12 Ekim 2016 14:34
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda yaşayan tasfiyeleri değerlendirerek "Öyle olaylar vardır ki şer zannedersiniz hayır vardır. İşte 15 Temmuz bize böyle bir imkanı lütfetti. Zaman zaman 'Mağdurlar var' deniyor. Kardeşlerim kusura bakmayın mağdur falan yok" dedi. Erdoğan, "Bütün mesele yargı, kolluk kuvvetleri ile birlikte burada samimi davrandığı sürece mağdur falan yoktur. Samimi davranmıyorsa ilgili yerlere müracatla hakları iade edilir. Burada bazı hatalar olabilir, ama bizim 241 şehidimin hesabını kim verecek?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen hâkim ve savcıların kura töreninde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Biliyorsunuz 15 Temmuz Fethullahçıların ilk darbe teşebbüsü değildir. 15 Temmuz bu ihanet örgütünün TSK içinde gizlediği mensupları ile başlattığı bir darbe teşebbüsüydü. FETÖ ilk hamlesini 17-25 Aralık'ta yargı ve emniyet içindeki elemanları aracılığıyla yapmıştı, 15 Temmuz'da olduğu gibi 17-25 Aralık'ta da milletten aldığımız güçle onları başarısızlığa uğrattık. Üzgünüm, bu milletin vergileriyle, gayretiyle, helikopterleri, tankları yine bu milletin evlatlarına kurgun sıkılmasına... Sevinçliyim yine bu millet ne bu helikopterlere, tanklara, hiçbir şeye daha önce apoletler görüldüğü zaman selam duranlar gibi durmadı.
Ya bütün yargı mensupları, bütün bu camia mesajlarını yayınlamak suretiyle "Yaptığınız bu eylem hukuka, yargıya, anayasaya aykırıdır" diyerek anında tutuklama operasyonlarını başlattı. İşte milli iradenin tecellisi budur. Bu tecellinin ayakları olarak yasama, yürüme, yargı organları hepsi kilitlendi. Yasama organı, üzerlerine bombalar yağarken parlamentoda toplandılar. İşte bu demokrasiye bağımlılıktır. Siz bu mücadelenin haysiyetli duruşunu gururla temsil ettiniz, onun için sizleri ayrıca kutluyorum.
Eğer Türkiye 15 Temmuz gecesinin ardından bir kaos yaşamadıysa, bunu 17-25 Aralık girişiminin önüne geçilmesine de borçluyuz. Gerekli operasyonları yapmamış olsaydık 15 Temmuz'un rengi çok daha farklı olabilirdi. Darbenin bastırılması bu kadar etkili gerçekleşmeyebilirdi. Rabbimizin yardımı, milletimizin iradesi sayesinde ikinci kurtuluş savaşı olarak gördüğümüz bu mücadeleden başarıyla çıktı.
Darbe girişiminin ardından devletten FETÖ terör örgütü mensuplarının temizlenmesi bakımından da en hazırlıklı yerin adalet kurumlarımızın olduğunu gördük, meslekten uzaklaştırılan ancak yapılan inceleme neticesinde haklarındaki iddiaların mesnetsiz olduğu anlaşılan 198 hâkim ve savcı görevlerine iade edilmiştir. İnşallah siz de atanacağız bu kutlu mücadelenin bir neferi olacaksınız.
Sizlerde beklentim; FETÖ başta olmak üzere milletimizin adalet beklediği her noktada hukuk çerçevesinde vicdanınıza sesini dinleyerek karar vermenizdir.
Sizin şahsi inanınız, ideolojiniz ne olursa olsun kararlarınızı anayasaya göre, hukuk kapsamında vicdanınızın sesine göre vermeniz gerekiyor. 40 yıllık siyasi yaşamım içerisinde, özellikle son 15 yıl başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde vicdanının yerine FETÖ üyelerinin yaptığı gibi bir şarlatanı ikame ederseniz oradan adalet çıkmaz. Çok açık ve net söyleyeceğim. Biz, irademizi hakka teslim etmek zorundayız, irademizi kalkıp da birilerine ipotek olarak verirsek yanarız. Böyle bir şey olamaz. Onun aklı varsa onun iradesi varsa, onun ilmi varsa siz bu alanlarda bileceksiniz ki "Allah'ın bana verdiği irade ve akıl var. Öyleyse ben kendi irademle burada hükmedeceğim" diyeceksiniz. Yok şöyle durun bakalım, yer var oraya soralım da kararımızı sonra verelim... Böyle adalet olmaz. Onun yüzünden on binlerce insan bu ülkede yandı. 15-20 yıl hapishanelerde çürüyen vatandaşlarımız var, şimdi bunların düzeltilme fırsatını yakaladık işte bunların iyi değerlendirilmesi lazım.
