-ERDOĞAN: KRİZDEN DERS ALMALIYIZ İSTANBUL (A.A) - 28.09.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanılan küresel krizden alınması gereken çok önemli dersler olduğunu belirterek, ''Eğer yaşananları görmezden gelirsek, krizden çıkan mesajları iyi okuyamazsak, altını çizerek söylüyorum, daha büyük ve daha fazla tahrip edici krizlere kapıyı aralık bırakmış olacağız. Bu küresel krizi aşmak şu anda tüm dünya ülkeleri için büyük bir aciliyet arz ediyor. Ama, küresel krizi aşmak kadar, tekrar etmemesi için önlemleri almak da en az o kadar önem ve aciliyet arz ediyor'' dedi. Global Ekonomi Sempozyumu'nun Çırağan Sarayı'nda verilen gala yemeğinde konuşan Erdoğan, sempozyumun bu yıl İstanbul'da yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, konukları ''İstanbul'a hoşgeldiniz'' diye selamladı. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından görülen en derin küresel ekonomik krizin içinden geçildiğini belirten Erdoğan, 2008 sonunda başlayan krizin, küçük büyük demeden hemen her ülkeyi etkisi altına aldığını ve az ya da çok etkilediğini ve etkilemeye de devam ettiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, dikkat ediniz, toplam nüfusun beşte biri, günlük 1 dolar ve altında bir harcamayla ayakta ve hayatta kalmaya gayret ediyor. Bir tarafta en son model cep telefonlarına sahip olmak için geceden kuyruğa giriliyor; diğer tarafta, hayatında daha bir kez olsun 'alo' dememiş, telefon ahizesini eline almamış, hayatında hiç cep telefonu görmemiş hatırı sayılır bir kitle var. Kuzeyli insanın hayatının vazgeçilmezi olarak görülen, temel ihtiyaç maddesi olarak değerlendirilen birçok ürün, Güneyli insan için bir lüksün, bir hayalin ötesine geçemiyor.'' -''BUGÜN ARTIK 'BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIĞI YUTAR' ANLAYIŞIYLA HAREKET EDİLEMEZ''- Son küresel krizin, dünyadaki bu gayri adil tabloyu artık yadsınamaz şekilde gözler önüne serdiğini belirten Erdoğan, ''Bugün artık 'Büyük balık küçük balığı yutar' anlayışıyla hareket edilemez. Bunun sürdürülebilir olmadığını artık çok daha net olarak görüyoruz'' dedi. Yeni ve çok daha adil bir ekonomik kalkınma modelini tesis etmenin, refahı da küreselleştirecek çözümler üretmenin zorunluluğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yıkılan, yeniden ve daha sağlam olarak yapılır. Depremler olur, yerine yeni bir şehir, dünya inşa edersiniz. Krizler aşılır, krizlerin tahribatı telafi edilir, eski seviyeler yeniden yakalanabilir. Ama öyle değerler, öyle duygular vardır ki, yıkıldığında, yıprandığında, tamiri ve telafisi mümkün olmayabilir. Adalet duygusu zedelenmemelidir, güven duygusu tahrip edilmemelidir. Dünyanın bir kısmı büyük bir hırsla kazanırken ve sınırsızca harcarken; yoksullar, evsizler, hastalar, kimsesizler, özellikle de çocuklar kendi kaderlerine terk edilmemelidir. Sınırsızca büyüme uğruna, küresel ısınma, çevre kirliliği, su kaynakları, gıda güvenliği ihmal edilmemeli, ekonomik büyüme kadar geleceğimiz de gözetilmelidir. Bu kriz bize şunu göstermiştir; geleceği ancak ve ancak daha fazla işbirliği, daha fazla dayanışma ile inşa edebiliriz. Artık hiçbir ülkenin kendisini kendi sınırları içine hapsetme lüksü yoktur. Hiçbir ülke için, yanı başındaki, bölgesindeki sorunlara kayıtsız kalma seçeneği söz konusu olmuyor.''