Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına "Kudüs giderse Medine'yi koruyamayız. Medine giderse Mekke'yi koruyamayız. Mekke giderse Kabe'yi de kaybederiz" sözleriyle tepki gösterdi. Erdoğan, "Biz Türk milleti olarak daha son sözümüzü söylemedik. Ümmet olarak da son sözümüzü daha söylemedik." dedi.
Erdoğan, “Düzen bozuk olabilir ama bizim buna rıza gösterme mecburiyetimiz yoktur. Bu bozuk düzene karşı mücadele edeceğiz. Şayet tıpkı geçmişte hep yapılageldiği gibi 'otur' denildiğinde otursak, 'sus' denildiğinde sussak, 'ver' denildiğinde versek, 'al' denildiğinde alsak, inanın bana, bu saldırıların hiçbiriyle karşılaşmazdık ama biz şu veya bu gücün ne dediğine değil, sadece ve sadece Allah'ın ne dediğine baktık, sadece ve sadece milletimizin ne dediğine baktık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda "Necip Fazıl Ödülleri 2017" ödül töreninde konuşma yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Biz dik durmayı Necip Fazıl Kısakürek'ten öğrendik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "15 yıldır büyük Türkiye'yi, güçlü Türkiye'yi, kendisiyle birlikte tüm dostlarının, soydaşlarının, dindaşlarının, mazlumların ve mağdurların umut kapısı, güven kaynağı bir ülkeyi inşa etmenin gayreti içindeyiz."
Türk milleti olarak daha dünyaya son sözümüzü söylemedik.
Milyarlarca Müslüman olarak da son sözümüz henüz ağzımızdan çıkmadı. Her şeyin zamanı olduğu gibi bu büyük itilafın da zamanı var.
İnşallah en kısa sürede haksızlıkları elle düzelteceğimiz günleri de göreceğiz. Bunun ilk adımlarını Suriye'de atmaya başladık.
Tüm Müslümanların geleceğini yakından ilgilendiren oyunu biz bozduk. Şimdi de Kudüs üzerinden saldırı başladı. İlk adımları çarşamba günü attık.
Şunu biliyoruz; Kudüs giderse Medine'yi koruyamayız, Medine giderse Mekke'yi koruyamayız, Mekke giderse Kabe'yi kaybederiz. Medine giderse Kabe gider demektir. Kudüs giderse İstanbul, İslamabad, Şam gider demektir. Kudüs hepimizin haysiyeti namusu varlık gayesi demektir. Bu bozuk düzen gün geliyor hakları elinden alınan Filistinli olarak karşımıza çıkıyor. Gün geliyor bataklıklarda son nefesini veren Arakanlılar olarak geliyor. Arakan için orada cumhurbaşkanları, başkanlar beraber bizzat toplantı yaptık. Duyarsız kalamayız. Attığımız adımların neticesini alıyoruz.
Bizler millet, ümmet ve insanlık olarak tepemize inen gök kubbeyi daha fazla görmezden gelemeyiz. Düzen bozuk olabilir ama bizim buna rıza gösterme mecburiyetimiz yoktur. Bu bozuk düzene karşı mücadele edeceğiz. Şayet tıpkı geçmişte hep yapılageldiği gibi 'otur' denildiğinde otursak, 'sus' denildiğinde sussak, 'ver' denildiğinde versek, 'al' denildiğinde alsak, inanın bana, bu saldırıların hiçbiriyle karşılaşmazdık ama biz şu veya bu gücün ne dediğine değil, sadece ve sadece Allah'ın ne dediğine baktık, sadece ve sadece milletimizin ne dediğine baktık.”