Gündem

Erdoğan, Obama'ya Filistin sözlerini hatırlatacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler toplantılarına katılmak için gideceği ABD'ye hareketinden önce

19 Eylül 2011 03:00

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’ye hareketinden önce, hem Türkiye’deki gündeme hem de ABD’deki programına ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan, PKK- MİT görüşmesinden, Kıbrıs Rum kesiminin petrol arama çalışmalarına,  Filistin’in BM’deki konumundan, Mavi Marmara raporuna, Kürecik’teki radar üssünden, Suriye’deki duruma kadar bir çok konuda görüşlerini iletirken, ABD’deki temaslarında izleyeceği politikalar hakkında da bilgi vermiş oldu. Başbakan Erdoğan Filistin için Vatikan benzeri bir devlet yapısı önerisinden bahsederken, geçen yılki BM Genel Kurulu'nda ABD Başbkanı Barack Obama'nın "Filistin'i burada devlet olarak görmek istiyoruz" şeklindeki sözlerini hatırlattı ve "Şimdi görüşlerinin değişmesine neden olan gelişmeleri soracağız" diye konuştu.


Birleşmiş Milletler toplantılarına katılmak için gideceği ABD'ye hareketinden önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan'ın konuşması özetle şöyle:

Bölgemizde ve dünyada yaşanmakta olan bu değişim süreci içerisinde, artık bölgesel ve küresel aktör olan Türkiye’de bu süreci yakından takip etmektedir.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu yılki genel kurul toplantılarına BM’nin tüm üyelerinin katılması bekleniyor. Ülkelerin büyük çoğunluğunun devlet ve hükümet başkanı düzeyinde temsil edileceği BM Genel Kurulu görüşmelerinde, ülkemiz ve dünya için önemli konular görüşülmesini bekliyoruz.

Başlıklara baktığımızda oldukça yoğun bir gündemi görüyoruz. Somali’deki tarifsiz insanlık dramı devam ediyor. Ortadoğu’daki değişimler sürüyor. Yeni bir ekonomik krizden bahsediliyor ve bu da tedirginlik yaratıyor.

Terör Türkiye’de dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde hala masum insanların haklarına kast ediyor. Filistin, layık olduğu konuma erişmek için BM üyeliği arayışı içerisinde. Bunların her birisi dünyamızı ve Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.

Başta ABD Başkanı Obama ve BM Genel Sekreteri olmak üzere yabancı devlet ve hükümet başkanlarıyla çok sayıda görüşmeler yapacağım. Bu görüşmelerde İsrail’in saldırısını aklamaya yönelik malum rapora tepkimizden, Türkiye’nin 2015-16 döneminde yeniden ilan etmiş olduğu adaylığa kadar dış politika konumuzu gündeme getireceğim.

BM Genel Kurulu münasebetiyle ABD’ye yapacağım ziyaret vesilesiyle, dünyanın değişik bölgelerinden önemli basın yayın kuruluşlarıyla da orada mülakatlarım olacak.



PKK-MİT görüşmesi?  


'Devletin görevlisi MİT Müsteşarı herkesle görüşme yapar. Sadece terör örgütü mensubuyla değil, başka biriyle de yapar. Niye? Çünkü iz sürecektir, suçluyu tespit edecektir. Onun görevi bu zaten ve benim özel temsilcim olarak da giden yine devlet görevlisi olarak müsteşar yardımcılığı döneminde göndermişimdir, bir devlet görevlisidir. Kimle gitmiştir yine MİT müsteşarıyla beraber gitmiştir. Bunlardan kaçan birisi değilim ki bunları söyleyen, söylemiş birisiyim. Ve bunu göğsümü gere gere yine söylüyorum. Dün de söyledim, bugünde söylerim, yarında söylerim. Devlet böyle bir kurumdur ama her zaman söylüyorum 3 tane 5 tane koyun gütmemiş bir adamdan bu ülkede siyasetçi olmaz. Bunların durumu bu bunlar bu işi anlamaz. Ben söyledikleri sözleri kendilerine iade ediyorum. Lütfen önce hükümet nedir, devlet nedir? Bunu öğrensinler her ikisi için de.


Diğer konuya gelince nereden sızmıştır, nerden sızmıştır, bunun incelemelerini MİT yapmıştır, yapmaktadır. Bu tür şeyleri MİT, bütün kamuoyuyla paylaşma durumuna girmesin. Ama kimse de bunun üzerinden istihbarat teşkilatımızı vurmaya yeltenmesin.



Petrol sondaj çalışmaları



Tabi Güney Kıbrıs’ın İsrail ile hatta hatta Yunanistan ile burada ekonomik bölge ilan etmek suretiyle böyle bir adımı atmış olması bir defa daha önce de ifade ettiğim gibi, biz de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile bu adımı atmış vaziyetteyiz ve çok kısa bir süre içerisinde, bu hafta olması mümkündür, biz de bu çalışmaları başlatacağız. Münasır ekonomik bölge olarak ilan ettikleri yerde farklı çalışmalarımız da var. Gerek askeri, gerek fırkateynlerimiz,  gerek hava kuvvetlerimiz ile sürekli kontrol altında. 


ABD'den predatorların istenmesi


'Bu yeni bir süreç değil. Bizim Amerika ile özellikle bu predatorlar konusundaki talebimiz yeni değil. Talebimiz kendilerinden yaklaşık 2 yıllık bir taleptir ve bu konuyla ilgili olarak o talebimiz devam etmektedir. Eğer ABD bu konuda predatorları verirse, biz bu predatorları alacağız. Bu tabii bölgenin barışı için çok çok önemli. Hele hele bu radar üssünün konulmasından sonra daha da bunlar önem arz edecek. Genelde çevreyi kontrol etme bakımından gene önemli. Orada tabii bu görüşmemizde tekrar gündeme getireceğiz.


