Politika

Erdoğan: Öcalan'la görüştüğümü ispat edemezseniz şerefsizsiniz

Erdoğan, Öcalan'la görüşme iddialarıyla ilgili sert konuştu. Erdoğan iddialarınızı ispat etmezseniz 'şerefsizsiniz' dedi.

05 Eylül 2010 03:00

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Kazlıçeşme’de düzenlenen mitingde halka seslendi. Konuşmasında yargının bağımsız olması gerektiğini belirten Erdoğan, Öcalan'la görüşme iddialarıyla ilgili sert konuştu. Erdoğan iddialarınızı ispat etmezseniz 'şerefsizsiniz' dedi. İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları:


 
Bayramda 3 gün İstanbul’da sizlerle birlikte olacağım. Bayramı birlikte geçireceğiz. İleri demokrasi isteyenler evet diyor. Çetelere dur demek isteyenler evet diyor.


 
Önünüzde iki seçenek var. Bir tarafta darbe anayasası. Bunu sandıklara gömeceğiz değil mi? Bir tarafta milletimin anayasası. Güzellik burada zaten. Çünkü kayıtsız şartsız egemenlik milletindir. Bunu tartışmak olur mu?
 


Son gece kaset oyunlarıyla bize fatura kesmek istediler. Soruldu “aday değilim” dediler. Genel başkanıyla evinde kol kola fotoğraf çektirdiler. Ama aradan 24 saat geçti bir de baktık ki “adayım” dediler. Bu nasıl dürüstlük. Söz ağızdan bir kere çıkar.
 



CHP’ye afiş cevabı


 
Sayın Kılıçdaroğlu bize dürüstlük dersi verme. 24 saat önce farklı 24 saat sonra farklı konuşuyorsun.


 
Başörtülü kardeşlerimin kıyafetini rahibelere benzettiler. Utanmadan sıkılmadan hükümet görevini yapsın dedi. Hükümet onun talimatıyla değil ama eşeği sağlam kazığa bağlamak amacıyla görevini yaptı ve bunun Avcılar Belediyesi tarafından yaptırıldığı ortaya çıktı.


 
Bize gelip dürüstlük dersi verme. Bu sizin ilk yanlışınız değil. İçişleri bakanımız açıklamayı yaptı. Senin şimdi milletten de bizden de özür dilemen gerekir. Ama bu bir cibilliyet meselesi. Sen kalkacaksın bu ülkede benim başörtülü kardeşime rahibe benzetmesi yapacaksın.




 
AKP anayasası değil


Biz istiyoruz ki devlet karşısında hiç kimse kendini ötelenmiş hissetmesin. Etnik kökeninden dolayı hor görülmesin. Zengine ayrı fakire aykırı hukuk olmaz. Zayıf için ayrı güçlü için ayrı muamele olmaz.


 
Ak Parti kendi Anayasa’sını yapıyor diyorlar. Biz CHP’ye gittik mi? Gittik. MHP’ye gittik mi? Gittik. Allah aşkına bunlar devlet ciddiyeti nedir bilenlerden değil. Bunlara devlet falan asla teslim edilemez.




 
Bu bağcı sizin dayağınızı yemez


Enteresan sayın Toptan yazı yazdı ve bu yazıya CHP biz üye vermeyiz dedi. Biz orada bile nasıl davrandık biliyor musunuz? Biz parlamentonun yüzde 65’ine sahibiz. Bu halde biz iki üye vereceğiz, 99 tane üyesi vardı CHP iki üye verecek, 60 küsür üyesi olan MHP iki üye verecek, BDP iki üye verecek. Buna rağmen yine kaçtılar. Bunların uzlaşma dilinde, uygulamada yok. Bunların derdi üzümü yemek değil, bağcıyı dövmek. Ama kusura bakmayın. Bu bağcı, sizin dayağınızı yiyecek bir bağcı değil.  Milletin dışında kimse bu bağcıya dayak atamaz.
 


Gazetelerin arkasında her gün bir maddenin ilanları çıkıyor. Mevcut madde nedir, ne olması gerekir onu açıklıyoruz. Muhalefet diyor ki o kadar parayı nereden buluyor?
 



Sayın Bahçeli sen kullanmadın mı?


Ey CHP, ey MHP sen hazineden para alıyor musun? Ben de hazineden para alıyorum. Bu paralarla yapıyoruz. Sen bu paraları nerede harcıyorsun bilemem. Ama ben burada harcıyorum. Diyor ki devletin arabasıyla geziyor. Evet bugüne kadar böyle gezdim. Bu bana yasayla verilen bir hak. O araç gereçler makama tahsislidir. Fakat bunu bile saptırıyorlar. Devletin imkanlarını kullanıyorlar diyorlar.
 


Siz devletin 3.5 yıl başında oldunuz sayın Bahçeli? Sen bunu kullanmadın mı Sayın Bahçeli?