Öyle olaylar vardır ki şer zannedersiniz hayır vardır. İşte 15 Temmuz bize böyle bir imkanı lütfetti. Zaman zaman "Mağdurlar var" deniyor. Kardeşlerim kusura bakmayın mağdur falan yok. Bütün mesele yargı, kolluk kuvvetleri ile birlikte burada samimi davrandığı sürece mağdur falan yoktur. Samimi davranmıyorsa ilgili yerlere müracatla hakları iade edilir. Burada bazı hatalar olabilir, ama bizim 241 şehidimin hesabını kim verecek?
Benim şurada özel harekatta aslan gibi 56 tane yavrumun şehadetinin hesabını kim verir? Sadece şu külliyenin etrafında 20 şehidimin hesabını kim verecek? Kazan'da, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehit olan 39 kişinin hesabını kim verecek? Hala bakıyorum birileri bir şeyler söylüyor. Az önce değerli bakanım da ifade etti. Şu makama gelenler şüphesiz hem tarafsız hem bağımsız olacak. "Bu kadar ismi nereden biliyorsunuz, nasıl oldu da hemen içeri aldınız" diyorlar. Biz devletiz diyorlar. Burası Çatladıkapı muhtarlığı değil ki? Nerede, kim, ne yapıyor diye devletin istihbaratı bilmiyorsa kusura bakmasın. Sen kalkacaksın ABD'de senin savcıların FETÖ örgütü sayesinde burada yedirilecek, içirilecek sonra ülkene dönecek sonra bir Türk vatandaşı ülkene girerken alacaksın, 6 aydır orada tutacaksın yargılamayacaksın. "Darbeye kalkışan o kişiyi niye hesaba çekmiyorsunuz" diye sorduğumuzda böyle böyle burada tarafsız yargı var. Kusura bakma, bizde senden daha tarafsız bir yargı var. Kendimizi bilmezsek gücümüze inanmazsak kimse bu ülkeyi takdir etmez.
ABD'ye FETÖ'nun iadesi için 85 koli dosya gitti, hala gönderiliyor. Bakanımız şimdi gidecek, bakın onlar istediğinde biz veriyoruz, biz böylesine bir teröristi istediğimizde vermiyorlar. Neymiş yargı varmış, mahkeme kararı varmış. Gün ola harman ola, aynı şey burada da olabilir. Aynı şeyi istediklerinde biz de size havale edeceğiz, siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz Bundan sonra böyle. Eğer bu ülke ülkendeki bir kişiyi terörist ilan etmişse vereceksin, vermiyorsan su kaçağı vardır. MGK kararıyla bir kişiyi terör örgütü ilan ediyorsak buna dünyanın her kesimi kulak kabartması lazım. Bunun yargı sürecini de isteyen ülkeye havale edersiniz. İngiltere yapıyor, sen niye yapmıyorsun? Sen de yapıyorsun. İngiltere bize bir sürü kişi verdik, biz de veriyoruz. ABD gereğini yapmamıştır, siyasi noktada ciddi bir sıkıntı vardır.
Bir topluluğun menfaatlerinin gözetildiği, milletin çıkarlarının göz ardı edildiği yapılarda adalet olamaz. Bu şekilde davranan hakim ve savcılar adalet dağıtmaz, zulüm dağıtır. Zalimin sonu biliyorsunuz kardeşlerim hüsranıdır. Sizlerin birer adalet membağı olarak görev yapacağınıza inanıyorum. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz kardeşlerim, o yüzden yapmamız gereken darbe girişiminin yaşandığı kurumlarımızı ele almak suretiyle tüm kurumlarımızı yenilemek için adımları atmaktır. Terör örgütüne destek verenlerden büyük ölçüde temizlendi ama daha bitmedi. Şimdi siz gidince oradaki boşluklar dolacak, çok daha büyük ölçüde bitmiş olacak. Bakın bunun sonunda şehadet de vardır ha, cesur olacaksınız.
