MHP Ankara Milletvekili Prof. Özcan Yeniçeri, çözüm sürecine eleştiriler yöneltirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Gezi olaylarına nefretle, PKK'ya ise sempatiyle baktıklarını ileri sürdü.
MHP'li Özcan Yeniçeri, bölgede Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk ve otoritesinin bittiğinin açığa çıkmaması için AKP ve PKK’nın çözüm sürecini kullandığını söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kobani’den gelen 130-180 bin insan bağrına basmasına rağmen yaşananlara dikkat çeken Yeniçeri, “Dağdaki teröristler oldu kurtarıcı melek, TSK bir suç örgütü olarak tarif edilmeye başlandı” diye konuştu.
Prof. Özcan Yeniçeri’nin T24’le güncel konulara ilişkin değerlendirmeleri şöyle.
'Bölgede PKK'ya rağmen ülke politikaları uygulamak mümkün değil'
"Bölgede, Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk ve otoritesinin bittiğini açığa çıkmaması için AKP ve PKK çözüm sürecini kullanmaktadır. Bölgede bugün PKK'ya rağmen ülke hukuku ve politikalarını uygulamak mümkün değildir. Hükümetin PKK’dan beklediği ve telkin ettiği ayrışmanın mümkün olduğu kadar gecikmesinden ibarettir.
Bir taraftan basın toplantıları, diğer taraftan televizyon programlarında ve TBMM’de durumun nereye gittiğini halka anlatmaya çalışıyoruz.
Bugün neredeyse PKK terör örgütü diyemeyen bir İçişleri Bakanı var. Okulları yakanlara söz söyleyemeyen bir Mili Eğitim Bakanı var. PKK'nın kural tanımayan yasa tanımayan tavırlarını, demokratik hakmış gibi gören bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan var. Hükümet doğrudan doğruya ülkenin bölünmesine Bağımsız Birleşik Büyük Kürdistan’ın kurulmasına giden bir yapıyı halkın önüne çaresizlik içinde dayatıyor görüntüsündedir. Olanı biteni bütün imkânları kullanarak halka anlatıyoruz. Halktan alınacak destekle bu politikaları tersine çevirmek lazım. Türklerin, Kürtlerin ayrı hukuku, Türklerin ayrı, Kürtlerin ayrı vatanı yok ki?"
'Hükümet kendisine küfreden Osman Baydemir'e işlem yap(a)madı'
"Karakol yapımını bahane ederek yol kesip araç yakıyorlar. Elektrik kesintilerini gerekçe göstererek elektrik idarelerini yağmalıyorlar. HES inşaatlarını ileri sürerek şantiyeleri ateşe veriyorlar. Adam kaçırıyor, korucu öldürüyor, vatandaşları yargılıyorlar. Okulların açılmasıyla birlikte de ana dilde eğitimi bahane ederek okulları ateşe veriyorlar. Bölücüler yasa tanımadıkları için bir çok olayı rahatlıkla yaparken; Batıda orada yapılan olayların hiç birini yapmayı dahi akıllarından geçirmiyorlar. Batı’da birileri böyle bir şey yapmış olsa, soruşturmadan, kovuşturmadan ve içeri atılmadan kendini kurtaramaz. Tipik bir örnek vereyim: Adana Belediyesinin eski başkanı Aytaç Durak’ı bir kalemde görevden alan hükümet kendisine küfür eden Diyarbakır Belediye eski Başkanı Osman Baydemir hakkında hiçbir işlem yap(a)madı. Bugün fiilen Diyarbakır’ın Hukuku ile Adana’nın hukuku birbirinden ayrılmıştır."
'PKK, silahla sivil alanlara nüfuz edecek fırsat olarak görüyor'
"PKK, hiçbir zaman AKP’nin büyük anlamlar yüklediği “çözüm” denilen sürece, kendisinin varlığını sona erdirecek ya da silahsız/şiddetsiz bir dönemde kendisini anlamsız kılacak bir olgu olarak bakmadı. Aksine PKK bu süreci, devleti zaafa uğratacak, kendisini meşrulaştıracak, silahla sivil alanlara nüfuz edecek bir fırsat olarak gördü. Bunun gereğini de yapıyor.
“Çözüm süreci”nin, AKP’nin söylem ve siyasi bir manevra alanı olmanın ötesinde bir anlamı da kalmamıştır. Suriye’deki son gelişmeler, AKP’nin ‘çözüm süreci varmış gibi’ davranmasının da sonunu getirecektir!"
'Medya bölücü şiddeti normalleştiriyor'
"Bu arada televizyon, basın, bölücüler ve onlara eklemlenmiş siyasi çevreler PKK’nın gerçekleştirdiği şiddeti normalleştirici açıklamalarda bulunuyor. PKK okulları ateşe veriyor, malum çevreler bu şiddeti lanetleyecek yerde ana dilde eğitimin neden olması gerektiğinden söz ediyor. Bir kısımları da kanun/devlet tanımazlık, şiddet ve terörist eylemleri, dil ucuyla eleştirerek ‘olmazsa iyi olur’ türünden sözler ediyor. Medya resmen bölücü şiddeti masumlaştırıyor, gerekçelendiriyor ve normalleştiriyor."
'Cumhurbaşkanı ve başbakanın Gezi ve PKK üslubuna bakın'
"Bölgede PKK’nın silahla kendi otoritesini, kendi eliyle inşaa ettiği görülüyor. Devletinde giderek bölgede küçültülerek çekildiği görülüyor. Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü tehdit edici bir durumla karşı karşıyayız. Bu arada cumhurbaşkanı ve başbakanın üsluplarına bakın. Gezi olaylarından bahsederken yüzlerindeki nefrete, PKK’dan bahsederken sözlerindeki sempatiye bakınız. Gezi Olaylarını ‘yabancılarla işbirliği ve onların uzantısı’ olaylar olarak tanımlıyorlar. PKK’yı ise devletin ve sistemin ürettiği masum bir yapı olarak anlatan tavır içindeler. Bu tavırlardan alınacak dersler vardır."