Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan 274 sanıklı Ergenekon davasında savcı 255 sanığın beraatini istedi. Duruşma savcısı, aralarında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Dursun Çiçek’in de olduğu 19 sanığın Yüce Divan'da yargılanması gerektiğinden 19 sanık hakkındaki yargılamanın durdurularak dosyanın ayrılmasına karar verilmesi talep etti. Karar için duruşmayı erteleyen mahkeme, verdiği ara kararda Danıştay saldırısı dosyası ve İlker Başbuğ ile 18 sanığın dosyasını Ergenekon Davası'ndan ayırdı. Dava 7 Eylül'e ertelendi.
Savcı 19 sanığın Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini ve haklarındaki yargılamanın durdurulması şeklinde görüşünü açıkladı. Mahkeme, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ dahil 19 eski komutan hakkında açılan davanın, Ergenekon davasından ayrılmasına karar verdi.
Hasan Atilla Uğur’un ve Tuncay Özkan’ın ruhsatlı silahlarının iade verilmesine karar veren mahkeme, Orgeneral Şener Eruygur ile ilgili Adli Tıp Raporu istedi.
Ayrıca, mahkeme Taraf gazetesine kamu davası açılıp açılmayacağını araştıracak.
Savcılık mütalaasında şöyle denildi:
"İnternet Andıcı ve İlticayla Mücadele Eylem Planı çalışmalarının bilgisi dahilinde İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı olarak görev yapmıştır. 12/9/2010 tarihinde yapılan referandum ile yürürlüğe giren 149/7 maddesinde yazan Genelkurmay Başkanı, kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları ile jandarma genel komutanı görevleri ile suçlarından dolayı Yüce Divan'da yargılanırlar hükmü gereğince Mehmet İlker Başbuğ ile bağlantılı suç işlediği iddia olunan diğer sanıklar Dursun çiçek. Hasan Iğsız, Mehmet Eröz, Mustafa Bakıcı, Hüseyin Nusret Taşdeler, Fuat Selvi, Ziya İlker Göktaş, Hulusi Hülbahat, Cemal Gökçeoğlu, Sedat Özüer, İsmail Hakkı Pekin, Hıfzı Çubuklu, Mehmet Otuzbiroğlu, Alaettin Sevim, Orhan Güçlü, Murat Uslukılıç, Meryem Kurşun, Bülent Sarıkahya haklarındaki yargılamanın durdurulmasına karar verilmeli."
Önce 114 sanığın beraati istenmişti
Savcının önce 114 sanığın beraatini talep etmesiyle ilgili T24'e konuşan avukat Celal Ülgen, "Kişisel suçlarla ilgili, yani bir kişinin diyelim hem örgütten hem de silah bulundurmaktan cezası varsa, kişisel suçlarla ilgili beyanda bulunmamış. Sonrasında 'tüm sanıkların beraatini talep ediyorum' dediği" açıklamasında bulundu.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, yetkisizlik hükmü kurarak, "dava dosyasının Ankara'daki ağır ceza mahkemesine gönderilmesi" kararına yapılan itirazın kabul edilmesinden sonra bu mahkemede görülmesine karar verilen 274 sanıklı Ergenekon davasının ilk duruşması bugün gerçekleşiyor.
Çağlayan Adliyesi'nde görülemeye başlayan davanın ilk duruşması sanık ve avukatların yerini almasıyla 11.00'de başladı.
Mahkeme başkanı sanıklara, Yargıtay'ın bozma kararına ilişkin beyanlarını toptan sordu. Sanıklar karara uyulmasını istedi. Yargıtay, “Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgüt yoktur” kararıyla davayı hem esastan hem de usul yönünden bozmuştu.
Yalçın Küçük: 1 numara benim
Duruşmaya kalpağıyla katılmak isteyen Yalçın Küçük söz alarak şöyle dedi: Ben bir nunaralı sandığım önce bana söz verin. Bu bir kalpak ben artık mahkeme başkanlarındnan izin alarak bu kalpağı alıyorum. Lütfederseniz, mahkemelerde türbanlı hanımlar oluyorlar. Ben de Cumhuriyetin kuruluş kalpağı olduğunu söyleyerek, başımda tutarak duruşmaya devam etmek istiyorum.
Ardından söz alan avukatlar talep konuşmalarını yapmaya başladı: "Hızlı yargılama yapılarak beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. Mağduyet büyümesin. Bu dava kumpas davasıdır. Yargıtay beraatin gerekçesini yazmıştır. Bu davayı bitirin."
"Hedef Atatürk ve Kemalizm"
Emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un avukatı Hattatoğlu: "Bu davanın hedefi Atatürk ve Kemalizmdir. Yok hükmünde bir karar verilmiştir. Diğer taleplere iştirak ediyoruz."
