Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kur, faiz ve enflasyon üçgeninde yaşanan dalgalanmalarla artan fiyatlar üzerinde sonrasında indirim yapmayan marketlere seslenerek, " Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız" dedi.
"Anlaşılan bazılar krizi fırsata çevirme sözünü yanlış anladı" diyen Erdoğan, marketlere yönelik olarak, "Zararına iş yap demiyoruz. Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi?" ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki birtakım kifayetsizlerdir" sözlerini sarf eden Erdoğan devamında, "Bunlar kendi ülkelerinin gücünü bilmedikleri inanmadıkları için hep birilerinin gölgesi altında ve emrinde hareket etmişlerdir" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki birtakım kifayetsizlerdir. Bunlar kendi ülkelerinin gücünü bilmedikleri inanmadıkları için hep birilerinin gölgesi altında ve emrinde hareket etmişlerdir. Kendi ecdadını ısrarla küçümseyen, karikatürize eden birisinin bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısı olması mümkün değildir. İşte bu kesimin sürekli diline doladığı hususlardan birisi de, sanayinin, teknolojinin üretiminin olmamasıdır. Bunlar sanıyor ki herhalde Türkiye Cumhuriyeti gökten indi.
"Avrupa sistemi, sömürü üzerine kurulu.
"Avrupa kimya bilimi, Osmanlı boya ustalarının sırrını çözünce taleplerine cevap verebilir hale gelmiştir.
"Bizim ecdadımız bırakınız geri olmayı 150-200 yıl öncesinde Avrupa'nın önünde yer alıyor. Elbette halkın yanında olmanın bir bedeli vardır. Osmanlı yapmaya ortak olmayarak bu bedeli ödemiştir.
Marketlere uyarı
"Kur, faiz, enflasyon üçgenindeki dalgalanması bazı kesimler iyi bir imtihan veremedi. Kurdaki dalgalanmalarla orantılı olmayan fiyat artışları her gün karşımıza geliyor. Bu ahlak dışı artışların ücretinde hep birlikte düşünmeliyiz. Devlet yapılanmalarla bu süreçte reel sektörün ve milletimizin üzerinde yükleri azaltmak için elinden geleni yapmıştır. Buna rağmen birilerinin fırsatçılık yapması çok üzüntü vericidir.
"Birilerinin 'piyasanın şartları' kılıfı ile fırsatçılığa yönelmesi gerçekten çok üzüntü vericidir. Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız.
"Herkesi insafa, vicdana ve ahlaka davet ediyorum.
Trump- Erdoğan görüşmesi
"Rusya ile kriz yaşadığımızda ihracatçımız yeni pazarlara yöneldi, böylece ihracatımız hep arttı. ABD Başkanı Trump '75 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalamalıyız' dedi. Dünkü görüşmemizde de bunu hatırlattı ve 10-15 milyar doları yeterli bulmadıklarını söyledi. Ben konuyu açmadan “Tersanecilikte ne kadar güçlü olduğunuzu biliyorum, demir-çelikte arkadaşlarımız çalışsınlar' dedi.
"İş dünyasının yanındayız ama spekülatiflerin karşısındayız. İçimizdeki kifayetsizlerin bir türlü anlamak istemediği bir diğer husus da, güçlü olmadan güvende olamayacağımızdır. Ülkemizin güvenliğinin sınırlarımızdan değil ötesinden başladığına inanıyorum. Yıllardır bu milleti içine kapatarak başına gelenlere rıza göstermeye mecbur bırakanlar bizim bu politikamıza karşı gelmeye çalışıyorlar. Birinci planda sınır ötesinde terörle mücadele ediyoruz.
"Yıllardır ülkemizi kendi içine kapatanlar bizim bu politikamıza engel olmaya çalışıyor. Zeytin Dalı harekatındaki şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Biz oralardaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemize en ufak saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. Tüm terör örgütleri bunun bedelini ağır ödüyor.
"Güçlü olmadan güvende olamayız, güvenliğimiz sınırlardan değil ötesinden başlar. Ülkemize en ufak bir saldırıda bulunanlar bedelini ağır ödeyecek. 20 mil sınırlaırmzıın ötesinde. Bu bizim için bir koridor. Yarın inşallah Rusya ziyaretimiz var. Değerlendirmeler yapacağız. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizi ısrarla bu bölgelerden uzak tutmak isteyenler terör örgütlerini palazlandırmak peşindedir. Bizi uzunca bir süre oyalayanların amaçlarının sınırlarımızı delik deşik etmek olduğunu daha iyi gördük.
"Suriye Suriyelilerindir. Bir an önce onu sahiplerine teslim etmenin çabası içerisindeyiz. Cin şişeden çıktı. Türkiye 16 yılda kat ettiği mesafeyle gerçek gücünün ve imkânlarına vardır. Her kim ki bu ülkeyi çeyrek asır öncesine döndürmek isterse karşısında milletimizi bulur. Bir moral bozma, karamsarlık aşılama kampanyasına dönüşenlerdir.
Kılıçdaroğlu'na tepki
"1 yıl önce söylenenleri hatırlıyorsunuz, Afrin’e girmeyin diyorlardı. Meğer bizi bir süre daha Afrin’den uzak tutmak istiyorlarmış. Münbiç’i güvenliğe alıp, sahiplerine teslim edeceğiz. İşte sınırlardayız. Bütün gücümüzle oralardayız.
"Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu bunlar bu. Bu en haldir. Bu ne durumdur? Şimdi aynı gerçekle Mümbiç'te ve Fırat'ın doğusunda karşı karşıyayız. Bizi özellikle buralardan uzak tutmak isteyenler terör örgütlerini iyice bilemek istemektedirler.
"Siz bize lojistik desteği verin, DEAŞ'ı biz buradan temizleriz' dedim Trump'a. Yeter ki siz bize lojistik destek verin. Türkiye özellikle Suriye’de kendisine verdikleri sözlerin tutulmaması sebebiyle çok bedeller ödemiştir. Obama verilen sözleri tutmadı. Artık ülkemize ve milletimize yeni bedeller ödemesine rıza göstermeyeceğiz. Güney sınırlarımızdaki Kıbrıs ve Ege'deki güvenlik sorunlarımızı çözerek, ekonomideki hedeflerimize yürüyüşümüzü hızlandırmakta kararlıyız. Kuzey Irak’taki gibi bir uygulamaya rıza göstermeyiz. Sınırı güvenli hale bizzat kendimiz getireceğiz. Sayın Trump’a ‘Siz bize lojistik destek verin, biz temizleriz’ dedim.