Politika

Ergenekon davasına 'hukuki' müdahale

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek’in Ergenekon davasıyla ilgili ‘adil yargılanma’ konusunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Ergin’e uy

23 Eylül 2008 03:00

Ergenekon davasıyla ilgili olarak kamuoyunda yükselen eleştirilere karşılık olarak yargının zirvesinde bulunan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek’in ‘adil yargılanma’ konusunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Ergin’e uyarılarda bulunduğu bildirildi.

Ergenekon Davası’nın duruşma tarihi olan 21 Ekim tarihinin yaklaşmasına rağmen, dava kapsamında tutuklanan emekli generaller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon hakkında ek iddianamenin hazırlanmaması, hukuk çevrelerinde ‘iddianame bile olmadan insanlar tutuklu yargılanıyor’ eleştirisinin dillendirilmesine neden olmuştu. Bu eleştiri karşısında, HSYK Başkanvekili Özbek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ergin’e, Eruygur ve Tolon hakkındaki ek iddianamenin 21 Ekim’deki Ergenekon duruşması öncesinde hazırlanması talimatı verdiği iddia edildi.

Ayrıca, kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılanan ‘Kuddusi Okkır vakasının’ tekrarlanmaması için, Özbek’in beyin kanaması geçiren Eruygur’un tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması kararında etkili olduğu belirtiliyor.


Konuyla ilgili Akşam yazarı İsmail Küçükkkaya'nın yazısı

Yargının zirvesinden iddianame telefonu


Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek’le görüşmeye giderken, bir gece önce duyduğum haberin doğru olup olmadığını öğrenmeyi ve doğruysa gelişmenin perde arkasına ulaşmayı hedefliyordum.

Dün okumuş olmalısınız, “yargının zirvesi”ndeki isim gerçekten detaylı bir “sistem eleştirisi” yapıyordu. Kişilerle hiç polemiğe girmeden yargı bağımsızlığını korumanın ne kadar önemli olduğunu belirtip, somut önerilerini gündeme taşıyordu. Haber her kesimde ama özellikle yargı camiasında tahminimizin çok ötesinde yankı yarattı. Başkanvekili Özbek, yüksek yargı muhabirimiz Ersin Bal ve ben güncel olaylar dahil olmak üzere samimi bir görüşme yaptık. Duyduklarımızın bir kısmı, gazetecilik kuralları içinde “bilgilendirme” amaçlıydı, onlar bizde saklı.

Saygın bir hukuk adamı olarak Kadir Özbek, yaşanan hukuki tartışmaların siyasi zemine kaymasıyla ilgili olayların bütün boyutlarını ele alıyor. Burası takdire şayan. Başkan, gelişmelere tek bir açıdan yaklaşmıyor. Mesela Ergenekon... Kamuoyunun çok tartıştığı ve adeta ikiye bölündüğü bu soruşturmayla ilgili hem “başlatılan adli sürecin hiç bir müdahaleye uğramadan sürmesini” hedefliyor, buna uygun davranıyor. Hem de “adil yargılama yapılmıyor”, “iddianame çok gecikti”, “insan haklarına aykırı uygulamalar var” şeklinde kendilerine gelen yoğun şikayetleri titizlikle değerlendiriyor. Bu nedenle biraz sonra anlatacağım ve bence çok önemli bir olayı duyuran haberimizin üzerinde titizlikle durulmalıdır. Kadir Özbek kırmızı çizgisini “yargı bağımsızlığı”, “adil yargılama”, “savunma hakkının kullanımı”, “hâkim ve savcının takdir hakkı” ve “insan haklarının korunması” gibi evrensel değerler ve ilkeler üzerine kalınlaştırıyor.

Şimdi gelelim yılların hâkimi Kadir Özbek’e soruma...

Duyduğuma göre, Kadir Özbek Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’yla, Şener Eruygur’un cezaevinde düşerek beyin kanaması geçirmesiyle ilgili görüşmeler yapmıştı. Bu aslında doğal görülmelidir. Zira Eruygur’un yoğun bakıma alınmasıyla birlikte çok çeşitli spekülasyonlar gündeme geldi, cezaevi yönetiminin ihmali olup olmadığı sorgulandı. Öbür yandan Tolon ve Eruygur’la ilgili ek iddianamenin hazırlanmamış olması da eleştiri konusu yapılıyordu. Bu nedenle Kadir Özbek’in söyledikleri büyük önem taşıyor. İşte o cevap:

“Bize çok sayıda şikayet mektubu geliyor. Ama şu an itibarıyla yapılacak bir şey yok. Yargı süreci işliyor. Bu doğru, ama bir yandan da şikayetler var. Son olaydan sonra (Eruygur’un düşmesi) İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı arayıp bilgi aldım. Kendisi bana bildiklerini anlattı. Daha sonra tekrar arayıp, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı’nın beni aramak istediğini söyledi. Onunla da görüştük. Olayın nasıl meydana geldiğini ve sonrasında olanları anlattı.”

Heyet kararı...

Evet, teyit ettiğimiz bu gelişme önemli bir haberdi. Bir gazeteci için bundan sonraki detaylar doğal olarak çok cazip. Kadir Özbek ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin arasındaki görüşmede “iddianamenin en geç bir ay içinde tamamlanacağı bilgisi” ortaya çıkıyor. Görüşme perşembe günü yapıldığına göre en geç 20 Ekim’de hazır olacak. Malum, 21 Ekim’de Ergenekon duruşması da yapılacak. Demek ki ilk duruşmaya, Eruygur ve Tolon’la ilgili iddianame de yetişecek. Bu, “iddianame bile olmadan insanlar tutuklu yargılanıyor” eleştirilerine karşı bir yanıt niteliği taşıyacak.

HSYK Başkanvekili, İstanbul Başsavcısı’na ve Kocaeli Başsavcısı’na “aman dikkat edin, hiç hata yapmayalım. Her şey hukuka uygun işlesin. Bağımsız yargı zarar görmesin” dediğini bize aktardı. Sanırım, Eruygur’un yoğun bakıma alınması ve hayati tehlike altında bulunması yargının zirvesini harekete geçirmiş durumda. Ergenekon kapsamında tutuklu iken, bitkisel hayata girince tahliye edilen Kuddusi Okkır’ın ölümü de hassasiyetleri artırmış. Nitekim HSYK Başkanvekili Kadir Özbek bize söz konusu telefon görüşmelerini yapmaya kurulun bağımsız üyeleri olarak karar verdiklerini anlattı. Malum, kurulda 7 kişi bulunuyor. Adalet Bakanı ve Müsteşarı kurulun doğal üyeleri. HSYK’ya seçilerek gelen diğer beş üye, “yargı bağımsızlığını zedelemeden gelişmeler hakkında bilgi edinme ihtiyacı duymuşlar” ve buna beraber karar vermişler.

Kadir Özbek’le görüşmemizden iki gün sonra, sağlık durumu ciddiyetini koruyan Eruygur’un tahliyesi, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün başvurusu ve hâkim kararıyla gerçekleşti. Bu gelişmeden, Kadir Özbek’in hassasiyetinin bizzat savcılık makamınca da paylaşıldığını anlıyoruz.