Medya

Erdoğan'ın eski danışmanı ve AKP kurucularından Cüneyd Zapsu: Davos'ta ne zaman ağırlığımız vardı ki!

"Pek çok yerde 'Türkiye' deyince akan sular durmasa bile en azından yavaşlıyordu"

30 Ocak 2018 12:29

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı ve AKP kurucularından Cüneyd Zapsu'nun Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenlediği Davos Zirvesi'nde, “Bu kez Davos’ta ağırlığımız azaldı” diyenlere, "Ne zaman ağırlığımız vardı ki!” sözleriye yanıt verdiğini aktardı.

Altaylı, Zapsu'nun ifadesine yer verdiği köşesinde, "Bu söylediğinde çok yanılıyor" görüşünü belirterek, "Cüneyd de gayet iyi biliyor olmalı ki, Türkiye’nin birkaç yıl öncesine kadar yurtdışında çok ciddi bir ağırlığı vardı. Hele hele Afrika’da, Asya’nın pek çok yerinde, Rusya’da, hatta pek çok Avrupa ülkesinde..." dedi.


29 Ocak 2009'da Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu'nda moderatör, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını kesmeye çalışmıştı. Erdoğan ise bunun üzerine  “One Minute” diyerek, müdahale edilmemesini söylemiş; "Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos’a gelmem" diyerek salonu terk etmişti. Dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in de katıldığı “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli" panelinde yaşananlar, Türk-Arap ilişkilerininde dönüm noktası olarak yorumlanmıştı.


Fatih Altaylı'nın, "İlk imzayı siz atın Kema Bey" başlığıyla (30 Ocka 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

İktidarı ve iktidar partisini eleştirirken ne diyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu? “Tek adam rejimi.” Yani diyorsunuz ki, rekabeti olmayan, “tek adamlığa” ya da “rakipsizliğe” dayanan rejimler doğru değildir, iyi değildir! Bunun ülke için iyi olmadığı konusunda kesin kararlı olduğunuza göre, ülke içi, ülkenin demokrasisi için iyi olmayan bir durum demokrasiyi savunan bir parti için iyi olabilir mi? -

Yanıtınız “Hayır olamaz” ise, - “Bir ülkede demokrasi o ülkenin yönetimine talip olan partilerde başlar” diyorsanız, - “CHP, kökten demokrasiden yanadır” diye açıkça ifade etmek istiyorsanız, - “Ben bu partiyi demokrasinin yaşandığı yer olarak görmek amacındayım” düşüncenizi somut hale getirmek niyetindeyseniz...

O zaman yapmanız gereken bir şey var. CHP genel baş- kanlığına aday olan tüm “rakiplerinizin” delegelerden toplamak zorunda oldukları imzalar için ilk imzayı siz atın. “Ben gerçek bir yarışla genel başkan olmak istiyorum. Liderlik gücünü kullanarak değil” diye o imzanızla haykırın. “Benim partimde genel başkan olmaya layık pek çok arkadaşım vardır ama en iyiler arasında birinci olmak zorundayım” demenin başka yolu yok. Bırakın tüm rakipleriniz o imzaları toplayabilsin. CHP, Türkiye’yi çok partili hayata geçiren partidir. Kendi içinde de çok adaylı bir kurultay yapmaktan kaçmamalıdır. Bu “zafiyet” değil, güç ifadesidir.

Yanılıyorsun Cğneyd Zapsu

Bir dönem AK Parti’nin önemli fikir adamlarından biri olan, iktidar partisinin ABD ve başta Almanya olmak üzere Avrupa ile ilişkilerini kuran adam olan Cüneyd Zapsu, Davos’ta gazetecilerle konuşurken, “Bu kez Davos’ta ağırlığımız azaldı” diyenlere yanıt vermiş.“Ne zaman ağırlığımız vardı ki!” diyerek.

Cüneyd Zapsu çok eski dostumdur. Dışardan bazıları için antipatik olsa da özünde sempatik bir adamdır. Ama bu söylediğinde çok yanılıyor. Cüneyd de gayet iyi biliyor olmalı ki, Türkiye’nin birkaç yıl öncesine kadar yurtdışında çok ciddi bir ağırlığı vardı. Hele hele Afrika’da, Asya’nın pek çok yerinde, Rusya’da, hatta pek çok Avrupa ülkesinde...

Bunu ben değil, o sıralarda o ülkelerde iş yapan, yapmaya çalışan işadamlarımız da çok iyi görüyordu. Bu ülkelerdeki Türk büyükelçileri, ABD büyükelçisinden sonra muhtemelen en etkili, en güçlü büyükelçilerdi. Bir telefonla o ülkenin tüm yöneticilerine, bakanlarına, hatta başbakanlarına, devlet başkanlarına ulaşabiliyorlardı.

Her türlü sorunu çözme konusunda son derece etkiliydiler. Pek çok yerde “Türkiye” deyince akan sular durmasa bile en azından yavaşlıyordu. Bu etkinin önemli bir bölümü AK Parti hükümetleri döneminde elde edilmişti. 2011’den sonra bu etkinin azaldığını, “zayıflamaya başladığını” gördük. 2013’ten sonra hızla erimeye başladı. Ve bazı ülkelerde hâlâ sürmekle beraber pek çoğunda yitip gitti.

Yani anlayacağın Cüneyd’ciğim, bir aralar çok ciddi “ağırlığımız” vardı.