T24 - Erdoğan, gazetecilerin bir sorusuna “Komutanın kesinlikle NATO’da olması gereğini ifade ettik” diye yanıt verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin ardından söylemini değiştirdi. Erdoğan, komutanın NATO’da olması gerektiğini savundu. Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber şöyle:
Lizbon’da gerçekleştirilen ve “Türkiye’nin diplomatik zaferi” olarak sunulan NATO zirvesi öncesinde Türkiye’de konuşlandırılacak füze kalkanının komutası konusunda, “Özellikle topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa zaten kesinlikle bu bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil” demişti.
Eğitimde Fatih Projesi İş Birliği Protokolü’nün imza törenine katılan Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, NATO Balistik Füze Savunma Sistemi’nin komutasının kimde olacağına ilişkin bir soru üzerine “Bunlar bundan sonra yapılacak olan birleşimlerde, bir araya gelmelerde o zaman tespit edilecek. Şu anda tabii komuta şu ülkededir diye belirlenmiş bir şey söz konusu değil. Fakat biz tabii buranın komuta sisteminin tamamıyla NATO’da olması gerektiğini söyledik ve bunu savunduk. Bundan sonraki gelişmelere göre de tavrımız, ülkemizle alakalı bir konuda gelişmeler hangi noktaya gelecek, bunu şu anda bilemediğimiz için bir şey söylemek erken olur. Ama komutanın kesinlikle NATO’da olması gereğini ifade ettik” diye konuştu.
Oysa Erdoğan, 15 Kasım’da Bangladeş dönüşü Atatürk Havaalanı Devlet Konukevi’nde yaptığı basın toplantısında “Özellikle topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa zaten kesinlikle bu bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil” demişti.
Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Türkiye’den hava sahası ve limanların açılması talebine ilişkin bir soru üzerine, “Eğer eşzamanlı olarak açmaya varlarsa biz de varız. Bunu zaten ilgili bakan arkadaşlarım da her zaman dile getiriyorlar. Biz de uluslararası toplantılarda dile getiriyoruz. Bizden kimse kalkıp bu noktada farklı şeyler beklemesin” dedi.
anlaşmaya varıldı’ diye bir şey yok
Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasına ilişkin haberlerin anımsatılması üzerine Erdoğan, “12 mille alakalı olarak ‘anlaşmaya varıldı’ diye bir şey yok. Bir defa çalışmalar, görüşmeler devam ediyor. Anlaşmaya varıldığı anda zaten taraflar birleşik olarak açıklamayı yaparlar. Yani ‘şu şu şu konularda şu şu şekilde anlaşılmıştır’ denir. Henüz böyle bir şey söz konusu değil, görüşmeleri yetkili arkadaşlarımız devam ettiriyorlar. Belli bir noktaya varınca önümüze getirecekler. Gerekli açıklamayı da o zaman yaparız” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin “Nükleer tehdit İran’dan gelir. Biz kediye kedi deriz Fransa’da. Bunu söylesek de oradan gelir, söylemesek de oradan gelir” sözlerinin anımsatılması üzerine de “Bilmiyorum Sayın Sarkozy’nin dediğinden siz ne anladınız da, herhalde biz de kediye kedi deriz. Ama burada böyle bir hedef ortaya konmadığına göre o sadece kendi hafıza kaydı içerisinde olan neyse onları açıklıyor. Kusura bakmasın. Biz öyle bir şey düşünmedik, düşünmüyoruz” dedi.
Gül’le de ters düştü
Erdoğan, son seçimlerde kendisini desteklemediği savıyla Ankara’ya sitemde bulunan Celal Talabani’nin açıklamalarıyla ilgili soruyu da yanıtladı. Seçim sürecinde Irak’taki hiçbir siyasi partiyi desteklemediklerini belirten Erdoğan, “Her siyasi parti, kendi gücü, kabiliyeti içerisinde orada çalışmalarını yapmıştır. Fakat seçimlerden sonra bizimle bazı istişareler yapılmıştır ve bu istişareler içerisinde Sayın Talabani’nin dışında herkes bizimle gelip burada görüşmeler yapmıştır. Biz de kendilerine kanaatlerimizi, düşüncelerimizi ifade etmişizdir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, aynı konuda “Açıklamalarına hayret ettim. Aksine bu süreçte en samimi biz davrandık” demişti.
Erdoğan, Erzurum Savcısı Osman Şanal’ın Yargıtay’a yaptığı “İstihbari dinlemeler delil sayılsın” başvurusunun anımsatılması üzerine de konudan haberdar olmadığını belirterek “Ama ben size şunu sadece bir ilke olarak söyleyeyim. Tabii ki mahkeme izni olmadan bu tür bir dinlemenin yapılmasını doğru bulmamız, özgürlükler noktasında, demokrasi noktasında doğru değildir.”