Ali Rıza Dizdar: "Siz bu davayı usul eksikliği açısından devam ettirirseniz uzar gider. Bu davanın mimarlarının çoğu kaçtı, diğerleri cezaevinde. Demek ki bu davanın delilleri bu kadar. O zaman beraat kararı verilmesi lazım. Beraat kararı bu celse verilebilir. Uzarsa TC devletinin en şerefli insanları sanık sıfatı taşımaya devam eder!"
Sanık Yusuf Erikel: Ben yedi sene duruşmaya gelmedim. Ben bu dava yüzünden kanser oldum. Teröristlerin şerefesizlerin hazırladığı bir dosya üzerinden bu dava yürütülemez. Teröristlerin hazırladığı iddianame nasıl geçerli olabilir? Yok hükmündedir! Burada bu davayı bitirin.
Kemal Kerinçsiz: Bu davada tanık gizli tanık sanık aynı kişi oldu yetmez mi? Muammer Karabulut müdafiisi sıfatıyla konuşuyorum. Bozma kararının verildiği tarihte henüz 15 Temmmuz gerçekleşmemişti. FETÖ hakkında davalar açıldı mahkumiyet kararları verildi. Hakimler hakkında kovuşturma açılmışsa veridiği karar iptal edilmelidir. Yargıtay karar verirken bunu dikkate alamamıştır. Yeni bir durumdur. Sizin sayınmahkemenizin bunu değerlendirmesi gerekir. 311/C kapsamında karar tümden yok olarak kabul edilmelidir. Cumhuriyet'in bombalanması ve Danıştay dosyalarının ayrılmasını, 22 davanın da birbirinden ayrılmasını ve kalan üç ana Ergenekon davasının görülmesini talep ediyorum.
“Bu insanların mağduriyetine mağduriyet katamayız”
Mütalaaya tepki gösteren Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer şöyle konuştu: Bu adliyede yazılan iddianameler Ergenekon'un bir kurgu dava oldugunu söylüyor. Yan salonda FETÖ'cüler yargılanıyor. Bugün bu insanların mağduriyetine mağduriyet katamayız. Yargılamayı uzatmaya yönelik ayrılma kararı bizi tatmin etmez. Hukuku tatmin etmez. FETÖ'nün bir senaryosu olduğu hakim ve savcıların ifadesiyle ortaya konan bu davada derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz.
Ne olmuştu?
Yasayla kapatılan, dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 5 Ağustos 2013'te verilen kararda, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ müebbet, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ağırlaştırılmış müebbet, emekli Tuğgeneral Veli Küçük 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis, Tuncay Özkan ağırlaştırılmış müebbet ve diğer suçlardan 22 yıl 6 ay hapis cezalarına çarptırılmıştı.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'u müebbet, Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan'ı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, avukat Kemal Kerinçsiz'i ağırlaştırılmış müebbet, Mehmet Haberal'ı 12 yıl 6 ay, Mustafa Balbay'ı 34 yıl 8 ay ve Sinan Aygün'ü de 13 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum eden mahkeme heyeti, diğer sanıklara da çeşitli oranlarda hapis cezası vermişti.
Bazı sanıklar, davaya bakan ve kapatılan özel yetkili mahkemenin gerekçeli kararını yazmasının 7 ay sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulunmuş ve yüksek mahkeme de "sanıkların haklarının ihlal edildiğine" hükmetmişti.
İhlal kararı üzerine, yasayla kaldırılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine başvuruları inceleyen nöbetçi mahkemeler, tutuklu sanıkları tahliye etmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin karardan 7 ay sonra 16 bin 600 sayfadan oluşan gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinin ardından dosya, temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilmişti. Temyiz duruşmaları, 6 Ekim 2015'ten itibaren yapılmaya başlanmıştı.
Hâkim ve savcılar 'FETÖ'den tutuklu
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21 Nisan 2016'da verdiği kararla, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını, "eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan’da yargılanması gerektiği yönündeki itirazının haklı olması, Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesi ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık bulunması" gibi gerekçelerle bozmuştu.
Dosyaya hangi mahkemenin bakacağına ilişkin yaşanan yetki karmaşasının ardından, HSYK tarafından alınan kararla dosya, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.Dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde dosyaya bakan hâkimler Hüseyin Özese ve Hüsnü Çalmuk, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması" (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında tutuklanmıştı. Hakim Sedat Sami Haşiloğlu hakkında ise yine 'FETÖ' soruşturması kapsamında yakalama emri çıkarılmıştı. Davaya duruşma savcısı olarak giren Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da 'FETÖ' davaları kapsamında tutuklu bulunuyor.