Hiçbir hakim ve savcının HSYK üyelerinin kendi oylarıyla belirlenmesinden memnun olmadığını biliyorum, demokratik gibi görünen bu durumun bir gruplaşma, ayrışma, kavga kaynağı haline geldiğinin farkındayım. Bu yöntemde artık ısrar etmenin anlamı kalmamıştır. HSYK üyelerinin seçim yönteminin değiştirilmesi için gereken uzlaşmayı göstermesini bekliyorum. Hiçbir siyasi partinin kendi görüşünü dayatarak uzlaşma yolunu tıkama hakkı yoktur. Cumhurbaşkanı olarak tüm partilerimizi sorumlu davranmaya davet ediyorum. Ayrıca darbe girişiminin yaşandığı kurumlarda yeniden bir daha yapılandırma yapılmalıdır.
TSK, Jandarma'nın İçişleri Bakanlığı'na bağlanması başta olmak üzere bu kurumlar yeniden yapılandırılma içindedir, polis teşkilatımızda da ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılması şarttır. Üniversitelerde, STK'larda, yurt dışı temsilciliklerinde gerekli reformları gerçekleştirmeliyiz. Eğer bunları yapmazsak inanın şehitlerimize, gazilerimize mahcup oluruz.
Meclisiyle, hükümetiyle, bakanlıklarıyla, elimizdeki imkânları zamanı en iyi şekilde değerlendirmeli. Büyük güçlü müreffeh Türkiye'yi inşa etmeliyiz. İşte pazar, pazartesi, salı, çarşamba Türkiye'de dünyanın 81 ülkesinden katılımla dünya uluslararası enerji kongresini gerçekleştirdik bitiyor. Bu tabii önemli bir adımdır artık Türkiye enerji hatları için bir hat durumuna geliyor. Burada toplanıp buradan dağılan bir hat... Birileri bunu hep farklı bir şekilde yorumladılar. "Yanlış yapıyorsunuz" dediler, "Kusura bakmayın, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz" dedik.
Kaynaklarımızı çeşitlendirmek suretiyle bu adımları atacağız yoksa değerli kardeşlerim biz kendi paramızla Marmaray'ı yapamazdık, Osmangazi Köprüsü'nü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapamazdık. Şimdi 20 Aralık'ta bizler Avrasya Tüneli'nin açılışını yapıyoruz, geçen gün gitti Başbakanımızla son kontrollerini yaptık o da bitiyor inşallah 20 Aralık'ta onun da açılışını yapacağız. Bitmedi inşallah 18 Mart'ta Çanakkale Köprüsü'nün temelini atacağız. Bütün bunlar arkadan Kanal İstanbul'u getirecek. Bakın bunları biz kendi paramızla yapmayacağız ha. S&P çıkıyor Türkiye yatırım yapılamaz bir ülke diyor. Türkiye'yi gelip görenler Ey S&P? Sen Türkiye'nin haritada nerede olduğunu biliyor musun? Önce onu araştırın.
Güven olduğu için, istikrar olduğu için bugüne kadar yatırım yapanlar hala yatırım yapıyorlar. Türkiye'nin havayolları, düşünebiliyor musunuz dünyanın ilk 7'si içinde yer aldı. Böyle bir konuma geldik. İstanbul'dan biniyorsun uçağa non-stop dünyanın bir ucuna gidiyorsun. Eskiden sadece THY vardı, şimdi 7 havayolumuz var. Eskiden otobüsler vardı, şimdi vatandaşlarımın kafası rahat, şıp diye şehir dışına gidiyorlar. İş bilenin, kılıç kuşananındır.
Bakın zamanında bölücü terör örgütünün başını teslim ettiler, onun yerine başka bir terör örgütünün başını aldılar. Oyun çok sinsi, bunlara çok dikkat etmemiz lazım. ABD'de eğer bu vermeme meselesi uzarsa seslendireceğimiz çok hassas şeyler de olacaktır. İşte PKK aynı senaryoda gönüllü olarak rol almıştır. Şu anda düşünebiliyor musunuz? ABD Suriye'de PYD/YPG'ye destek veriyor. Bunları bizzat sayın başkana söylediğim için de burada söylüyorum. "Kobane'ye silah indirmeyin" dediğimde indirdiler.
