Erdoğan, Brüksel’de yaptığı konuşmada, İsrail’in Hamas yetkililerini Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ‘rahatı’ için bırakmadığını savunarak, ‘Biz bu seçimleri Sayın Abbas’ı memnun etmek için yapmadık. Seçimler demokrasi kazansın diye yapıldı. Sonuçlarına Abbas da, dünya da katlanmalı’ dedi.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun davetlisi olarak Brüksel’de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Politikaları Merkezi’nde yaptığı konuşmada “sıra dışı mesajlar” verdi.
“Türkiye-AB İlişkileri” konulu konferansta yaptığı konuşmanın büyük bölümünü Gazze’ye ayıran Erdoğan, hem ABD’nin hem de AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan Hamas’a açık destek verdi.
Hamas’ın seçimle göreve geldiğinin altını çizen Erdoğan, “Eğer bu bölgede demokrasiye geçiş sağlanacaksa, o zaman buna yönelik olarak sandıktan çıkan neticeye ve bölge halkının iradesine saygı duymak gerekir” dedi.
AKP’yle paralellik
İsrail tarafından tutuklanan Hamas yetkililerinin Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın “rahatı” için serbest bırakılmadığının altını çizen Erdoğan, “Tamam da biz bu seçimleri Sayın Abbas’ı memnun etmek için yapmadık ki. Bu seçimler demokrasi kazansın diye yapıldı. Bunun sonuçlarına Abbas da, dünya da katlanmalı” diye konuştu.
Erdoğan’ın Hamas’ın durumuyla AKP arasında paralellik kurması da dikkat çekti. Erdoğan, “Biz seçim kazandığımızda Tayyip Erdoğan, ‘belediyecilik yapmış bir siyasetçi, Türkiye’yi yönetemez’ dediler. Ama dedikleri gibi olmadı. Halkımı karaladılar. Yeri geldi halkım için ‘göbeğini kaşıyanlar’ dediler, ‘bunlar cahil’ dediler, ‘anlamazlar’ dediler. Demokrasi, kaymak takımının ya da elitin değerlendirmeleriyle netice veren bir anlayış değildir.”
Erdoğan’ın verdiği diğer mesajlardan bazıları ise şöyle:
Medya savuması
Türkiye’de basına yönelik uygulama ve açıklamaları tartışma yaratan Erdoğan, Brüksel’de “özgür düşüncenin” önemine vurgu yaptı. Erdoğan, “Medya denince benim aklıma hür düşünce geliyor, özgür düşünce geliyor. Sipariş üzerine çalışan bir anlayışı düşünemiyorum” dedi.
Erdoğan, bazı gazeteler için boykot çağrısı yaptığı hatırlatılınca, “Recep Tayyip Erdoğan, medyaya sansür uygulamamıştır.
Teşkilatıma ‘Yalan yanlış haber yapan gazeteleri evinize sokmayın’ dedim. Medyanın yalan yanlış haber yapma yetkisi olduğunu düşünüyorsanız bu anlayışınıza saygı duyamam. Bizim basın ahlakıyla ilgili bildiğimiz şey, doğru haberciliktir” ifadelerini kullandı.
AB’yi muhalefet engelliyor
AB katılım sürecinin Türkiye açısından birincil önceliğe sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, 2009’un sıçrama yılı olacağını umduğunu söyledi.
Erdoğan, süreçte hızlı ilerlenmemesinin faturasını muhalefete kesti. “Muhalefet, tamamıyla AB’ye karşı. Karşı olduğu için de sürekli oyalıyor, engelliyor. Dolayısıyla istediğimiz hızda götüremiyoruz” diyen Erdoğan, AKP’nin bu süreçte yalnız olduğunu ifade etti.
İran'la ilişkiler
Erdoğan, Türkiye ile İran arasında komşuluk ilişkisi ve stratejik ilişki olduğunu belirterek “‘İran’la ilişkinizi kesin’ diyenlerin önce bunları değerlendirmesi gerek.
İran’la ilişki kesmek söz konusu değil ve olamaz. Kimse bu politikalarımızı belirleyemez. Türkiye kavim değil, kabile değil. Kendi kararımızı kendimiz veririz” diye konuştu.
Rum parlamentere sert çıktı
Başbakan Erdoğan, Avrupa’nın Dostları isimli kuruluşun düzenlediği toplantıda da konuşma yaptı ve soruları yanıtladı. Rum Parlamenter Mario Matsakis, Kıbrıs’taki Türk askerini “işgalci” olarak niteleyerek, Erdoğan’a “Türk askeri ne zaman geri çekilecek?” diye sordu. Matsakis, Başbakan Erdoğan soruyu yanıtlarken, sözünü kesti ve bazı el kol hareketleri yaptı.
Buna sert tepki gösteren Erdoğan ise şöyle konuştu: “Ne kadar güzel. Bak şimdi bak tam bir gazeteci gibi konuşuyorsun. Ben bir gazeteci gibi konuşmuyorum. Olayı yaşayan biri olarak konuşuyorum. Şansölye Merkel ne demiştir; ‘Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınması yanlış olmuştur.’ Başını istediğin kadar salla, bizim ülkemizde güzel bir laf var ama buraya uymaz, yakışmaz. Hiçbir zaman TSK, Türkiye işgalci değildir. Kardeşlerinin yanında garantör bir ülke olarak vardır. Yunanistan nasıl garantörse, Türkiye de orada garantördür. Bunu da böyle bilmelisin.”