'Obama'nın geçen yılki sözlerini soracağız'


Sayın Obama ile yarın Türkiye saati ile gece saatleri diyebileceğimiz bir anda görüşmemiz olacak. Bu görüşmede bölgeye yönelik tüm konuları tabii ele alacağız. Suriye'de bunlardan bir tanesi. Fakat burada Filistin konusu önem arz ediyor. Çünkü Filistin ile ilgili Amerika bugüne kadar hep iki devletli bir yapıyı savunmuşken, hatta geçen yıl Sayın Obama konuşmasında 'önümüzdeki yıl Filistin devletini burada, bu sıralarda göreceksiniz' demiştir. Fakat şimdi takındıkları tavrı anlamakta biz zorlanıyoruz. Bizde şimdi geçtiğimiz yılın tutanağını onlara sunacağız. Diyeceğiz böyle bir tutanak var, bunu neyle izah edeceksiniz? Bir senede ne oldu da ne değişti? Yıllar yılı sizin dünyaya telkininiz buydu, 'iki devletli bir Filistin' diyordunuz, 'İsrail, Filistin' diyordunuz. Şimdi niçin böyle oldu?


Şu ana kadar 130'u aşmış durumda, Filistin Devleti'ni kabul eden ülke sayısı. Tabii burada bir silsile var ve bu silsilenin birinci derecede BM Güvenlik Konseyi'nden geçmesi süreci. Temenni ederiz Amerika açıklamamış olduğu düşüncesini yeniden gözden geçirir, yeniden bir değerlendirme yapar. Aksi takdirde Filistin müracaatını oraya yapacak, ne kadar zamanda, hemen anında cevap verir, vermez tabii bunu bilemeyiz. Bu uzar mı, uzamaz mı bunu da bilemeyiz. Ama bizler Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Sonuna kadar biz de onlarla beraber bu süreci takip edeceğiz.


Olumlu veya olumsuz kararı verdikten sonra işin BM Genel Kurulu süreci var. Eğer olumsuz bir karar çıkarsa, bu defa BM Genel Kurulu'na gelmiş olacak. BM Genel Kurulu'nda bu iş gündeme gelecek. BM Genel Kurulu'nda şu andaki söz verenler gerçekten sözlerinin arkasında dururlarsa buradan netice almak, yani Vatikan türü bir devlet şeyini (yapısını) yakalamak mümkün ki İsrail'i bu bile ciddi manada şu anda rahatsız ediyor. Çünkü bununla Filistin bir çok hakları elde ediyor, bu hakları elde etmesi de tabii ciddi manada İsrail'i dolayısıyla herhalde Amerika'yı da rahatsız ediyor. Biz bu noktada umutluyuz. Ve sonuna kadar bu desteği veren bir çok ülkeler var. Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde de var. Arap Lig'i kesin. İslam Konferansı Örgütü üyeleri bunlar kesin. Afrika Birliği üyesi ülkeler ciddi bir sayıda bu işe destek veriyor. Latin Amerika ülkelerinin içerisinde çok ciddi destekler var. Bu süreci destekleyeceğiz, desteklemeye inşallah devam edeceğiz.



Kürecik'teki radar üssü


Biz bir NATO ülkesiyiz. Malatya Kürecik'te daha önce NATO'nun böyle bir üssü var mıydı? Vardı. Şimdi aynı yerde yeniden böyle bir radar üssü kuruluyor. Yapılan nedir? Yapılan şudur; 'efendim bu İsrail'i korumaya yöneliktir'. İsrail NATO'nun bir üyesi, mensubu değil. Bu geçmişte olsaydı aynı zihniyet, aynı kafa bu defa ne diyecekti? 'Rusya'ya yöneliktir'. Değişen bir şey yok. Şimdi de ne diyor? 'İran'a yöneliktir, İran'dan yapılacak saldırıya yöneliktir'. Bunu farklı olarak değerlendirmek, düşünmekte mümkündür. Türkiye için de aynı şey değerlendirilemez mi? Yani Türkiye'nin şu anda radar üsleri noktasında böyle bir şeye ihtiyacı olduğunu niye değerlendirmiyorlar?... İşin bu yanını niye düşünmüyorlar?

Burada kurulan füze kalkanı değildir, o Polonya'dadır. Buradaki bir radar üssüdür. Radar üssünü korumaya yönelik eğer NATO oraya füze yerleştirecekse, savunma füzesi, o ayrı bir konudur. Ama şu anda gündemimizde öyle bir şey de yok. Sadece şu anda radar vardır. Ama daha sonra eğer savunmaya yönelik füze düşünülürse, o ayrı bir konu. Ama şu andaki gündemde, programda o yok, onu da özellikle açıklamak istiyorum. Kalkana gelince, füze kalkanı o Polonya'dadır. Burada böyle bir şey kesinlikle gündemde değildir. Ve bu iki taraflı bir anlaşma değildir, tamamen NATO'ya yönelik. NATO'nun bir programıdır, bunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Ve daha önce değişik teklifler gelmiştir. Erzurum denmiştir, Diyarbakır denmiştir, Adana denmiştir. Bir çok yer bu konuda incelenmiş ama Kürecik'te daha önce böyle bir uygulama olduğu için en uygun yerin orası olacağı üzerinde karşılıklı olarak mutabık kalınmış ve orada radarın yerleştirilmesine karar verilmiştir.