Koalisyon ülkeleri 63 ülkeden oluşuyor. 63 koalisyon ülkesi olarak 10 bin DAEŞ'liyi halledemiyoruz, bir avuç PYD'liye gidip "El atın da temizleyin" diyoruz. Ya onlar da terörist. Bir terör grubunu yok etmek için bir başka terör grubuyla hareket ediyorsunuz. Kusura bakmayın, biz terör koridorunun oluşturulmasına Türkiye olarak müsaade etmeyeceğiz. Geçenlerde, şu anlarda Cumhuriyetçilerin adayı bayan Clinton, aynı şekilde o da PYD'yi desteklemeye devam edeceğiz diyor. Çok talihsiz bir açıklama. Bence siyasette böyle bir açıklamayı yapmanın tanımı çok farklıdır. Doğrusu ben bunu bir siyasi acemilik olarak görüyorum. Bunun yapılmaması gerekiyor. Çünkü bölgenin hassasiyetleri var. Bu verdiğiniz silahlarla siz 600 bin insanın ölümüne neden olduğunuzun farkında değil misiniz? İnsan hayatının önemi nerede? Buna önem vermek yok. "Nasılsa silahım var, gökten bombalar yağdırılsın, ne de olsa ölen Müslüman" diyorlar.
Dikkat ederseniz Suriye, Irak merkezli oynanan oyuna bir hamle yapsak karşımıza başka bir terör örgütü çıkıyor. Biz niçin bu operasyonu yaptık? Gaziantep'te bakın 14 yaşında bir çocuk, Messi'yi çok seviyor, formayı giydiriyorlar ve bu çocuğu canlı bomba olarak kına törenine sokuyorlar. Patlatıyorlar, 56 kişi orada şehit oluyor. Oyunun sinsiliği bu denli büyük, o da DEAŞ. Bu hassasiyeti göz ardı edemeyiz. Bunlar 13-14-15 yaşındaki çocukları eğitmek suretiyle ne yazık ki bunları alana sokuyorlar. PKK'nın bıraktığı yerden DAEŞ, DAEŞ'in bıraktığı yerden FETO başlıyor.
PKK'nın çukur eylemleriyle FETÖ'nün darbe girişimi aynı gaye içinde sürdürülüyor. Akıl kapsamında bakıldığında bu eylemlerin hiçbirinin geçerli sebebi yoktur. Bunları ülkemizin üzerine salanlar bizleri sürecin dışında tutmak istiyorlar. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığının farkında değiller. 15 Temmuz'da darbe girişimi için harekete geçilince operasyonel gücümüzü yıllarca toparlayamayacağımızı sandılar. Ama TSK, olayın üzerinden 40 gün geçmeden Cerablus operasyonunu başlattı. Kış aylarını üslerinde hazırlık yaparak geçiren PKK'ya en büyük darbeler bu durumda vuruldu, vuruluyor. PKK'nın bombalı saldırılarının amacı bu başarısızlıklarının üstünü örtmektedir.
Musul konusunda Türkiye'ye terbiye dışı saldırılmasının sebebi bölgede kurulan denklemi bozuyor olmamızdır. Musul'da bölgeyi ateşe ve kana boğmak için kurulan Mezhep balonunu, Cerablus'ta yaptığımız gibi söndürmeye hazırız. Sünnilik, Şiilik bunların hepsi bir yorumdur. Hepsinin üzerindeki çatı bizim dinimiz olan İslam'dır. Bu mezhebi yorumlar asla İslam'ın üzerine çıkamaz. Burayı çok iyi anlamamız gerekmektedir. Suriye ve Irak'taki kardeşlerimizin bu şartların altında ezilmekten, kendimizi de aynı sona getirebilecek bu oyundan kurtaracağız.
Bir tarafta kar/zarar hesabı diğer yanda hayat/memat meselesi vardır. Türkiye'nin bölgeyle ilişkisini kendi çıkar ilişkileriyle karıştıranlara seslenmek istiyorum; terör örgütleriyle iş tutmak, ateşle oynamak gibidir. Bu ateş bizi teğet geçer ama korkarım ki onunla oynayanları cayır cayır yakar.
Kutsal değerlerimize saldıranlara ne yaptığımızı gördüler, yine yapacağız. Anlamayanlar da buyursunlar, "Hodri meydan" diyoruz. Biz devlet ve millet olarak bekamızı tehdit eden bu oyunu ne olursa olsun bozmaya kararlıyız. Bize gösterilen dostluk gibi kusura bakmasınlar husumeti de unutmayacağız. Bizimle ortaklık kurmak isteyenlere elimiz açıktır. Birazdan görev yeri belli olacak hakim ve savcılarımızdan bu ülkeyi çok sevmelerini, bu devlete en güzel şekilde hizmet etmelerini istiyorum çünkü biliyorum ki "Adalet mülkün esasıdır" buradaki mülk aynı zamanda devlettir, insanımızın beklentisidir. Türk milleti, kendisine hizmet eden, özellikle siz adalet mensubu insanları başının üstünde taşır hiç çekinceniz olmasın.
© Tüm hakları saklıdır.