"Ergenekon" davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanıkların esasa ilişkin savunmalarının alınmasının tamamlandığını belirterek, duruşmada bulunan tutuklu sanıkların son sözlerini almaya başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, verilen aranın ardından aldıkları ara kararları açıkladı. Özese, davanın geldiği aşama dikkate alınarak mazeretlerin kabul edilmediğini ifade ederek, sanıkların son savunmalarının alındığını, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunmalarının da tamamlandığını kaydetti. Mahkeme Heyeti Başkanı Özese, duruşmada bulunan tutuklu sanıkların son sözlerinin alınacağını belirterek, son sözün de çok kısa bir beyan olduğunu
kaydetti.
Akkaya: Genel başkan üyelere talimat verir, bana verilirse ben de yaparım
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda tutuksuz sanık Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akkaya son savunmasını yaptı. Doğu Perinçek'ten talimat alma iddialarına değinen Akkaya, "İşçi Partisi üyesiyim. Genel başkan üyelere talimat verir. Bana verilirse ben de yaparım. Bundan da şeref duyarım. Perinçek'in sık sık görüşlerine başvururuz. Bunu da haberlerimize ekleriz. Bugün hangi gazetenin genel yayın yönetmenine giderseniz gidin Perinçek'in fikirlerini merak ediyordur. Bu iddialar asılsızdır" diyerek beraatini istedi.
Avukat Küçük, Danıştay dosyasının ayrılmasını talep etti
Ufuk Akkaya ve Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük, Danıştay saldırısıyla ilgili mahkeme heyetine bir sunum yaptı. Küçük, mütalaada Danıştay saldırısına ilişkin Süleyman Esen'in beraatinin istenmesi, Osman Yıldırım'a 'darbeye teşebbüs'ten ve Cumhuriyet'in bombalanmasından ceza istenmesi, babası Veli Küçük'e ve sanık Muzaffer Tekin'e ise azmettircilikten 6 kez müebbet hapis cezası istenmesini eleştirdi. Küçük, yaptığı sunumda Osman Yıldırım, Süleyman Esen, davada tanık olarak dinlenen Salih Yaşar arasındaki telefon irtibatlarını göstererek, "Bakın bu kişiler arasında Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması ve Danıştay saldırısı arasında geçen 13 günlük süre zarfında toplam 464 görüşme var. Ama Ergenekon davası sanıkları ile aralarında bir tek bağlantı, ya da telefon irtibatı yok. En kritik eylem saatlerinde birbirleri ile görüşen ve baz istasyonu raporlarına göre eylem bölgesinde olan kişilere beraat istenirken, hiçbir bağlantısı olmayan kişilere ağırlaştırılmış müebbet hapis istenmesi hangi hukuk ve vicdanla açıklanabilir? Çözülmesi gereken düğüm, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar ile başlayan bu süreçte, bombalari kimin verdiğinin ortaya çıkarılmasıdır. Zira, Cumhuriyet Gazetesi eylemleri ile tetik çekilmiş ve eylem Danıştay baskını ile tamamlanmıştır" diye konuştu.
Osman Yıldrım: Hepinizin kanının içeceğim
Bu sırada Danıştay Saldırısı dosyasının tutuklu sanığı Osman Yıldırım söz istedi, ancak mahkeme başkanı söz vermedi. Söz istemeye devam etmesi üzerine mahkeme başkanı, jandarmaya Yıldırım'ı salondan çıkarmasını söyledi. Osman Yıldırım, jandarmalar arasında salondan çıkarılırken "Hepiniz sahtekarsınız. Hepinizin kanını içeceğim" diye bağırdı.
'Şener Eruygur hakkındaki dava düşürülsün'
Tutuksuz sanık emekli Orgeneral Şener Eruygur'un avukatı Filiz Esen de, 5 yıl önce kafa travması ve beyin kanaması geçiren müvekkilinin iyileşme şansının tıbbi olarak mümkün olmadığını söyledi. Avukat Esen, "Müvekkilimin mevcut durumu her geçen sene kötüye gitmektedir. Müvekkilimin hiçbir zaman duruşma ehliyeti olmayacaktır ve duruşma ehliyeti sizlerin çok daha iyi bildiği gibi muhakeme şartıdır. İsnad yeteneği olmayan müvekkilim hakkında davanın düşürülmesi kararı verilmelidir. Müvekkilim Şener Eruygur'un kalıcı olan ağır beyin harabiyetinin bir sonucu olarak duruşma yeteğini kalıcı olarak ortadan kalktığı için CMK 223-8. maddesi gereğince hakkında düşme kararı verilmesini talep ederiz" dedi. Öte yandan duruşmada 5 tutuksuz sanık da mütalaaya ilişkin son savunmasını yaptı. Duruşmaya ara verildi.