Senden kafatası milliyetçiliği olur


 
Bunlar milliyetçiyim diyorlar. Senden olsa olsa anca kafatası milliyetçisi olur. Sizden devraldığımız iktidarda, merkez bankamızın kasasında 26.5 milyar dolar vardı. Türkiye’nin milli bankasına bu yakışır mı? Şimdi ne var? 75 milyar dolar var. Farkımız bu. Halep oradaysa arşın Kazlıçeşme’de.


 
Nemalar diye bir olay vardı. Yani işçilerden memurlardan kesilen para. Ne kadar kesildi? 13.5 katrilyon. İktidara geldik önüme getirdiler. Dediler ki böyle böyle borcumuz var. Dedim ki devlet işçisine memuruna borçlu olur mu? Hemen sendikalarla masaya oturduk. 13.5 katrilyonu biz ödedik biz.


 
Şu anda Türkiye’nin büyüme hızı yüzde 11.7 oldu. Yani dünyada dördüncüyüz, Avrupa’da birinciyiz. 





Bono kahkaha attı



 
Yargı bağımsız davranacak. Davrandın davrandın. Bana davrandın. Çünkü ben bizzat bunun bedelini ödedim. Yargıtay’da belli bir mezhebi grup, bu noktada öyle yaklaştı. Yaptığım neydi benim? Yalnızca bir şiirdi, bir şiirin bedeliydi.



Az önce U2 Bono ziyaretime geldi. Yahu sen neden dolayı girmiştin içeri. Dedim bu konudan dolayı. Kahkahayı bastı.


 
Diyarbakır cezaevinde, Mamak’ta Sincan’da bunların hepsini biliyoruz. Bizi de Metris’e uğrattılar, Selimiye’ye uğrattılar. Biz de oralardan geçtik. Orada özgürlüğün tadını aldık. Demokrasi öğrendik. Bunlar muhtar bile olamaz diyorlardı.



 
Silivri'de avukat, İstanbul'da demokrat olamazsın


1960 Anayasa’sına kim çanak tuttu? CHP. 28 Şubat’ta kim dut yemiş bülbüle döndü? CHP. 27 Nisan bildirisinin altına imzamızı atarız. Kim dedi? CHP. Yargıyı nasıl siyasallaştırdıklarını biliyorsunuz. 12 Eylül’de hayır çıkması için İmralı’yla anlaşmayı konuşan, yargıçlara kimse kendi noktasından tek söz etmiyor. Sen siyasi partisin, sen ana muhalefet partisisin. Sen Silivri’de avukat İstanbul’da demokrat olamazsın.

 
Şu lafa bak. Kendisine diyorum ki, Anayasa Mahkemesi’ni ana muhalefet mahkemesi haline getirdiniz.

 
Çıkmış diyor ki ben darbe tanklarının önünde dururum. Geç geç. Özgürlüklerin önüne mayın döşerken, özgürlükten yana olamazsın.  Bizler bu yola çok farklı çıktık. Sekiz yılda çok ciddi mesafe aldık. Ben CHP’li kardeşlerime diyorum ki bu tutarsızlıkları görün.



 
İspat edemezseniz şerefsizsiniz


İddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın bir terörist başıyla, masaya oturduğunu, anlaştığını ispat edemezsiniz şerefsizsiniz. Biz şu sekiz yılda verdiğimiz mücadelede, bir Yüksekova’da Şemdinli’de mücadele verirken, bunlar Ankara’dan terör örgütüne destek yağdırıyorlar. Terörü konuşalım dedik. Randevu istedik evet demediler.


 
Bazı satılık gazetelerimiz var. Yalan uydurma haberlerle iftira kampanyalarınızı biliyoruz. Bunlara sadece sabrediyoruz. Yargıdan aldığımız cevaplar belli. Yargı ne diyor biliyor musunuz? Siyasetçi bu hakaretlere alışmalı diyor. Bunlar ağır eleştiri sınıfına girer diyor. Hakaret demiyor. Peki aynısını ben sana yapsam o zaman ne diyeceksin? O zaman ben siyasetçi değilim diyeceksin. O zaman diyorum. Çıkar cübbeyi çık meydana. Ayıptır yahu. Bu ülkenin Başbakan’ına kalkıpta Türk’üm demekten kaçınan bir Başbakan hakaretini bir yargı mensubu olarak nasıl yakıştırabiliyorsun?


 
Mücadelemi ülkem için verdim. Dünyanın dört bir yanında ne için verdik? Bunlar dürüst davranmıyorlar. Ama bilesiniz ki o verdikleri kararlar, 1960 mahkemesine Menderes’i idama götürenler gerekçe yazamadılar. Dedikleri şuydu: Bizi buraya getiren irade böyle istedi, böyle yaptık dediler.