gazeteci Mustafa Balbay ise 1 Temmuz 2008'de tutuklandı, 5 Temmuz'da serbest bırakıldı. 6 Mart 2009'da tekrar tutuklandı.

Madde 31 Aralık 2010'da yürürlüğe girince yılbaşında kimler serbest kalacak acaba?

 

Hukukçular bölündü

CMK 102'nci maddenin ikinci fıkrasındaki '... tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Süre... gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez' ifadesi hukukçuları da ikiye böldü. Baz hukukçular bu ifadeyle tutukluluk süresinin en fazla 3 değil 5 yıl (2+3=5 y l) olmas gerektiğini savunuyorlar.


Başbakan, 'Balyoz Planı'nı Hilmi Özkök'ten aldı

21 Mart 2010'da bu köşede yazdık... Başbakan'ın Ergenekon'u 2003 yılında öğrendiğinin belgesini ve Balyoz sanığ E. Org. Çetin Doğan'a sinagog saldırılarının neden sorulduğunu...

MİT'ten, Ergenekon'la ilgili bilgileri 19 Kasım 2003'te alan Erdoğan, 2 Aralık 2003'te Meclis'teki grup konuşmasında şunları söylemişti, 'Siyasi kararlılığımız örselemek isteyen veya isteme gayreti içinde olanlar ne yaptıklarını iyi düşünmelidirler. Vakti saati geldiğinde onlarla da ayrıca demokrasi çerçevesi içinde bunların da hesaplaşmasını gayet iyi yaparız. Bunun da belgesi, bilgisi, delilleri, her şeyi elimizdedir.'

O tarihlerde Org. Çetin Doğan 1'inci Ordu Komutanı idi. İstanbul'da yapılan Balyoz Semineri'nin tarihi ise 5-7 Mart 2003...

Şimdi bomba haberimize gelelim... Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Balyoz Semineri'nin hemen ardından Başbakan Erdoğan, dönemin Genelkurmay Başkan Hilmi Özkök'ü arayarak Balyoz Semineri'nin belgelerini istedi. Erdoğan'ın, 15 Mart 2003'te Başbakanlık koltuğuna oturduğu düşünülürse göreve gelir gelmez ilk yaptığ iş Balyoz Planı'nı alıp bir süreliğine çekmeceye atmak olmuş anlaşılan.

Kritik dönemlerde yaptığı kısa açıklamalarla gündemi şekillendiren Genelkurmay Eski Başkan Hilmi Özkök, bu çok önemli detaydan bugüne kadar hiç söz etmedi. Konuyu açıklığa kavuşturmak isterse, bu köşenin kendisine her zaman açık olduğunu hatırlatmamıza gerek bile yok.

 

Engin Alan ne dedi?

Askerlik hayatı terörle mücadele ile geçmiş bir isim Emekli Korgeneral Engin Alan. Abdullah Öcalan ile Şemdin Sakık yakalandığında Özel Kuvvetler Komutanı idi.

Diğer Balyoz sanıkları gibi o da tutuklandı, serbest bırakıldı, tekrar tutuklandı , ikinci kez serbest bırakıldı ve hakkında bir kez daha tutuklama kararı çıktı. Yaşananları anlamak zor.

Engin Alan'ı ilk kez -geçen ay cezaevinden ikinci çıkışının ardından- Ankara'da bir alışveriş merkezinde gördük. 40'lı yaşlarda bir grup sivil giyimli subay- Özel Kuvvetler'de subay olduklarını sonradan öğrendik - sinema çıkışı yakaladıkları Alan'a 'Komutanım, geçmiş olsun' dediler. Alan muzip bir ifadeyle hepsini payladı , 'Ne geçmiş olsunu! Hoş geldin diyeceksiniz!'

Röportaj talebiyle aradığım Alan bana da bir espri patlattı, 'Mesaim bitti, izne çıkıyorum. Tatili hak ettim, bir hafta sonra görüşürüz evladım.' Tanık olduğum diyaloğu unutup 'geçmiş olsun' dediğimde cevab hazırdı , 'Bize cezaevi, maphusluk vız gelir vız! Biz korkmayız bunlardan.'

Konuşmanın üzerinden bir hafta geçti, Alan'ı aramayı düşünürken Balyoz'da bir kez daha tutuklama kararı çıktı. Aradım, yanıtı kısa oldu ama yine morali yerindeydi,

'Bizim korkumuz yok. Yapılanları millet görüyor. Türk yargısına güveniyorum' dedi.