Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye kökenli 11 milletvekiline yönelik sözleri ile sosyal medyadaki hakaret ve ölüm tehditlerine ilişkin Almanya’dan çeşitli tepkiler geldi. Federal hükümetin bugün Berlin’deki olağan basın toplantısında, Erdoğan’ın Türkiye kökenli milletvekillerini işaret ederek “Onların kimin sözcüsü oldukları belli zaten. Onlar bu ülkedeki bölücü terör örgütünün Almanya’daki uzantılarıdır” sözleri eleştirildi. “PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirdiklerini” vurgulayan Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert “Ancak Türkiye’den gelen açıklamalarla Alman Meclisi’ndeki bazı milletvekillerinin terörizme yakınmış gibi gösterilmesi bizim için hiçbir şekilde kabul edilir değil” dedi.
Meclis Başkanı Lammert tehditleri kınadı
Alman Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert ise yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye kökenli milletvekillerine yönelik tehditleri kınayarak, meslektaşlarıyla “dayanışma içinde” olduklarını vurguladı. Lammert, “Kim hangi şekilde olursa olsun bir milletvekiline yönelik baskı uygulamayı denerse, böylelikle tüm parlamentoya ve demokrasimize saldırmış olacağını bilmelidir. Ve biz bu durumda, mevcut yasalarımızın olanakları çerçevesinde gereken tepkiyi gösteririz” dedi.
Erdoğan’ın sözleri “çağdışı”
Alman Meclisi'nde Ermeni Soykırımı'nın geçen Perşembe günü tanınmasından bu yana, Türkiye kökenli milletvekilleri sosyal medyada hakaret ve nefret içeren mesajların hedefi oldu. Söz konusu mesajlarda bu siyasetçiler “vatan haini” ilân edildi, fotoğrafları “sırtımızdan vurdular” başlığıyla paylaşıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye kökenli milletvekillerine yönelik sözleriyle tepki topladı. Cumartesi günü “orada 11 tane Türk varmış; ne Türkü ya, onların Türklükle mürklükle alakası yok, onların kanı bozuk bir defa” diyen Erdoğan, Pazar günü de benzer sözlerini tekrarladı. İsim vermeden Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir’i eleştiren Erdoğan’ın “oradan çıkıyor bir ukala, bir şey hazırlıyor, Alman Parlamentosu'na sunuyor. Neymiş? Birileri de diyor ki, güya Türk. Ne Türk’ü be? Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım” şeklindeki sözleri tepkiyle karşılandı.
Hakaretlerin yanı sıra ölüm tehditleri alan Yeşiller Partisi Eş Başkanı Özdemir, Erdoğan’ın sözlerine yanıt olarak “Almanya’da meclis herhangi bir otokratın keyfine göre kararlar almak zorunda değil” dedi. Özdemir, Erdoğan’ın Türkiye kökenli milletvekillerine yönelik sözlerini de “çağdışı” olarak nitelendirdi.
Erdoğan’ın hedefi ne?
Sol Parti Milletvekili ve Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkan Vekili Sevim Dağdelen Meclis'teki oylama öncesinde de hakaret dolu mesajlar ve ölüm tehditleri aldığını belirterek, şahsî koruma talebinde bulunduğunu söyledi. Dağdelen, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Alman Meclisi’ndeki oylamanın ardından hakaret ve tehdit içeren mesajların sayısı arttı. Facebook sayfamdaki özel mesaj bölümünü artık dayanılmaz hale geldiği için şimdilik kapattım” dedi.
Sevim Dağdelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamalarıyla, Türkiye kökenli parlamenterleri hedef tahtası haline getirmesini eleştirdi. Adalet Bakanı Bozdağ da, Türkiye kökenli politikacılar için “sütü bozuk, kanı bozuk” ifadelerini kullanmıştı. Dağdelen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin siyasetlerinde “ırkçı ve antisemitist bir söylem kullanmalarının yeni olmadığını” söyleyerek, bunun “Nazi söylemine” benzediğini işaret etti.
“Erdoğan’ın bu açıklamalarda hedefi nedir” sorusuna ise Dağdelen, “Erdoğan’ın bu tür açıklamalarla iç siyasette milliyetçi ve İslamcı kanadı iktidarının arkasına almayı hedefliyor” sözleriyle yanıt verdi. Erdoğan’ın böylelikle sadece Türkiye içinde değil, ülke dışında da halk tarafından seçilmiş milletvekillerine “saldırabileceğini” göstermek isteğini savunan Dağdelen, Alman hükümetini de eleştirdi. Başbakan Angela Merkel’in Türkiye kökenli milletvekillerine yeterince destek vermediğini ileri süren Dağdelen, Merkel’i Erdoğan’a karşı tavır almamakla suçladı.
Türk toplumundan da eleştiri
Çatı örgütü Almanya Türk Toplumu adlı derneğin Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu da Türkiye kökenli yönelik milletvekillerine yönelik saldırıları eleştirdi. Kan testi yapılması talebini ve ölüm tehditlerini “iğrenç” bulduklarını söyleyen Sofuoğlu, “insanların kana göre tanımlanmasının 1945 yılında sona erdiğini düşünüyordum. Bu son derece yersiz bir ifade” dedi.