Gündem

Erdoğan, WSJ'ye yazdı: Uluslararası toplum ya bizim çabalarımıza katılmalı ya da sığınmacıları kabul etmeye başlamalı

15 Ekim 2019 08:49

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Wall Street Journal gazetesi için bir makale kaleme aldı. Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı'nın nedenlerini anlattığı makalede operasyona dünya kamuoyunun verdiği tepkileri eleştirdi. Erdoğan, "Sığınmacı kriziyle mücadele için başka bir planı olmayan uluslararası toplum ya bizim çabalarımıza katılmalı ya da sığınmacıları kabul etmeye başlamalı" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Wall Street Journal'da yayımlanan "Türkiye, diğerlerinin harekete geçmekte başarısız olduğu noktada adım atıyor" başlıklı makalesi şöyle:

"Suriye’de sivil savaşın başladığı 2011 yılından beri hiç bir ülke Türkiye’nin savaşın ardından gelen insani krize dair çektiği acıyı çekmedi. Biz, her ülkeden daha fazla olarak, 3.6 milyon Suriyeli savunmacıyı ülkemize aldık ve onlara eğitim, sağlık hizmeti ve barınma sağlamak için 40 milyar dolar harcadık. Bizim misafirperver kültürümüz uluslararası toplumdan çok az yardım alarak milyonlarca savaş mağduruna kapıları açmanın yükünü omuzlanmamızı sağladı.

Fakat bir noktada Türkiye limitine ulaştı. Yönetimim tekrarla, uluslararası finansal destek olmazsa sığınmacıların Batı’ya akın etmesini engelleyemeyeceğimizi söyledi. Bu uyarılar hükümetlerin sorumluluk almaktan kaçınmasıyla görmezden gelindi ve ifade edilen bir  gerçek,  tehdit olarak gösterildi.

Hükümetim uluslararası topluluğun harekete geçmeyeceği sonucuna vardı bu yüzden Suriye’nin kuzeyi için bir plan geliştirdik. Planı dünya liderleriyle geçen ay gerçekleşen Birleşmiş Milletler Genel Kurul’unda paylaştım. Planla aynı çizgide olarak Türkiye geçen hafta insani krizi sonlandırmak ve bölgemizde yaşanan düzensiz göçe neden olan şiddet ve istikrarsızlığın köklerine inmek için Barış Pınarı Harekâtı’nı başlattı. Sığınmacı kriziyle mücadele için başka bir planı olmayan uluslararası toplum ya bizim çabalarımıza katılmalı ya da sığınmacıları kabul etmeye başlamalı.

Barış Pınarı Harekâtı’nın bir parçası olarak Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye Mili Ordusu ile birlikte Suriye’nin kuzeydoğusunda bütün terör unsurlarını kaldıracak. Bu militanlar, aralarında 300 bin Kürt’ün de olduğu Suriyeli sığınmacıların evlerine dönmelerine engel oluyor. Bizim görevimiz simültane bir şekilde Kürdistan İşçi Partisi, PKK olarak bilinen terör örgütü, ile savaşmak aynı zamanda onun Suriyeli yakınları ve İslam Devleti ile. Türkiye’nin herhangi bir etnik ve ya dini grupla bir problemi yok. Bizim bakış açımızdan Suriye Arap Cumhuriyeti’nin terör örgütlerine üye olmayan bütün vatandaşları eşit. Biz özel olarak PKK’nın Suriyeli Kürtlerle özdeşleştirilmesine karşı çıkıyoruz.

Aynı şekilde Türkiye binlerce masum çocuğun ölümüne sebep olan IŞİD’in İslam ile bir tutulmasına da karşı çıkıyor. Suriye’nin kuzeydoğusundan hiçbir IŞİD savaşçısının ayrılmayacağını garanti ediyoruz. Yabancı terörist savaşçıların eşleri ve çocuklarının rehabilite edilmesi konusunda kaynak ülkeler ve uluslararası organizasyonlarla işbirliği yapmaya hazırız.

Türkiye’ye IŞİD’le savaşmanın erdemliliği konusunda ders veren aynı ülkeler 2014 ve 2015’te yabancı terörist savaşçıların akınını önlemek konusunda başarısız oldu. Belki adını vermeyeceğim belli bir Avrupa ülkesinin hükümeti dünyaya, 2014 yılında kendi ülkesinin bir ferdinin bavulunda atış mühimmatı ile İstanbul’a giden bir uçağa nasıl binebildiğini açıklamak ister. Aynı şekilde Fransa, Türkiye’ye silah satışını engelledi fakat neden bu zamana kadar terör saldırılarına yönelik tekrarlı uyarılarımızı görmezden geldi?

Türkiye’nin Suriye’nin kuzey doğusuna operasyonunu 'işgal ' olarak nitelendiren Arap Ligi ülkeleri bazı sorulara cevap vermeli. Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıları memleketleriyle bir araya getirme çabalarından bu kadar mutsuzlarsa, kaç savaş mağduru kabul ettiler? Suriye’de insani krizi bitirmek için çabalara ne kadar katkı sağladılar? Arap insanının gerçek düşünce ve hislerini yansıtmayan Arap Ligi’nin hiç bir meşruiyeti yoktur.

Uluslararası toplum, bütün bir bölgeyi istikrarsızlık girdabına sürükleyerek Suriye krizini engelleme şansını kaçırdı. Birçok ülke krizin düzensiz göç ve terör saldırıları gibi olumsuz sonuçlarıyla başa çıkmak zorunda kaldı. Barış Pınarı Harekâtı Türkiye’nin Suriye’deki vekalet savaşlarını sonlandırması ve bölgeye barış ve istikrar getirmesi için ikinci bir şans. Avrupa Birliği ve dünya, Türkiye’nin yapmaya çalıştığı işi desteklemeli."