Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, Erdoğan, 28 Ağustos'ta Çankaya'da devir teslim yapmadan önce, 24 Ağustos Pazar günü olağanüstü kongre toplanıp, Genel Başkanı belirleyecek" dedi.
"Erdoğan, kendisinden sonra partinin başına kim gelecek kavgasının içine düşmesini önledi" diyen Selvi, "Bu konuda inisiyatif almak için isimler oldu. Ama Erdoğan bu tehlikeyi fark edip, engel oldu. Özal sonrası yaşanan,'8 Türk büyüğü' tartışması ANAP'ı 8 ayrı parçaya bölmüştü" ifadesini kullandı.
Selvi'nin Yeni Şafak'ta "Önce Genel Başkan mı yoksa Başbakan mı" başlığıyla yayımlanan (7 Ağustos 2014) yazısı şöyle:
'Kanımız aksa da zafer İslam'ındır' diyen ülkücülerin partisiydi MHP.
Onlar, 'Hira dağı kadar Müslüman, Tanrı Dağı kadar Türktüler'
Bu uğurda kan akıtıp, can verdiler.
Devlet Bahçeli'nin MHP'si ise ezandan, seccadeden, dua edilmesinden rahatsız oldu.
MHP'nin Erdoğan'la ilgili reklam filminde ezan, seccade, dua yer aldığı için, YSK'ya başvurması siyasi bir mesele değil, hazin bir tablo.
Biz ki minarelerde ezan sesi dinmesin, nur yüzlü ninelerin, ak sakallı dedelerin göz yaşlarıyla suladıkları seccadelerden duaları eksik olmasın diye mücadele verenleriz.
Bu MHP, gönlü imanı, ağzı dualı milliyetçilerin sesi olamaz.
Hiçbir siyasi gerekçe bunu mazur göstermez.
Ezandan, seccadeden, duadan rahatsız oluyorsanız, batsın sizin siyasetiniz.
Ezandan, seccadeden, ninelerin duasından rahatsız oluyorsanız batsın sizin milliyetçiliğiniz.
Gerçek milliyetçiler sizin peşinize düşmez.
Düşmeyecek de.
Gerçek milliyetçiler CHP'nin stepnesi olmayacak.
Bu yazıyı kesin saklayın.
Seçim gecesi yanlış çıkarsam suratıma çarpın.
10 Ağustos gecesi bu çatı çökecek.
Ezandan, seccadeden rahatsız olanlar hezimete uğrayacak.
Şundan emin olun.
Anayasa referandumunda olduğu gibi bu kez de başarısızlığın faturasını CHP'ye değil, yine MHP'ye kesecekler.
Milliyetçileri günah keçisi ilan edecekler.
Devlet Bahçeli yönetimi milliyetçileri CHP'nin stepnesi yapmaya devam ettikçe, maalesef bu devam edecek.
10 Ağustos'ta sadece Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz.
10 Ağustos'tan sonra yeni bir sayfa açılacak.
Aslında 10 Ağustos başlı başına bir sayfa.
Askerlerin Cumhurbaşkanı seçildiği, Cumhurbaşkanlığı için darbelerin yapıldığı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meclis'in etrafının kuşatıldığı bir Türkiye'den, doğrudan milletin Cumhurbaşkanını seçildiği bir Türkiye'ye gelinmesi aslında başlı başına bir demokrasi öyküsü.
Ancak bunu daha anlamlı kılmak ve Yeni Türkiye'nin inşasını başlatmak için 10 Ağustos sürecinin çok iyi dizayn edilmesi gerekiyor.
Şu ana kadar bu çok iyi götürüldü.
Değişimci Özal kendisinden sonrayı iyi dizayn edemediği için partisi ve Türkiye, statükocu zihniyetin eline geçmişti.
Başbakan'ın güçlü liderliği ile bu handikapların tek tek geride bırakıldığını görüyoruz.
Özal'ın, Demirel'in, Sezer'in ve son olarak Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçildiği süreçlere tanıklık eden biri olarak Erdoğan'ın süreci çok mahir bir şekilde yönettiğini görüyoruz.
Erdoğan sadece kendisini Çankaya'ya çıkarmıyor, partisini ve Türkiye'yi de yeni sürece hazırlıyor. Dönüştürüyor.
Etap etap gidiyor Erdoğan.
1-Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecini sancısız bir şekilde yönetti. Partisinde bir dağınıklığa, bölünmeye fırsat vermediği gibi tam tersine adaylığının etrafında kenetlenmeyi sağladı. Erdoğan'ın adaylığı ile bir sinerji oluştu.
2- Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili kampanyayı yürüttüğü bir sırada partisinin, Erdoğan'dan sonra kim gelecek kavgasının içine düşmesini önledi.
Bu konuda inisiyatif almak için isimler oldu. Ama Erdoğan bu tehlikeyi fark edip, engel oldu. Özal sonrası yaşanan,'8 Türk büyüğü' tartışması ANAP'ı 8 ayrı parçaya bölmüştü.
Erdoğan 10 Ağustos günü ilk turda Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren 11 Ağustos günü AK Parti'de yeni bir süreç başlayacak.
Bu Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmadan önce partisini ve hükümeti dizayn etme süreci olarak. Başbakan zaten adaylık sürecinde bu dizaynı bir ölçüde gerçekleştirdi. Ancak 11 Ağustos sabahından itibaren bu partinin yetkili kurullarında bir karara ve takvime dönüştürülecek.
11 Ağustos itibariyle önce MYK ardından MKYK toplanıp, 'Olağanüstü kongre' kararı alınacak.
Başbakan Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, Kanal 24'te Elif Çakır'ın programında bu süreci, 'Olağanüstü kongre devir teslim töreninden önce mi olacak yoksa sonra mı MKYK'da bunun kararı alınacak' diye özetledi.
İki formül var.
1-Önce Başbakan sonra Genel Başkan.
2-Önce Genel Başkan sonra Başbakan.
Eğer önce Genel Başkan seçilip, bu kişinin Başbakanlık görevini üstlenmesi kararı alınırsa, önce kongre sonra hükümet süreci işleyecek.
Yok eğer önce Başbakan belirlenip, Başbakan'ın kongrede Genel Başkan seçilmesi tercih edilirse, o zaman önce hükümet, sonra kongre takvimi işleyecek.
Tüm bunların arasında kritik bir takvim var.
Erdoğan Çankaya'ya çıkmadan önce mi yoksa sonra mı olacak bunlar.
Siyasi kulislerde bu sorunun cevabı aranıyor.
AK Parti kulislerinden edindiğim izlenim,
Erdoğan, 28 Ağustos'ta Çankaya'da devir teslim yapmadan önce, 24 Ağustos Pazar günü olağanüstü kongre toplanıp, Genel Başkanı belirleyecek.
Önce Genel Başkan sonra Başbakan formülü bir adım önde gözüküyor.